Uzakdoğu yolculuğuna çıkarken yanıma aldığım kitaplardan biri Metin Solmaz’ın “100 Büyük Yanılgı” adlı çalışmasıydı. Daha önce de benzer kitapları okuduğum için çok da şaşırtmadı beni Solmaz’ın sandığımız bazı şeylerin aslında öyle olmadığına dair yazdıkları.
Örneğin, “Bor madenimiz var, zengin olacağız ama Batı izin vermiyor” efsanesi! Türkler bu iddiaya öylesine inanmış ki sanırsın herkes maden veya jeoloji mühendisi!
Nereden bu bilgi?
Fikri olan çok, bilgisi olan yok!
Doğu ve Güneydoğu’daki petrol aramaları da öyle. Kime sorsan, “Açılan her kuyuda petrole rastlanıyor ama Amerika istemediği için, ‘Petrol çıkmadı’ denip, kuyu kapatılıyor” der.
Araştırmadan inanıyoruz
Peki, kim söylüyor bunu?
“Bir arkadaşımın yakını!”
O kim mi?
Kim olacak? “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”nın torunu!
Eylül 2015’te Ağaçkakan’dan çıkan kitapta Solmaz, her konunun uzmanına sorarak Türklerin 100 büyük yanılgısını ortaya serdi.
Neler mi onlar?
Örneğin “Yuvayı dişi kuş yapar?” inanışı...
Bunun doğru olmadığını, çoğunlukla erkek kuşların ördükleri yuvalar önünde dişilere ne denli kur yaptığını izlediğim belgesellerden biliyordum, Solmaz’ın yazdıklarından bir kez daha teyit etmiş oldum.
Metin Solmaz’ın kitabında yazdığı, millet olarak doğruluğunu araştırmadan inandığımız yani “doğru” bildiğimiz “yanlış”lardan bazıları ise şöyle:
Sürekli kestirmenin gür ve koyu saç çıkarmadığı, keçi sütünün anne sütüyle eşdeğer, balıkların hafızasının üç saniye, kelebeklerin ömrünün bir gün olmadığı, yanığa yoğurt ve macun sürmenin bir işe yaramadığı, yüzmenin boy uzattığı, vb...