Hayat böyledir işte.... Siz bir şeyler yapmaya çalışırsınız iyi niyetle...
Ama bazıları sizin yaptığınıza sizin kadar iyi niyetle yaklaşmaz...
İşte o zaman her şey döner tersine...
Lanet edersiniz içinizdeki o iyi niyete...
Niye bu insanlar böyle diye....
Bütün bunları niye mi yazdım?
Şunun için.
Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan’ın işlettiği SuAda, Gezi Cafe adlı bir mekâna daha kavuştu, geride bıraktığımız hafta sonunda...
Mekânın açıldığı ilk gece küçük çaplı bir kriz yaşandı burada.
Hem de ilginç bir nedenden.
Mehmet Koçarslan, Gezi Cafe’nin yerini aslında Suda Kebap için planladı, ancak iş Gezi Cafe’ye kısmet oldu.
Mekânın Suda Kebap’a göre dekorasyonu yapılırken Koçarslan, mimar Barbara Penso’dan bir istekte bulundu.
Reina’ya gidenler bilir.
Erkekler tuvaletinde Al Pacino’nun, kadınlar tuvaletinde de Brigitte Bardot’un fotoğrafı vardı. Şimdiye kadar bu duruma hiçbir tepki gösteren olmamıştı.
Ancak söz konusu yerli sanatçı olunca durum değişti.
Koçarslan, Penso’dan SuAda’daki yeni mekânın tuvaletinde yerli oyuncuların fotoğraflarını kullanmasını istedi ve bu amaçla da çok sevdiği ve saygı duyduğu iki ismi belirledi.
Bu isimlerden biri Türk Sineması’nın “Çirkin Kral”ı Yılmaz Güney, diğeri de Türk Sineması’nın Sultan’ı Türkan Şoray’dı.
Penso da kadınlar tuvaletine Türkan Şoray’ın, erkekler tuvaletine ise Yılmaz Güney’in fotoğraflarını astı.
Okuldan Galatasaraylı olan ünlü oyuncu Aydemir Akbaş, açılış gecesi tuvalete gidip Yılmaz Güney’in fotoğrafını görünce küplere bindi ve fotoğrafın hemen kaldırılmasını istedi. Akbaş, “Tuvalette Yılmaz Güney’in fotoğrafını görünce doğrusu çok şaşırdım. ‘Bunu kaldırın, hiç hoş değil’ dedim. O gece bu yüzden SuAda’yı ayağa kaldırdığım doğru değil” dedi.
“Sizin bir şeyi hangi niyetle yaptığınız değil, insanların size hangi niyetle baktığı önemli” demem işte bu yüzden.
Sizin “saygı” adına yaptığınız bir şey, bir başkası tarafından “saygısızlık” olarak değerlendirilebiliyor.
İbrahim Mertoğlu evleniyor
Son yıllarda “Nehir”, “Asla Unutma”, “Kısmetim Otel”, “Rüyalarda Buluşuruz” ve “Kuzey Rüzgârı” gibi birçok diziye yapımcı olarak imza atan İbrahim Mertoğlu, yaklaşık dört yıldır Oya Aydoğan’la birlikteydi.
Aydoğan’la Mertoğlu’nun ilişkisi bir süre önce bitti. Dört ay önce Mertoğlu’nun yolu bu kez Arnavutköy’deki oyun salonunda Naz adlı emlakçı bir kadınla kesişti.
Oya Aydoğan’la olan dört yıllık ilişkisi evlilik yerine ayrılıkla noktalanan Mertoğlu, yeni aşkı ile çok geçmeden evlilik yolundaki ilk adımı attı. Kısa bir süre önce nişanlanan âşıklar, bu yaz nikâh masasına oturacak. Oyuncu Oya Hanım’ın dört yılda yapamadığını emlakçı Naz Hanım’ın dört ayda başarması ilginç değil mi?
Haber 6’nın başına Serkan Oral getirildi
Türkiye’nin Magic Box yani bugünkü adıyla Star TV’den sonra ikinci özel televizyon kanalı olan Kanal 6, yakında Haber 6 TV olarak uydudan yayın hayatına başlayacak.
Mehmet Kurt’un patronajında yoluna haber kanalı olarak devam edecek Haber 6’nın başına tanıdık bir isim atandı.
4. Levent’te havuzlu bir villada çalışmalarına başlayan Haber 6 TV’de İrfan Sapmaz’ın ayrılmasıyla boşalan genel müdürlük koltuğuna kuruluşundan bu yana 24’te moderatörlük yapan genç kuşağın başarılı televizyoncularından Serkan Oral geçti.
60 civarındaki personeliyle 24 saat canlı yayına hazırlanan Haber 6 TV’nin çiçeği burnundaki genel müdürü Serkan Oral, “Haber 6 TV, dört dilde yayın yapacak. Haber 6 TV genç, dinamik ve çekirdek bir kadroyla yola çıkacak ama kısa sürede gazete, dergi ve internet medyasının deneyimli isimlerinin de program yaptıkları bir kanal olacak” dedi.
Oral, Haber 6 TV, Türkçe’nin yanı sıra İngilizce, Arapça ve Rusça da yayın yapan bir haber kanalı olacağının da altını çizdi.
Şimdiye kadar televizyon dünyasının birçok ustasıyla çalışma olanağı bulan ve altı kitaba yazar olarak imza atan Serkan Oral’a yeni görevinde başarılar diliyorum.
Futbolcusuna ‘Rakibe pas ver’ diyen antrenör!
Olay yeni değil ama ben yeni duydum.
Bu müthiş Özkan Sümer efsanesini sizlerle paylaşmak istedim.
Özkan Sümer’in Trabzonspor’da teknik direktör olduğu yıllarda şimdilerde Sabah’ta spor yazarlığı yapan İskender Günün de, Trabzonspor’un yıldız futbolcularından biridir.
İskender, ayağında top tutmayı, rakibe çalım atmayı çok seven bir futbolcuydu.
Bir gün soyunma odasında Özkan Sümer, futbolculara taktik verirken çalımcı İskender’e de şöyle der:
“İskender, sen topu al, rakip ceza sahasına kadar sür ve topu rakibe ver.”
Herkes gibi İskender de şaşırır. Özkan Sümer’e bunun sebebini sorar.
Sümer’in yanıtı şöyle olur:
“Topu senden alamıyoruz ama rakipten alıyoruz hiç değilse.”