Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tarkan, “Müzikten sonraki aşkım” diyor ancak aşktan çok bir tutku, bir hobi bu.
Megastar, National Geographic Channel’da bu ay gösterilecek ‘Büyük Göçler’ belgeselini seslendirdi, Doğuş Grubu, Megastar’ın bu jestine karşılık onu NG Türkiye için yaban hayatı fotoğraflayıp, anlatsın diye Afrika’ya götürdü.
National Geographic Türkiye, Tarkan’ın Afrika’da çektiği yaban hayatı fotoğraflarını ve izlenimlerini bu ayki sayısında yer verdi.
National Geographic Channel, ilk bölümünü 7 Kasım Pazar akşamından itibaren ekrana getireceği için Tarkan’ın ‘Büyük Göçler’ belgeseline nasıl bir seslendirme yaptığını izleyemedim. National Geographic Türkiye, Tarkan’ın Afrika’da çektiği sekiz fotoğrafı kullandı. Tarkan’la bir de söyleşi yapan NG Türkiye’nin çektiği fotoğrafların 'fotoğraf altı' yazılarını da Megastar'a yazdırması güzeldi.

Haberin Devamı

Kendi kendine öğrenmiş

TARKAN’IN YENİ AŞKI

Çünkü hepsinin altında fotoğraf makinesinin ölümsüzleştirdiği 'O an'a dair notlar vardı.
Fotoğraf çekme merakının beş altı yıl önce başladığını, makro çekimler yaparken hayvanların gözle görülemeyen detay ve güzelliklerine tanık olduğunu ve bundan çok etkilendiğini anlatan Tarkan, fotoğraf çekme aşkının nasıl başladığını ise şöyle açıkladı: "Kendi kendime öğrendim fotoğraf çekmeyi, ama hâlâ bilmem gereken çok şey olduğunun farkındayım. Fotoğrafçılık eğitimi almayı ve kendimi daha da geliştirmeyi düşünüyorum. Çok seviyorum fotoğraf çekmeyi. Müzikten sonra gelen yeni aşkım.”
Tarkan’ın hayvan ve doğa sevgisi, bu uğurdaki söylemleri ve eylemleri alkışlanacak türden.

Keşke ders alsa ve sergi açsa
Şayet Tarkan, kendine verdiği sözü tutar da, fotoğraf konusunda bu işte marka olmuş insanlardan ders alıp, biraz daha kendini geliştirirse, hayvan ve doğa sevgisini adına yapabileceği daha güzel fırsatlar çıkar önüne.
Örneğin; Tarkan, hobi olarak çekeceği doğa ve hayvan fotoğraflarıyla bir sergi açsa, insanların büyük ilgi göstereceği bu sergideki fotoğrafları satışa sunsa ve sergiden elde edileceği geliri doğa ve hayvanlar yararına kullansa güzel olmaz mı?
Haydi Tarkan, “Yeni aşkım” dediğin fotoğraf tutkusunu ete kemiğe büründürmeni, doğa ve hayvanlar için böyle bir adım atmanı bekliyoruz senden.

Haberin Devamı

MAHSUN’UN HEDEFİ 5 MİLYON SEYİRCİ!

TARKAN’IN YENİ AŞKI


Haftalardır sinemalarda gösterilen ‘New York’ta Beş Minare’ filminin fragmanlarını izleyenlerin ortak düşüncesi şuydu:
“Haluk Bilginer’in canlandırdığı karakter Fethullah Gülen’in ta kendisi”
Peki bu beklentiler boşa mı çıktı?
Filmdeki ‘Hacı’, kesinlikle Fethullah Gülen değil.
Mahsun Kırmızıgül’ün oynadığı polisin, Amerika’ya kaçmış eski bir kan davalısı o ‘Hacı’...
Ancak Haluk Bilginer’in ‘Hacı’yı, Ali Sürmeli’nin 'İmam'ı canlandırırken Fethullah Gülen’in fotoğrafını çektikleri kesin. Camide vaaz veren hoca Ali Sürmeli değil de Fethullah Gülen’di sanki. ‘New York’ta Beş Minare’, Mahsun Kırmızıgül’ün önceki işleri ‘Beyaz Melek’ ve 'Güneşi Gördüm' gibi mesaj dolu ve de içinde birkaç filmlik hikaye barındıran bir yapım.
Mahsun’un yönetmenlik ve senaristlik tarzı da bu demek ki:
“Tek hikaye kesmez beni; bir kerede iç içe üç film birden.”
Hollywood yapımlarını aratmayacak aksiyon sahneleriyle başlayan film Türk usulü dram gibi bitti.
Çünkü “New York’te Beş Minare”, Bitlis’ten New York’a uzanan bir kan davasını, İslam korkusu üzerine sörf yaparak anlatan bir film. Filmin finali Hollywood filmleri gibi 'ters köşeye yatıran' türdendi. Kırmızıgül’ün şimdiye kadar yazıp, yönettiği ve oynadığı iki film de iyi iş yaptı.
'New York’ta Beş Minare' için Kırmızıgül ile yapımcısı Murat Tokat’ın parolası şu:
“5 Kasım’da 500 kopya ile 5 milyon izleyici.”
Peki Mahsun’un yeni filmi, bu kadar gişe yapar mı?
'New York’ta Beş Minare'nin yatırılan parayı amorti etmesi için sinemaların gişelerine 3 milyon 200 bin seyirci çekmesi lazım.

Zor ama imkansız değil
Önceki akşam Kanyon’daki özel gösterimde izlediğim 'New York’ta Beş Minare'nin maliyetini amorti edecek kadar gişe yapması sürpriz olmaz. Kırmızıgül’ün sinemadaki üçüncü filmiyle, 5 milyon izleyiciye ulaşıp sinemada bir rekora imza atması zor, ama imkansız değil.
Asıl sürpriz o zaman olur.
Sinemaseverler, sinema eleştirmenlerine rest çeken Kırmızıgül’ü sinemada rekortmen yapar mı?
Bekleyip, göreceğiz.