Tarkan, ülkeyi niye terk etsin?

Önder Bekensir’in basın açıklamasında gazetecilere hitap şekli de kendini savunmak için Tarkan’ın yıllar önce çektirdiği fotoğrafları hatırlatması da çok ayıp


Demet Akalın’ın eşi Önder Bekensir’in Bodrum’da bir zodyakta çekilen fotoğraflarını gördünüz mü? Söz konusu fotoğraflar önce Takvim’de çıktı. Sonra o fotoğrafları Kelebek manşet yaptı. Dün de Vatan’da Önder Bekensir’in bu fotoğraflara ilişkin dava açtığına dair haber vardı.
Yıllarca fotoğraf çektiğim için bilirim, bazen objektifiniz öyle enstantaneler yakalar ki, ortaya çıkan görüntü çekeni bile şaşırtır. Bekensir’in Vatan’a yaptığı açıklamadan anladığım o ki, böyle bir durum gelmiş başına:
“Bu fotoğraf mutlaka espri konusu yapılacaktır. Yapılan da pek hoş bir şey değil tabii... Resim zodyakta çekildi. Tabii bu resmi çekenler hayatında zodyağa bile binemedikleri için gaza bastığında zodyağın ne kadar külfetli bir iş olduğunu bilemezler. Bir saniyelik bir kare o ama çok güzel yakalamışlar, tebrik ederim. Önder Bekensir’e bir bu b.k atılmamıştı. Onu da attılar, sağ olsunlar. Olsun ben kendimi biliyorum. Zodyağı gaza taktığınız zaman ben otomatikman devrildim. Ondan sonra kalktım, zaten gülerken de resmim var. Doğaldır, yaparlar. Basına karşı boynumuz kıldan ince. Ülkemizde yargı çok ağır ve çok komik işliyor. Dava açmanız için zengin olmanız gerekiyor. 5 milyar pul, 5 milyar avukat. 10 dava açtığınızda 50-100 bin liradan bahsediyoruz. Tazminat davası açacağım.”

Seninki özel hayat da Tarkan’ın ki değil mi?
Tartışılan o karedeki zodyağın ipine, üçüncü kişinin duruşuna ve de Bekensir’in kendini savunurken sarf ettiği cümlelerden birine dikkatinizi çekerim:
“Tabii bu resmi çekenler hayatında zodyağa bile binemedikleri için...” Ne demek şimdi bu? Muhabirler fakir, sen zenginsin yani... “Paramla seni döverim” kompleksinin tezahürü bu... Bekensir’in “Dava açmanız için zengin olmanız gerekiyor” deyip, ardından bir sürü dava açacağını söylemesi de zenginliğinin bir başka göstergesi! Bekensir’in, “O fotoğrafta biseksüel iması yapılmış” sorusuna verdiği yanıt ise daha bir facia: “Evet, yapılmış, ama biraz arşivlere dönüp bakarlarsa, Önder Bekensir’e de bu tabir kullanılıyorsa helal olsun diyorum. O zaman demek ki Tarkan’ın ya da başkalarının bu ülkeyi terk etmesi lazım. Benim kimlerle çıktığım ve beraber olduğum çok açık ve net ortada.” Tarkan’ın şimdiye kadar ‘biseksüelim’ dediğini ne duydum, ne okudum. Ancak Bekensir, kendini savunurken Tarkan’ı örnek göstermesine ne demeli? Bekensir’in, bazılarının bir fotoğraf karesinde zihinlerinde oluşan ‘biseksüel’ imajıını silmek için Tarkan’ın yıllar önce bir erkek arkadaşıyla plajda çekilmiş fotoğraflarına gönderme yaparak onu Türkiye’yi terk etmesi gerekenler listesine koyması ayıp değil mi? Seninki ‘özel hayat’ da, Tarkan’ın ki ‘kamu malı’ mı? Sana ve arkadaşına yapılan yanlışı, bari sen başkalarına yapma!


Lord Of The Dance yakında Türkiye’de
Şimdiye kadar 70’e yakın ülkede 100 milyonun üzerinde insanın izlediği ‘Lord Of The Dance’, haziran ayında Türkiye’ye gelecek. ‘Michael Flatley’s Lord of the Dance’, dünya çapında 800 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde eden bir topluluk. Las Vegas’ta beş yıl boyunca 2 milyonu aşkın seyirci tarafından izlenen, tüm dünyada 12 milyon adet CD’si ve 13.8 milyon adet videosu satılan ‘Lord of the Dance’ seyredenleri büyüleyen danslarını, 11 12 ve 13 Haziran tarihlerinde sergileyecek.


Türkiye’de beş ayda neler oldu?
Starbucks’ta oturdum, arkadaşımı bekliyorum. Çok geçmeden önümdeki masaya, önce saçları kısa kesilmiş bir genç, sonra iki kız geldi. Kızlarla o genç hasretle kucaklaştı ve aralarında hararetli bir sohbet başladı. Kızlardan biri yüksek sesle konuşmaya başladı. Söylediklerinden kısa dönem vatani hizmetini yeni tamamlayıp geldiği anlaşılan genç, kızlara, “Beş ay boyunca doğru dürüst gazete okuyup, televizyon izleyemedim. Neler oldu memlekette?” dedi. Askerden dönen gençle sevgili değil, ama ya üniversiteden ya da mahalleden ‘kanki’ olduğunu sandığım 20-22 yaşındaki genç kız beş ayda Türkiye’de olup bitenleri üç cümle ile özetledi: “Duman’ın solisti Seçkin Piriler’le evlendi. Baykal’ın kaseti çıktı, istifa etti. Kılıçdaroğlu, CHP’nin Genel Başkanı oldu.” “Apolitik bir nesil yetişiyor” diyenlere duyurulur.