Telif Yasası’nın tıkır tıkır işlediği, insana ve emeğe saygının egemen olduğu medeni bir ülkede, telif ödemeyen bir siteye ödül verilse, yer yerinden oynar, o ödül anında iptal edilirdi
Reklamcılar Derneği’nin 'İletişimin Zirvesindekiler (İZ) Ödülleri'ne layık görülenler arasında izlesene.com’u görünce şaşırdım. Çünkü derneğin 'Yılın İnternet Mecrası' dalında ödül verdiği izlesene.com, bildiğim kadarıyla kullandığı eserlerin sahiplerine telif ödemeyen bir site.
Bilgimin güncel olup olmadığını öğrenmek için MÜ-YAP Başkanı Bülent Forta’yı aradım.
Konuyu ilettiğim Forta, “Kayıtlarımıza bakıp, döneyim sana” dedi.
Forta, MÜ-YAP’ın kayıtlarını inceledikten sonra aradı ve “İzlesene.com’a verilen ödül, telif ödemeyen bir sitenin taçlandırılmasından başka bir şey değildir” dedi.
MÜ-YAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Forta, sonra da konuya ilişkin şöyle bir yazılı açıklama gönderdi:
“İzlesene.com isimli sitenin sahibi olan Noktacom Medya İnternet Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. isimli şirket ile 1.8.2009 - 31.12.2009 tarihlerini kapsayan bir lisans sözleşmesi imzalanmıştır.
Adı geçen firma yükümlülüklerini yerine getirme konusunda sözleşme hükümlerine uygun davranmamış, raporlamalarında aksamalar yaşanmıştır.
“Hakkında yasal işlem başlattık”
Sözleşmenin sona ermesiyle birlikte 2010 yılı başından itibaren kendileriyle çeşitli görüşmeler yapılmış ancak yeni sözleşme imzalanması mümkün olmamıştır.
Bu durum üzerine adı geçen firmaya 10 Mayıs 2010 tarihinde bir yazı gönderilerek 14 Mayıs 2010 tarihinde MÜ-YAP repertuarını kullanmaya son vermeleri istenmiştir.
Bu isteme rağmen kullanımlarına devam ediyor olmaları nedeniyle haklarında yasal girişim başlatılmıştır.”
Tablo ortada.
Telif Yasası’nın tıkır tıkır işlediği, insana ve emeğe saygının egemen olduğu medeni bir ülkede böyle bir şey olsa, yer yerinden oynar, o ödül anında iptal edilir, ödülü verenler de kamuoyundan özür dilemek zorunda kalırdı.
Ama burası Türkiye.
Maalesef ki burada böyle.
Çünkü burası, esnafın vitrinine, kocaman harflerle “Kaçak çay gelmiştir” diye yazı asıp, satış yapabildiği bir ülke.
MARS, 'GÜNAH KEÇİSİ'Nİ BİR KEZ DAHA İZLEYECEK!
Bugüne kadar Şahin K.’nın 'Günah Keçisi' filmine Mars yasak koydu diye bir şey yazdım mı?
Hayır.
Yazdıklarım özetle şuydu:
Sinemada artık yeni bir uygulama var. Birçok sinema salonunu bünyesinde bulunduran gruplar, filmleri izlemeden salonlarına almamaya başladı. Filmleri izliyor, gösterip göstermemeye ya da nerelerde gösterime sokacaklarına öyle karar veriyorlar. Mars’ın yöneticileri, izledikleri 'Günah Keçisi' filmini, sosyodemografik yapı itibarıyla AB grubunun gittiği sinema salonlarında değil, müşterilerinin çoğunu C, D gruplarının oluşturduğu salonlarda oynatabileceklerini söyledi.
'Günah Keçisi'nin yapımcısı ve dağıtımcısı, “Filmimizin önünü kesiyorlar” diye ortalığı ayağa kaldırınca, “Bülent Ersoy, dünya çapında bir star olacaktı, ama önünü kestiler” diyen Mustafa Topaloğlu gibi hissettim kendimi.
Allah aşkına bu devirde, hangi güç, insanların izlemek istedikleri filmin önünü kesebilir.
Sele kim engel?
Medya Mühendisliği, Mars Entertianment’in ortağı Muzaffer Yıldırım’dan aldıkları beyanatın da bulunduğu bir e-posta yolladı. Mars’ın ortağı Yıldırım’ın beyanatı da şu:
“Biz ticaret yapıyoruz. Sonuçta satmayacak ürünü vitrine koymazsınız. Kanyon’da ‘Turist’ filmi birinci olurken ‘Recep İvedik’ yedinci olabilir. Biz de salona ve müşteri profiline göre film koyuyoruz. ‘Günah Keçisi’ daha bize gelmedi. Ama ikinci haftada duruma göre daha fazla salon açılabilir. Sonuçta iş yapacak filmin önünü de tıkamayız.”
Bayağı meraklısı varmış!
Yıldırım’ın söylediklerinde benim yazdıklarımı tekzip eden bir cümle var mı?
Yok, ama buna rağmen yapımcı şirket “Filmimize yasak koydular. ‘Günah Keçisi’nin önünü kesiyorlar” söyleminde ısrarlı.
Ben diyorum ki, hava bozdu, yağmur yağacak.
Onlar diyor ki, “Bize uzun burunlu” dedin.
Peki işin gerçeği ne?
Yazdıklarımdan sonra ortalık toz duman olunca, Medya Mühendisliği, Medyavizyon ve Mars arasında yapılan görüşmelerden sonra gelinen durum şu:
Bu hafta sonu Mars, 'Günah Keçisi'nin 'son hali'ni bir kez daha izleyecek ve grup filmi hangi salonlarında oynatabileceğine karar verecek.
Bu vesileyle şunu anladım ki, çektiği porno filmlerle şöhrete ulaşan Şahin K.’nın komedi filmine bayağı meraklı insan varmış Türkiye’de.
'Günah Keçisi'nin fragmanlarının internette 'tık’lanma rekoru kırması da bunun göstergesi.
Bakalım, sanal alemdeki bu ilgi film vizyona girince gişeye yansıyacak mı?
Yeri gelmişken şunu da vurgulamakta yarar görüyorum.
Yazdıklarımla 'Günah Keçisi'nin önünü kesmedim, aksine önünü açtım.