17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen “Marmara Depremi”, Türkiye’nin yaşadığı en kara günlerden biriydi...
O tarihten bu yana tam 11 yıl geçti.
Bu süre içinde Türkiye, yeni bir depremin ne zaman olacağını, şiddetini, nereleri etkileyeceğini çok tartıştı.
Türkiye, uzunca bir süre depremle yattı, depremle kalktı...
Bir “deprem ülkesi” olan Türkiye’nin acil olarak neler yapması gerektiği bilim adamları tarafından defalarca masaya yatırıldı.
Depreme karşı gerekli tedbirlerin alınması için kanunlar bile çıkarıldı.
Peki 11 yılda Türkiye, depreme karşı gerekli hazırlıklarını yaptı mı?
Ne gezer!
“Zaman en iyi ilaçtır” deyip aradan geçen sürede, faylar uyumasa da biz uykuya dalıp ne güzel unutmuştuk depremi!
TRT Haber, işi gücü bıraktı, depremin 11’nci yılında Türkiye’nin deprem gerçeğini yeniden masaya yatırmak için özel bir program hazırladı.
Programa kimler katılacak?
TRT Haber’in deprem özel programına; Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı İdris Güllüce, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Mehmet Ersoy, DLH Genel Müdürü Ahmet Arslan, Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, AKUT Başkanı, Nasuh Mahruki, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Mustafa Erdik, Prof. Oğuz Gündoğdu, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Sezer Komsuoğlu, Psikolog İbrahim Eke, Depremzede judo dünya şampiyonu İlknur Kobaş, 17 Ağustos depreminde enkazda canla başla çalışan Zonguldaklı madencilerin yanı sıra Murat Dalkılıç, Veysel Diker, Ahmet Sarsılmaz, Ahmet Yenilmez, Burak Sağyaşar gibi ünlüler de katılacak.
Program sırasında Tuncel Kurtiz, Hülya Koçyiğit, Yıldız Kenter, Can Gürzap, Emel Sayın gibi ünlülerle de canlı telefon bağlantısı yapılacak.
Canlı yayında ayrıca tiyatrocuların katılımıyla enkazdan yaralı çıkarma tatbikatı, AKUT’un simülasyon TIR’ında “Marmara Depremi” büyüklüğünde bir depremin simülasyonu gerçekleştirilecek.
Depremle birlikte sulara gömülen Kavaklı Sahili’nin 11 yıl sonraki hali, su altından yapılacak çekimlerle canlı yayına yansıtılacak.
Pakize’den rötarlı balayı
Kanal D’nin sevilen dizilerinden “Hanımın Çiftliği”nde Özgü Namal’ın arkadaşı “Pakize”yi oynayan oyuncu, şov dünyasından hangi ünlünün kızı?
“Hanımın Çiftliği” dizisinde “Pakize”yi canlandıran Tuğçe Ersoy, bir zamanlar müzik dünyasında “Kalipso Kralı” olarak ün yapan şarkıcı Metin Ersoy’un kızından başkası değil...
“Hanımın Çiftliği”nde rol gereği “Ramazan”la evlenen Tuğçe Ersoy, gerçek evliliğini ise geçen yıl bu aylarda Makedonyalı avukat Michel Kacinscy ile yapmıştı.
Geçen yaz, nikahın ardından dizi çekimleri için Adana’ya gitmek zorunda kalan Ersoy, balayına çıkamamıştı.
Ersoy, bir yıl rötarlı balayını eşinin Üsküp’teki evinde geçirdi. Bir süredir Makedonya’da tatilde olan Ersoy, birkaç güne kadar Türkiye’ye gelip dizinin çekimleri için Adana’ya gidecek.
Tuncel Kurtiz’e ‘Dayı’ demeyin!
Mehmet Akgül adlı okurumuzdan ilginç bir e - posta aldım... Akgül’ün yazdıkları “Ezel” dizisindeki “Dayı” karakteriyle bir anda fenomen haline gelen Tuncel Kurtiz’le karşılaştıklarında yaşadıklarına dairdi...
Önce Akgül’ün yazdıklarına yer vermek, sonra da birkaç satır yorum yapmak istiyorum. İşte Akgül’ün yaşadığı hayal kırıklığına dair yazdıkları:
“Edremit Akçay’da bir benzin istasyonundan benzin alırken, benzin istasyonunun marketinde Tuncel Kurtiz ile nam-ı diğer ‘Dayı’ ile karşılaştım. Kendisine ‘Dayı’ diye hitap edildiği ve iletişim kurulmak istenildiği zaman tavır yapıyormuş, daha sonra öğrendim.
13 yaşındaki oğluma kendisini gösterdim ve elimi uzatarak “Dayı merhaba” dedim. Yüzüme dahi bakmadan, benimle tokalaşmadı ve ‘Elim ağrıyor’ dedi.
Daha sonra benzin istasyonu çalışanı, bana dönerek, kendisinin sürekli buraya benzin almaya geldiğini ve ‘Tuncel Bey’ diyen kişilerle iletişim kurduğunu, ‘Dayı’ diye hitap edenlerle hiç ilgilen- mediğini söyledi.
Tuncel beyin uzun bir sanat yaşamı olduğunu biliyorum. Uzun sanat yaşamı ve 74 yıllık hayat tecrübesiyle hayranlarına yapmış olduğu bu basit davranışın kendisine ve sanatçı kişiliğine hiç yakışmadığını düşünüyorum. Kendisini seven ve şu anda bulunduğu yere kendisini taşıyan hayranlarına daha saygılı ve onlarla kendisinin arasında tuhaf sınırlamalar koymazsa bence Atatürk’ün, ‘Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız’ tanımına daha uymuş olur.
Sevgili okurumuz Mehmet Akgül’ün anlattıkları üstüne aslında yazılacak çok şey, yapılacak çok yorum var.
Ancak ben en iyisi, “kıssadan hisse” misali bu konuda söylenmiş en güzel sözle konuyu noktalayayım:
“Hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsan, idolünle tanışma.”
Birçok kez ben de tanık oldum, bu konuda maalesef ki, durum böyle...
‘Ayşegül’ karakteri uğursuz mu geldi?
Bir okurumuz da facebook’taki hesabıma, “Merve Boluğur’a ‘Ayşegül’ler uğursuz geldi” başlıklı şöyle bir mesaj gönderdi:
“Merve Boluğur , ‘Ayşegül’ ismiyle oynadığı dizilerde bir türlü ‘Ayşegül’ü sevdiremedi. ‘Acemi Cadı’ dizisinde oynadığı ‘Ayşegül’ karakterinde sesini kullanmaması, çocuksu bir rol olması, oyunculuk anlamında bir sahne oynamaması sebebiyle kitlelere hitap edemedi.
Şu sıralar Kanal D’de yayınlanan ‘Küçük Sırlar’ dizisinde oynadığı ‘Ayşegül’ karakteri ise yine oyunculuktan çok cinsel içerikli sahneler içermesi sebebiyle eleştirilere maruz kaldı. Oyuncunun dizide az sahnelerinin olması da kendisini kanıtlayamamasının sebeplerinden... Zira; 90 dakikalık dizide oyuncuya biçilen sahne süresi 5 ile 8 dakika arasında.”
Dizi izleyicileri “dedektif” gibi...
İzleyici artık, hangi oyuncunun hangi dizide, hangi karakteri canlandırdığının, dizide ne kadar gözüktüğünün bile çetelesini tutuyor...