TRT dizisinde Fato başrolde
Türk sinemasına adını altın harflerle yazdıran kadın starlardan biri olan Fatma Girik, yakında yeniden
Bir süredir hayat arkadaşı Memduh Ün’le daha yakından ilgilenebilmek için gelen film ve dizi tekliflerini kabul etmeyip kameralardan uzak bir yaşam süren Girik, son anda kararını değiştirmezse Mahmut Hekimoğlu’nun TRT için çekeceği dizinin başrolünde oynayacak.
Yapımcılığını Mahmut Hekimoğlu’nun film şirketi Ömür Film’in üstleneceği dizinin öyküsü ve senaryosu Erdoğan Akduman’a ait.
Yönetmenliğini Hüdaverdi Yavuz’un yapacağı dizide başrolleri Fatma Girik ile Mahmut Hekimoğlu paylaşacak.
Teklif çok sevdiği bir oyuncu ve yapımcı olan Mahmut Hekimoğlu’ndan geldiği için “Sevgi Bağlayınca” adlı dizide oynamaya yeşil ışık yakan Fatma Girik, kesin kararını senaryoyu okuduktan sonra verecek.
Çekimleri 10 gün içinde Balat’ta başlayacak dizide Mahmut Hekimoğlu, “Cemil” adlı bir halk otobüsü şoförünü, Fatma Girik ise “Cemil”in kazayla eşini öldürünce hapse girip çıkan ablası “Leman”ı oynayacak.
Cast çalışmaları süren “Sevgi Bağlayınca” adlı dizide oynaması kesinleşen bir başka isim ise tiyatrocu Savaş Bayındır... Tiyatrocu Bayındır dizide, dayısı “Cemil”in otobüsünde muavin olarak çalışan “Leman”ın oğlu “Selim”i canlandıracak.
Akkale’ye ‘1940’ta kaç yaşındaydınız?’ dedi!
Kanaltürk’te hafta içi her sabah ekrana gelen “2. Sayfa” programında önceki sabah Belkıs Akkale vardı. Programı Müge Dağıstanlı ile birlikte hazırlayıp sunan Gülşen Yüksel, Akkale’ye, “Sizin için çok güzel bir belgesel hazırladık. İşi ta çocukluk yıllarından aldık” dedi. Akkale, hazırlanan belgeseli beklemeden, “Rahmetli babacığım 1940 yılında İstanbul’a göç etti” diye konuşmaya başlayınca Gülşen Yüksel söze girdi:
“Belkıs Hanım; 1940 yılında siz kaç yaşındaydınız?”
Akkale, “Gülşen Hanım, sabah sabah daha afyonunuz patlamadı herhalde? Sol taraftan bakınca (Gülşen Yüksel, Akkale’nin sağında oturuyordu) 70 yaşın üstünde gösteren bir kadına benziyor muyum?” diyecek mizaçta biri değil.
“O tarihte daha ben doğmamıştım. İstanbul’a da 1940 yılında değil, daha sonra gelmişiz” deyip Gülşen Yüksel’in gafını yüzüne vurmadı.
Gülşen Yüksel, canlı yayına çıkmadan önce hazırladıkları o “çok güzel Belkıs Akkale belgeseli”ne bir göz atsa, hadi ona vakit bulamadı diyelim, internette sörf yapsa Akkale’nin 1954 yılında İstanbul doğumlu olduğunu görür ve böyle bir gafa da imza atmazdı.
Yeri gelmişken yanlış anlamalara yol açmamak için şunu da vurgulayayım.
“2.Sayfa”yı hazırlayıp sunan Müge Dağıstanlı ile Gülşen Yüksel, sevdiğim ve başarılı bulduğum iki meslektaşım.
Hal böyleyken yaptıkları küçük gafı görmezden gelmek, onlar için iyilik değil, kötülük olurdu.
O yüzden “Dost acı söyler” kontenjanından bir yazı bu.
Yılmaz’ın ilk şovu kimi çileden çıkardı?
Cem Yılmaz’ın şovmen olarak sahnelere adım attığı ilk günlere dair bu ilginç anıyı Beyaz TV’de Mehtap Akdağ’ın hazırlayıp sunduğu “Biz Geldik” adlı programında dinledim müzisyen Bülent Özdemir’den...
Özdemir, yıllar önce çalıştığı mekanda meydana gelen olayı şöyle anlattı:
“Bir akşam arkadaşlarıyla bizi dinlemeye gelen Savaş Ay bana, ‘Yanımda bir arkadaşım var. Birazdan onu da sahneye davet etmeni istiyorum’ dedi. Savaş’a, arkadaşı ne diye anons edeceğim. Şarkıcı mı, türkücü mü, oyuncu mu? Ne iş yapıyor’ diye sordum. Savaş, ‘Orasını boş ver. Bir çıkar da gör’ dedi.
Bir süre sonra dediği gibi yaptım, Savaş’ın dediği arkadaşı sahneye davet ettim. Cem Yılmaz o zamanlar daha şovmen falan değil, karikatürist. Yeni yeni arkadaşları arasında şova başlamış. O gece müşteriler arasında Türk Sineması’nın eski oyuncularından Bahar Öztan’la eşi de vardı. Cem Yılmaz onu görüp tanıdığı için mi bilmiyorum, hep Türk Sineması üzerine espri yapmaya başladı. ‘Filmin başrolündeki esas oğlan da, kız da kör, ama biri ötekine, ‘İlk görüşte aşık oldum sana’ falan diyor şeklinde bir sürü espri yaptı. Derken Bahar Öztan’ın eşi masadaki şişeyi yere çaktı ve ‘Yeter ulan’ diye bir bağırdı. Başta Cem Yılmaz olmak üzere herkes şokta tabii...”
Sahnelere ayağını alıştırmaya çalıştığı dönemde yaptığı esprilere kızıp, içki şişesini fırlatıp kırdıktan sonra “Yeter ulan” diye bağıran adamın, Cem Yılmaz alanında bir numara olunca neler hissettiğini gel de merak etme şimdi!
Hendrix’in anısına yarışma yapılacak
Sound dergisi ve Sony Müzik, Jack Daniel’s’in ana sponsorluğunda bir müzik yarışması düzenleyecek.
Yarışmanın amacı; ölümünden 40 yıl sonra, daha önce yayınlanmamış kayıtlarının yer aldığı “Valleys of Neptune” adlı albümü çıkan Jimmy Hendrix’i anmak, aranje dalında yetenekli olan müzisyenlerin yolunu açmak.
Yarışma; her hangi bir albümünün yayınlanmamış olması şartıyla amatör ve profesyonel tüm müzisyenlere açık. Yarışmada müzisyenlerden istenen şey, Jimmy Hendrix’in bir parçasını tür (pop, rock, blues, elektronik, caz) ayrımı yapmadan yeniden düzenlemek ve yorumlamak. Yarışmaya ilgi duyacak müzisyenler www.technotoday.com.tr adresinden daha detaylı bilgi alabilir.
Haluk Bilginer,‘Ezel’ dizisine ne kattı?
Sinema, dizi ve tiyatro dünyasında, “Oyuncu olarak idolünüz kim?” diye bir anket yapılsa, Haluk Bilginer’in açık ara birinci çıkacağına adım gibi eminim.
Bilginer’in oyunculuk adına o denli cazibesi var çünkü. Ay Yapım, zaten fenomen bir dizi olan “Ezel”in kadrosuna Haluk Bilginer gibi sadece oyuncuların değil, sinema, tiyatro ve dizi tutkunlarının da çok beğendiği bir ismi dahil etti.
Peki Bilginer, “Ezel”e ne kattı?
“Ezel”in Bilginer’le medyada bir rüzgâr estirdiği kesin.
Acaba bu rüzgâr dizinin reytinglerini etkiledi mi?
Bunu anlamak için rakamlara göz atmak lazım.
“Ezel” sezon finalini 21 Haziran’da yaptı.
Dizinin sezon finali “AB”de 8.11, “Tüm Seyirciler”de 6.55 reytingle gün birincisiydi.
“Ezel”in Bilginer’li ilk bölümü “AB” grubunda 7.60 ile gün birincisi oldu, ama “Total”de 7.82 reytingle gün birinciliğini “Arka Sokaklar”a, ikinciliği 6.60 reytingle “Türk Malı”na kaptırıp, 6.2 reytingle üçüncü olabildi. Rakamların ortaya koyduğu tablo şu:
Haluk Bilginer’li “Ezel” henüz, “sezon finali”ndeki izlenme payı ve izlenme oranlarını yakalayamadı.