Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CNN Türk’te Mehmet Yaşin’in hazırlayıp sunduğu ‘Bayram Lezzetleri’nde Tarık Akan’ın ortaya attığı “Çalın Davullar türküsünü söyleyen Atatürk’e benziyor” iddiası, bir anda Kurban Bayramı’nın en ilginç tartışma konusu haline geldi.
“Tarık Akan özür diledi ve olay kapandı” diyenler olabilir, ama ben aynı görüşte değilim.
Çünkü bir özürle kapanacak bir konu değil bu.
Neden mi?
İşte nedenleri:
Tarık Akan, ‘Bayram Lezzetleri’nde sadece “Sesi benziyor, gerçekse araştırılsın” demedi.
Kanaatim o ki Akan’ın, Can Dündar ortaya çıkıp, ‘acı gerçeği’ açıklayıncaya kadar ‘Çalın Davullar’ı söyleyenin Atatürk olduğuna inancı tamdı.
Böyle düşünmese olayı; her haliyle buram buram kurgu ve gizem kokan şekilde anlatır mıydı?
“Şeytan ayrıntılarda gizlidir” derler.
O nedenle Tarık Akan’ın ‘Bayram
Lezzetleri’nde sarf ettiği şu sözlere dikkatinizi çekmek
isterim:

Haberin Devamı

TEŞEKKÜRLER CAN DÜNDAR
Bu olaydan alınacak dersler
Bir Alman, Atatürk’e ses kayıt cihazı getiriyor. Mustafa Kemal bunu çok seviyor. Akşamları kendisi ona şarkı söylüyor, dinliyor ve sonra kırıyor. Dinleyip kırdığı için bu plaklar hiç kimsenin eline geçmiyor. Sonra bir arkadaşı alıyor, ona da vermiyor. Sonra birisine geçiyor ve o plak, bu plak. Kaydın orijinalinin kimde olduğunu söyleyemem. Bana kayıt maille yollandı. Mailde Atatürk’e ait konuşma da var. Mustafa Kemal, her şeyi güzel yapar. İşte türküsünü de böyle güzel söylemiş.”
Akan’ın Kurban Bayramı’nda ‘bomba etkisi’ yapan bu açıklamalarından sonra TRT Haber’de ve NTV’de izlediğim uzmanlar da, Akan’ın Atatürk’e dair anlattıklarını doğruladı.
Çünkü Atatürk’e ait anıların bir kısmı zaten bilinen şeylerdi.
Mesele bu ‘Çalın Davullar’ı söyleyenin Atatürk olup olmadığıydı.
O ana kadar görüş beyan edenlerin çoğu, “Olabilir” dedi, sadece Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık, onlara oranla daha temkinliydi. Saltık, “O zaman ev ortamında doğrudan plağa kayıt yapma gibi bir imkan yoktu. O dönem ev ortamında yapılan kayıtlardan da böyle ses çıkmaz. Bu bana stüdyo kaydı gibi geldi” dedi.
Allah’tan Türkiye’nin Can Dündar gibi Atatürk konusunda uzman bir belgeselcisi var.
Ne zaman ki Can Dündar devreye girdi ve önce TRT’ye, ardından da NTV’ye, ‘Çalın Davullar’ı söyleyenin Atatürk değil, kameraman arkadaşı Murat Özcan olduğunu söyledi, işin rengi değişti.
Can Dündar, sadece Tarık Akan’ı değil, hepimizi internetin kurbanı olmaktan kurtardı.
Bu olaydan başta Tarık Akan olmak üzere, bu olayı araştırmadan, soruşturmadan ‘flaş haber’ diye ekrana getirenlerin de çıkaracağı dersler olmalı.
Birincisi; ‘sanal alem’den elimize geçen bu tür bilgileri, araştırmadan soruşturmadan, olduğu gibi yani ham haliyle yeni bir şeymiş gibi kamuoyuna sunmamak lazım...
İkincisi; Tarık Akan’la
Mehmet Yaşin, Çiçek Bar’dan da arkadaş... Kameralar kayıttayken konuşurken ‘Çiçek Bar muhabbeti’ rahatlığında olmamak gerekiyormuş demek ki!

Haberin Devamı

TSM, KANADA’DA DERS OLABiLiR Mi?
Türk Sanat Müziği’nin Kanada’ya açılma ihtimali var mı?
Zor, ama imkansız değilmiş demek ki...
Dünyanın bir uçundan Türk Sanat Müziği’ni araştırmak üzere Türkiye’ye gelen Ryerson Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leslie Hall’in Anadolu Ajansı’na verdiği demeç bu anlamda umut verici.
25 yıl önce geldiği Türkiye’de bir yıl konservatuvarda öğrenim gördüğünü vurgulayan Kanadalı öğretim üyesi, bu kez ziyaret nedenini ise şöyle açıkladı:
“Türk Sanat Müziği benim için çok enteresan, farklı ve özel bir müzik. Hazırlayacağım raporun müzik profesörleri tarafından onaylanması durumunda Türk Sanat Müziği, Kanada’da ders olarak verilecek.”
Bundan daha güzel bir fırsat olabilir mi?
Artık Kültür ve Turizm Bakanlığı mı olur, Başbakanlık Tanıtma Fonu mu, konservatuvarlar mı yoksa müzik şirketleri mi bilemem?
Ama bildiğim bir şey var; o da birilerinin bir an önce Leslie Hall ile temasa geçip, onun Kanadalı profesörlerin onaylayacağı bir Türk Sanat Müziği Raporu hazırlamasına yardımcı olması...
Fırsat ayağımıza kadar geldi çünkü...

Haberin Devamı

NiKAHA KAÇ KiLOMETRE VAR?

Ali Sunal’ın uzatmalı aşkı ve ‘Yaprak Dökümü’nün ‘Leyla’sı Gökçe Bahadır, demiş ki, “Tabii ki Ali’yle evlenmek istiyorum. Evliliğe karşı biri değilim. O yolda ilerliyoruz sonuçta.”
Onu anladık da, nikah dairesi kaç kilometre sonra?