Temmuzdan eylüle aradaki farka bakın!

Çok sevdiğim bir Çin atasözüdür:
“Sular yükselince, balıklar karıncaları yer, sular çekilince karıncalar, balıkları yer.
Malum yaz aylarında TV izleyen insan sayısı azalır.
Büyük kanallar, yüksek maliyetli programlarını “yaz tatili”ne çıkarır, o yüzden de ekranı düşük maliyetli programlar ya da “tekrar”lar kaplar.
Büyük kanalların bu politikası tematik kanallara yarar...
Ekranlarında hiçbir yenilik yapmadan, az da olsa reytinglerini artırırlar.
Bu kanalları yönetenler de bu sayede yaza özgü geçici bir sevinç yaşar.
Ne zaman ki, okullarla birlikte televizyon dünyasında “yeni yayın dönemi” başlar.
Şapka düşer, kel görünür, ak - kara belli olur...
Tematik kanallardaki izleyici artışının “mevsim yağmuru” gibi geçici olduğu ortaya çıkar...
“Sel gider, kumu kalır” derler, ancak tematik kanalların çoğu bunu bile başaramaz.
Geldiği gibi gider o seyirciler.

17 kanalın reytingi düştü
26 televizyon kanalının temmuz ve eylül ayına ilişkin izlenme paylarına bakın, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.
Tematik kanalların neredeyse hepsi “yaz ekranı”ndan “yeni yayın dönemi”ne geçişte seyirci kaybına uğradı.
Her kanalın karşısında dört rakam var...
Bu rakamlardan ikisi koyu, ikisi daha açık renkte.
Koyu siyahlar yükselen reytingi, diğeri ise reyting kaybını gösterir.
17 kanalın temmuz reytingleri siyah, eylül reytingleri daha açık renkte, çünkü hepsi reyting kaybetti.
5 kanalın rakamları aynı renk. Çünkü onlar seyircisini tutmayı başardı.
Onca televizyon kanalı arasından sadece 4’ü “yeni yayın dönemi”ne karlı girdi.
Bu kanallar da Kanal D, Star TV, Show TV ve TNT...

En büyük kayıp atv’de
Yeni yayın döneminin yaramadığı bir ulusal kanal var, o da atv...
Programlarının çoğunu tatile çıkarmadığı için reyting açısından parlak bir yaz dönemi geçiren FOX, “yeni yayın dönemi”ne idare eder bir pozisyonda girdi, ama atv öyle değil.
atv, “tüm gün”de 0.3 puan, “prime time” kuşağında ise 3.1 puan kayba uğradı.
Temmuz ayında birinciliğini tam sayfa ilanlarla kutlayan atv, “yeni yayın dönemi”nde “tüm gün”de Kanal D ve Show TV’nin ardından üçüncü, “prime time”da ise Kanal D, Show TV ve Star TV’nin ardından dördüncü oldu.
Ciddi reyting kaybı yaşayan bir kanal daha var: Kanal 7...
Yeni yayın dönemi Kanal 7’ye hiç, ama hiç yaramadı.

Yılmaz Erdoğan yine döktürdü!
Yılmaz Erdoğan, ağabeyi Mustafa Erdoğan’dan boşanmak üzere olan Gülben Ergen’in takipçi sayısını 660 bine çıkardığı ve neredeyse emekli olacağı Twitter alemine yeni daldı... Yılmaz Erdoğan, Twitter acemisi, ama kalem ustası... Daha önce de yazdım, kalemi oyunculuğundan çok öte Erdoğan’ın... Sevgi yoksunu insanların seviyesiz tweet’lerinin cirit attığı bir ortamda Yılmaz Erdoğan’ın yazdıkları bana çölde bir vaha gibi geldi.
erdoganylmz https://twitter.com/ Yılmaz Erdoğan
kalp nakli sorusunu 20 yıl önce sormuştum hâlâ muhabbet meselesi olması ne güzel...
erdoganylmz https://twitter.com/
hatta sen kimsin benim balam?
erdoganylmz https://twitter.com/
tweet acemiliğimi atmaya çalışıyorum, dur dur yavaş yavaş ısınıyorum.
AltanSan https://twitter.com/ sanem altan
bu hesap @erdoganylmz https://twitter.com/ gercek mi?
erdoganylmz https://twitter.com/
mesela burdan size yeni şiir mi göndersem ara sıra?
erdoganylmz https://twitter.com/
Batıl’a ne zaman itikat etse kalbim, sahici nedenlere sahte amaçlar ekliyorum.
erdoganylmz https://twitter.com/
tamam tweet dünyasını tam bi çözeyim sonra görüşürüz, herkese iyi geceler.

Don Omar’dan Alper D.’ye jest
Yaptığı müziğin adı reggaeton... R&B ile pop unsurlarını birleştiren bir tarz bu... Seyhan Müzik’ten “Karnaval” adlı bir albüm çıkaran Alper D.’nin müzik tarzı da bu müzik tarzının Türkçesi...
Süpervizörlüğünü Serdar Seki’nin üstlendiği albümün ilk klibini Seki’nin yönetmenliğinde “Kulüpte Bir Gece” isimli şarkıya çeken Alper D., bir dönem “Dale Don Dale” şarkısıyla dünyada fırtınalar estiren Don Omar’dan bile şarkı aldı, hem de para ödemeden.
Alper D., “Don Omar’dan, ‘Dile Otra Noche’ adlı şarkısını ‘Kukla’ adıyla cover’lamak için izin istedim. Sağ olsun, ‘kullanım hakkı’ istemeden şarkısını kullanmama izin verdi” dedi.

Parası olana Green Kart!
Milliyet Televizyon okurlarının “Florida Türk Radyosu”nun kurucusu olarak hatırlayacağı Sevi Sarı, bu defa farklı bir alanda çıktı karşımıza...
Sevi Sarı, Orlando’daki “Lake Bueena Vista” adlı tatil köyünün satış temsilcisi oldu ve Amerika’da Green Kart sahibi olmanın en kestirme yolunun buradan gayri menkul almaktan geçtiğini açıkladı. Nasıl mı? İşte söyledikleri:
Krizden sonra Amerika’da emlak fiyatları dibe vurmuş durumda. Obama, döneminde satışları artırmak için Amerika’dan gayrimenkul alanlara oturma ve çalışma iznini sağlayan ‘Green Kart’ (Yeşil Kart) imkanı sunuldu.
Alacağınız daire için depoziti yatırdıktan sonra şirketin avukatı, adınıza Yeşil Kart başvurusunu yapıyor. Önce Yeşil Kart’ınızı alıyorsunuz, sonra tapuyu...
Bu sistemle daire alanlar içinde şu ana kadar Yeşil Kart verilmeyen olmadı. Diyelim ki, iki yılın sonunda satın aldığınız emlağı o günkü değerinden satıp paranızı geri almak istiyorsanız. Sistem dairenizi hemen geri alıyor. Aldığınız Yeşil Kart ise sizde kalıyor ve geri vermiyorsunuz.”
Sarı’nın söyledikleri Cem Yılmaz’ın bir reklamında kullandığı espriyi aklıma getirdi. Sattığı ürünü methetmek için, “Param olsa, ben de alsam” diyordu Cem Yılmaz.
Bu da o hesap...