Hedefi 12’den vuran seçim anketleriyle haklı bir isim yapan Adil Gür’ün araştırma şirketi A&G’nin Milliyet için hazırladığı “Türkiye’nin aşk ve mutluluk haritası”nı ilgiyle takip ettim.
Adil Gür’ün araştırması “Türkiye’nin aşk ve mutluluk haritası”ndan çok, bu coğrafyada yaşayan insanların, akılları gibi karışık olan gönül dünyasında kaybolmadan yol almaya yarayan GPRS ya da Türklerin aşk ve evlilik MR’ı gibiydi...
Araştırma, bildiğimiz birçok şeyi bir kez daha gözler önüne sererken, bildiğimizi sandığımız birçok şeyin de aslında öyle olmadığını da gösterdi.
Bu araştırmanın ortaya koyduğu Türk insanı profiliyle, eşini ekranlarda arayanların profilinin örtüşmemesi bana ilginç geldi.
Seçim gibi ciddi konularda bile hedefi 12’den vuran A&G’nin, “aşk” ve “mutluluk” gibi “light” konularda yanılması mümkün mü?
Araştırmada, “Sizce evlenecek kişide hangisi daha önemli?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 89.5’i “İyi ahlak ve dürüstlük” seçeneğini işaretledi.
Ankete katılan her 100 kişiden sadece 7.9’u “Zenginlik önemli” dedi.
İki yıldır ekranlarda “çöpçatan” programları revaçta...
Şimdiye kadar binlerce insan katıldı o programlara.
İzlediğim o programlarda, “Evleneceğim kişinin servetinin benim için yok önemi... Benim için iyi ahlak ve dürüstlük önemli” diyene hiç rastlamadım.
Onlar da içimizden birileri, Adil Gür’ün anketine katılanlar da...
Eş seçiminde paranın önemi konusunda ortaya çıkan sonuç bu denli farklı olduğuna göre galiba taraflardan biri “Öteki Türkiye”li...
Kızlarının geleceğini düşündüler,ama medya etiğini düşünmediler
“Pınar Altuğ’la Yağmur Atacan, kızlarının geleceğine yatırım yaptılar ve mutluluklarını sizlerle paylaşmak istediler.”
Geride bıraktığımız hafta Pınar Altuğ- Yağmur Atacan çifti adına medyaya servis edilen basın davetiyesinin metni böyleydi.
Davetiyede yazılı adreste medyanın karşısına geçecek olan Pınar Altuğ ve Yağmur Atacan gibi medyatik bir çift ve ortada “kızlarının geleceğine yatırım” gibi ulvi bir amaç olur da, magazinciler buna ilgi duymaz mı?
Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan, davette belirtildiği gibi kızlarının geleceği için bir yatırım yapmışlar, ama şöyle.
Belli ki bir inşaat şirketi çifte büyük bir indirim yaparak ya da hiç para almayarak onları “ev”lendirdi!
Şirket elbette ki bunu Pınar Altuğ’un kalem kaşları, Yağmur Atacan’ın “bebek yüzü”, kızları Su’nun masumiyeti için yapmadı.
Onlar da buna karşılık çiftten, sitenin reklamını yapmalarını istedi.
Şimdi Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan da benim gibi emeklilik ikramiyesini satın aldıkları daireye peşinat olarak verse, kalanını da bankadan 120 ay vadeli kredi çekerek ödese, inşaat şirketinin satış ofisinde medyanın karşısına geçer miydi?
Elbette ki geçmezdi...
Basın toplantısı inşaat şirketinin satış ofisinde yapıldığına göre medya adına “satışa gelme” gibi bir durum var ortada.
O inşaat şirketi reklamını yaptırmak istiyorsa bunun yolu belli...
Verir parasını, yayınlatır reklamını...
Ama bu olayla dolaylı ve de gizli bir reklam, yani medya etiğiyle bağdaşmayan bir durum söz konusu...
Sonuç itibarıyla Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan, kızları Su’nun geleceğine yatırım amacıyla onu şimdiden bir daire sahibi yaptı.
Ancak Pınar Altuğ- Yağmur Atacan çifti, kızlarına o yatırımı “adi magazinciler” sayesinde yaptığını unutmamalı...
Sevgili Pınar ve Yağmur!
Demem o ki, her adımınızı haber yapan bu “adi magazinciler” olmasa siz o daireyi biraz zor alırdınız.
Bu ilişkinin adını siz koyunHesabına yatan birkaç yüz bin dolardan sonra Türkiye’ye bazı etkinliklerin “Onur konuğu” olarak teşrif eden Paris Hilton’un son macerasını okudunuz mu?
Mardan Palace’ın açılışı için Antalya’ya geldikten sonra, “Siz yeter ki parasını verin, zarf açılışına bile gelir” diye Alman medyasının dalga geçtiği Paris Hilton, Real Madrid’in transfer etmek için 94 milyon euro’yu gözden çıkardığı Christiano Ronaldo ile Los Angeles’taki MyHouse gece kulübünde hayli samimi bir gece geçirdi.
Hilton’la Manchester United’ın yıldızını gece kulübünde öpüşürken çekenler, “skandallar kraliçesi”nin sevgilisinden 24 saat önce ayrıldığını yazdı, ama ilişkinin adını koymadı.
İşte bu olmadı.
İnsan, bu “seviyeli bir ilişki” mi, yoksa “seviyesiz” mi diye yazmaz mı?