İbrahim Şahin’in TRT Genel Müdürü olmasından sonra en renkli icraatlarından biri Kalan Müzik’le yaptığı anlaşmaydı.
Bu anlaşmaya göre TRT, arşivlerini Kalan Müzik’e açacak ve şimdiye kadar yaptığı farklı işlerle sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da ün sahibi olan Hasan Saltık arşivlik çalışmalarına bu kez TRT’nin yapımlarını katacaktı.
TRT Kalan Müzik işbirliğinin ürünleri henüz müzik marketlerde satışa sunulmadı, ama bir dizi projenin eli kulağında...
Ancak edindiğim yeni bilgiler, TRT Kalan Müzik işbirliğini “Buz dağı”nın görünen yüzüne dönüştürdü...
Meğerse TRT asıl anlaşmayı Ulus Müzik’le imzalamış.
Daha doğrusu TRT’nin açtığı dev bir ihaleyi Ulus Müzik kazandı.
TRT, şimdiye kadar sadece Bölge Müdürlükleri’nde satışa sunduğu müzik albümleri, dizi, program ve belgesel DVD’leri ile yayınladığı kitapları, yeni bir konseptle piyasaya sunacak şirket bulmak için de bir ihale açtı.
İhaleye yedi firma katıldı.
TRT ihaleyi, en cazip teklifi öneren Ulus Müzik’e verdi.
Üç yıllık bir anlaşma
İhale sonrası taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre Ulus Müzik, TRT’nin söz konusu tüm yayınlarının yeniden basılıp, satışını yapacak.
İhale sonrası taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre söz konusu albümler ister satsın, ister satmasın TRT’nin bu işten üç yıl içindeki kazancı tam 4 milyon YTL olacak.
Müzik sektörünün tam da dibe vurduğu bir dönemde Ulus Müzik’in albüm, DVD ve kitaplarını çıkartıp satarak üç yıl içinde TRT’ye 4 milyon YTL verecek olması pek akıl kârı bir iş gibi gözükmüyor, ama İskender Ulus hiç de öyle düşünmüyor.
Birkaç yıl önce şarkıcılara albüm yapmayı bırakıp, Marka adlı bir şirket kurarak müziğin perakende satıcılığı işine giren İskender Ulus’la yeni projelerini konuştum.
İskender Ulus’un anlattıkları bana çok ilginç geldi, o yüzden de kamuoyu ile paylaşmak istedim.
6 ayda 200 albüm çıkacak
Ulus Müzik’in Seyrantepe’deki TRT’nin ihalesini kazandıktan sonra yaptıkları hazırlıkları anlatırken heyecanı gözlerinden okunan İskender Ulus şunları söyledi:
“TRT, böyle bir ihale yaparak çok kârlı ve akıllı bir iş yaptı. Çünkü albümler satmasa da tozlu arşivlerinde duran yapımlardan üç yılda 4 milyon YTL kazanacak. Öyle bir şey söz konusu değil, ama varsayalım ki, albümler satmadı. O durumda bile TRT parasını alacak. Çünkü bizden gerekli teminatları aldı. TRT’nin ihaleye çıkardığı yapımlar beni müthiş heyecanlandırdı. Çünkü iki yıldır müziğin perakendeciliğini yapıyoruz. Şu anda Türkiye’de 780 perakende satış noktamız var. Bunu en kısa sürede 1000’e çıkaracağız. Olmayan bir pazar yarattık ve yılda 2.5 milyon CD satar hale geldik. Pazar payımız da her geçen yıl büyüyor. İnsanlar, ‘Albüm satmıyor’ diye dert yanıyor. Bugün Türkiye’nin 60 ilinde yasal albüm satılmıyor. Niye? Çünkü toptancı ve perakendeci yok. Albümü ulaştıramadığın bir yerde ne satışı bekliyorsun? Sen o hizmeti insanların ayağına götürmezsen tabii ki, onlar da gider korsanını alır...
6 ay içinde çıkaracağımız toplam 200 TRT albümünü bu noktalarda satışa sunacağız. İki yıldır dünyada gitmediğim müzik fuarı kalmadı. Yayınlarımızı dünya pazarına da sunacağız. TRT’nin arşivlerindeki her biri arşivlik müthiş eserler var, bir daha yapılması mümkün olmayan... Bu eserleri, hak ettikleri bir sunumla, piyasaya çıkardığımızda insanların bunlara gerekli ilgiyi göstereceklerinden adım gibi eminim.”
Hangi albümler var?
Ulus Müzik; TRT’nin arşivindeki Zeki Müren, Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar, Alaaddin Yavaşça,Turan Engin,
TRT’den emekli oldu yapım şirketi kurdu
TRT’de muhabirlikten yapımcılığa, yönetmenlikten yöneticiliğe kadar birçok iş yapan Adnan Attila, emekli olur olmaz, hayalindeki projeleri hayata geçirmek için yapım şirketi kurdu.
İstanbul Televizyon Müdürlüğü’nden sonra yürüttüğü TRT İstanbul Bölge Müdür Yardımcılığı görevinden önceki ay emekliye ayrılan Attila’nın kurduğu Ada Yapım’la program yapmayı istediği televizyonlar arasında yıllarca hizmet ettiği TRT de var.
Uzun bir süre vekaletle yönetilen TRT’nin Genel Müdürü İbrahim Şahin’le atağa kalktığını ve tekrar izlenen bir kanal olduğunu söyleyen Attila, “Bundan sonra başta yıllarca emek verip yayın ilkelerini çok iyi bildiğim TRT için iddialı projeler hazırlayacağım. Sadece TRT ile sınırlı kalmayıp tüm kanallara alternatif programlar hazırlayacağım” dedi.
Çok iyi tanıdığım deneyimli televizyoncu Attila’nın, yeni yolculuğunda da başarılı olacağına, projelerinden sadece “Lisevizyon”u bile hayata geçirmesinin dahi TV dünyasına yeni bir renk katacağına inanıyorum.
FB’nin televizyonu ‘Seviyesiz yazılar’ı böyle teşhir etti!
Geride bıraktığımız hafta futbolun gündeminde Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’ndaki Fenerbahçe - Galatasaray arasındaki derbi vardı.
Maç öncesi yapılan tahminlerin yerini Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı 4-1 gibi farklı bir skorla yenmesinden sonra skor geyikleri aldı.
Zaten bunlar da olmasa hayat çekilmez.
Bu tür espriler yapılacak ki, işin zevki çıksın.
Ama kaş yaparken de göz çıkarmamak lazım.
FB - GS maçından bir gün sonra FB TV’de, iki futbol yazarı ve yorumcusu hakkında yapılan yayın, bana biraz sert geldi.
Fenerbahçe’nin televizyon kanalı, FB-GS karşılaşmasından önce Hıncal Uluç ile Erman Toroğlu’nun tahmin ve yorumlarını ekranına taşıyıp ilginç bir yayın yaptı.
Hıncal Uluç’un maçtan önce medyaya “FB’lileri kızdıracak sözler” olarak yansıyan demecinden alıntılar yapan FB TV, yazara aynı üslupta yanıt verdi.
FB TV’den nasibini alanlar arasında FB’lilerin hoşuna gitmeyecek şeyler yazan Erman Toroğlu da vardı.
FB TV editörlerinin, Uluç ve Toroğlu’nun kendi vurgularıyla “Seviyesiz yazılar”ını ekrana getirip, üzerlerine yorum yaparken kullandıkları üslup, eleştirdikleri insanlar kadar sertti.
Yorumcuların, yazı yazdıkları takımın taraftarlarını kızdıracak, onları şiddete sevk edecek şeylerden kaçınmalarını söylemek elbette ki, güzel...
Ama bunu yaparken sizin de aynı tuzağa düşmemeniz lazım.
İnsanları “fair play”e davet ederken siz de “fair play”in ruhuna Fatiha okursanız, eleştirdiklerinizden ne farkınız kalır?