Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye günlerdir tarihini tartışıyor. Neden? ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi yüzünden. Dizide anlatılanlara birçok insanın itirazı var.
“O öyle değildi” diyen tarihçilere karşın, “Hayır öyleydi” diye ısrar eden tarihçiler de var.
İki taraf da tarihi bir kaynağa dayandırınca iddiasını, kime inanacağını şaşırıyor insan.
Peki, tanıdığı olduğumuz olayların tarihe nasıl geçeceğini hiç düşündünüz mü? Örneğin günün birinde Trabzon’a tren giderse, bu insanlara nasıl anlatılacak?
Tarihçiler, günümüzde yapılan haberlere bakacak ve şöyle diyecek: “2005-2010 arasında ‘Yaprak Dökümü’ adlı bir dizi yayınlandı. O yılların en yüksek reytingli dizisiydi bu. Son bölümünde, senaristler, gerçekte olmayan rayları senaryoya döşeyip Trabzon’a trenle adam gönderdi. Bu da devleti yönetenlere ilham verdi. Trabzon trene kavuştu.”

Haberin Devamı

TRABZON’A TREN YOLU KiMiN ESERi

Gaf yapanlar ‘kahraman’ oldu!
Yıllar sonra insanların tarihi kaynaklara bakınca okuyacakları bu.
Çünkü son günlerde ‘Yaprak Dökümü’ sayesinde Trabzon’un trene kavuşacağına dair o kadar haber çıktı ki!
Gerçekle uzak yakın alakası yok, ama tarihe düşülen not bu.
‘Şevket’e Trabzon’a üç tam, bir öğrenci tren bileti aldırarak bir gafa imza atan ‘Yaprak Dökümü’ senaristleri, ‘yılın gaf kraliçeleri’ ilan edilmesi gerekirken, yok yere Trabzon’a demiryolu yapılmasına sebep olan insanlar gibi lanse edilip, kahramanlaştırıldı.
Oysa işin aslı şu:
Yolu Trabzon’a kadar uzatmak isteyen T. C. Devlet Demir Yolları, projenin ilk ayağı olan güzergah belirleme ihalesini 2009’da yaptı. Erzincan-Trabzon demiryolunun güzergah belirleme ihalesini alan Yüksel Domaniç şirketi, o tarihten bu yana araştırıyor bu işi.
Güzergah üzerindeki illerde bu amaçla birçok platform kuruldu.
Her vilayet güzergahın kendine göre belirlenmesini isteyince işler karıştı. Dört vilayet birbirine düştü.
Rizeliler ve Bayburtlular; yolun Bayburt ve Çaykara üzerinden Of’a, oradan Trabzon’a gitmesini istiyor, Gümüşhaneliler ve Giresunlular ise “Bu yol daha ekonomik. Erzincan ve Gümüşhane üzerinden Tirebolu’ya insin, oradan Trabzon’a geçsin” diyor.
Şimdi Trabzon, Rize, Giresun, Bayburt ve Gümüşhane, iki yıldır bunu tartışırken, Trabzon’a demiryolu projesini ‘Yaprak Dökümü’ senaristlerine mal etmek niye?
TCDD yöneticilerinin de, ‘sanal kahramanlar’ yaratılmasına çanak tutmasını anlamak mümkün değil.

Haberin Devamı

“DÜN BURADAN 14 KARI ALDIK” DİYEN POLİS ŞEFİ
Ladik’te açılan kayak merkezini görmek için gittiğim Samsun gezisi, son geceye kadar oldukça sakin geçti. Ancak balık yemek için gittiğimiz Pamuk Kardeşler’den dönüşte, aksiyon filmlerini aratmayacak bir olayla karşılaştık.
Saat 01.00 sularında iki otomobille ayrıldık balıkçıdan.
Tam ana yola çıkmak üzereydik ki, çoğunluğu sivil polislerden oluşan bir ekip çevirdi bizi.
Grubumuzda; ‘Iksırana tıksırana kadar içen’ kimse yoktu, ama birkaç kadeh rakı içen de vardı, benim gibi alkol almayanlar da.
Ama polis durdurunca herkesin düşüncesi aynıydı:
“AK Parti, alkole karşı ya! Polis alkol alanlara psikolojik baskı yapmaya başladı.” Ancak çok geçmeden işin rengi anlaşıldı.
Çünkü bizi çevirenler alkol kontrolü yapan trafik polisleri değil, ‘organize’ çıktı. “Genel uygulama var” deyip, kimliklerimizi istediler ve sonra da üst-baş araması yaptılar.
Polis bizden önce de iki otomobil çevirmişti. O gruptakilerle polis arasında ilginç bir tartışma başladı.
Onlardan biri, “Burada iki restorandan başka bir şey yok. Niye ana yolda değil de, burada uygulama yapıyorsunuz? Alkol alanları taciz mi ediyorsunuz?” deyince, polislerin amiri ona şöyle bir yanıt verdi:
“Dün akşam 14 karı aldık buradan.”
Aynı kişi, “Bizim gibi delikanlıya p.....k muamelesi yapılır mı?” diye tepki gösterip ortam bir anda gerilince polisler, “Bu uygulamanın sizinle alakası yok” deyip bizi gönderdi. Sonradan öğrendim ki, o grubun içinde, tartışılan tahliyelerle cezaevinden çıkınca Bafra’ya gelen Sedat Şahin’in oğlu varmış.
Polis, Sedat Şahin’e, “Takibimizdesin” demek için olsa gerek mahkemeden bir karar çıkartıp, çıkmaz sokakta ‘genel uygulama’ yapmış ve o gece, sahildeki bir başka balıkçıda yemek yiyen Sedat Şahin’in oğluyla arkadaşlarını gözaltına almış.
Polis, toplumun huzuru için elbette ki böyle uygulamalar yapmalı, ama bunu yaparken üslubuna da dikkat etmeli.