Televizyon izleyicileri ne zaman kendilerine mikrofon uzatılıp televizyon yayınlarına dair görüşleri sorulsa, ekranlarda izlenecek kaliteli programlar olmadığından yana dert yanar...
Çoğu da, “Bıktık bu magazin programlarından... Doğru dürüst belgeseller yayınlansa da izlesek” der...
Bunun kocaman bir yalan olduğu artık apaçık bir gerçek...
Çünkü AGB’nin günlük reyting raporları, izleyicilerin onca programdan neleri izleyip hangilerinin tarafına bakmadığını ortaya koyuyor...
Kanal D’nin bu yayın döneminde ekrana getirdiği “Doktorum” adlı programın reytingleri de Türkiye’de televizyon izleyicilerinin gerçekleri değil, sanal bir dünyada olup bitenleri ne denli izlediğini gözler önüne seriyor...
Moderatörlüğünü Dr. Serdar Önal’ın yaptığı “Doktorum”da her sabah Op. Dr. Aytuğ Kolankaya ve Dr. Seran Göçer, konuk ettikleri doktorlarla ekran karşısındakilere her türlü hastalık konusundaki en sağlıklı bilgileri veriyor.
Ama “yurdum insanı” bu programa ilgi göstermiyor.
Oysa bu programı izleyip orada konuşulanları kulaklarına küpe etseler, daha sağlıklı yaşamanın yollarını keşfedecekler...
Spor spikeri niye hep “Alman Ernst” dedi?
Beşiktaş ile Manchester United arasındaki “Şampiyonlar Ligi” ilk maçını Star TV’de anlatan spiker, top ne zaman Beşiktaşlı futbolcu Ernst’in ayağına gelse “Alman Ernst” deyip durdu...
Bir spikerin maçı anlatırken, sahadaki futbolculara, takımlara dair bilgi vermesini anlarım... Bunun o maçı izleyenler için yararlı olduğuna da inanırım...
Ama bir spikerin sahadaki futbolculardan sadece birinin milliyetiyle bu denli ilgilenmesine, o futbolcunun Alman olmasına bu denli vurgu yapmasının sebebini anlayamadım.
Bu futbolcunun adı Fabian, soyadı Ernst değil mi?
Ernst’in Fabian’ın dışında bir de “Alman” diye bir adı varsa o başka!
Yok öyle değil de, spiker “Alman Ernst” derken, futbolcunun milliyetini kastediyorsa, o zaman niye diğer futbolcuların da adını zikretmeden önce milliyetlerine hiç vurgu yapmadı?
Spiker bu ayrıcalığı niye sadece Ernst için yaptı, bunu da benim aklım bir türlü almadı.
TRT’den TRT belgeseli
Hafta içinde TRT’den aradılar beni... Ankara’dan geldiklerini, TRT için TRT belgeseli hazırladıklarını, bu nedenle benimle de görüşmek istediklerini söylediler.
TRT’nin Ulus’taki bahçesinde buluştuk TRT’nin belgesel ekibiyle... Yapımcılığını Zakir Memişoğlu, yönetmenliğini ise Köksal Taş ile Hayati Aydın’ın üstlendiği belgesele, TRT’nin bir dizi tematik kanal açmasına dair görüşlerimi açıkladım.
TRT ekibiyle sohbet ederken TRT’nin üç kanal daha açacağını öğrendim.
TRT’nin pek yakında TRT Müzik ve TRT Arapça’yı açacağını biliyordum, ama TRT’nin bir belgesel, bir spor, bir de haber kanalı açma hazırlığı içinde olduğundan haberim yoktu.
O gün TRT ekibine de benzer şeyler söyledim.
Bugün televizyon kanalı açmak sorun değil...
Bakın Türksat uydusuna yüzlerce televizyon kanalı var, ama insanlar kaçını seyrediyor?
Önemli olan kanal açmak değil, açtığınız kanalın içini doldurup geniş kitlelerin ilgisini çekmek ve reklam pastasından pay almak bütün mesele...
TRT’nin açacağı diğer kanallar için bir şey diyemem...
Ancak gördüğüm o ki, müzik kanalı adı altında onlarca klip kanalının yayın yaptığı bu coğrafyada gerçek bir müzik kanalı kısa sürede kendine yer edinebilir...
Gerçek bir “haber kanalı” da öyle...
“Benim Annem Bir Melek” kendine yeni kanal arıyor
Hafta içinde bir davette karşılaştık BKM’nin ortağı Necati Akpınar’la...
BKM’nin çektiği üç film var... Filmlerden biri Yılmaz Erdoğan’ınki, diğeri Ata Demirer’in üçüncü de BKM Mutfak Oyuncuları’nın...
Bir sezonda üç sinema filmi ciddi bir yatırım...
Geride bıraktığımız yaz BKM Mutfak’tan ve BKM Konserleri’nden iyi para kazanan Necati Akpınar ve Yılmaz Erdoğan’ın, üç filme yatırdıkları parayı fazlasıyla geri alacaklarına inancım tam...
Necati Akpınar’a “Çok Güzel Hareketler Bunlar”dan başka televizyona yeni yayın döneminde iş yapıp, yapmayacaklarını sordum.
Akpınar, yaz başına kadar atv’de ekrana gelen “Benim Annem Bir Melek” dizisinin başka bir kanalda yayınlatmak için görüşmelerinin sürdüğünü anlattı.
Akpınar’ın bu anlamda görüştüğü üç kanal var; Star TV, TRT 1 ve Show TV.
“Benim Annem Bir Melek” fırsat buldukça izlediğim bir diziydi...
Oya Başar, Tarık Ünlüoğlu, Dolunay Soysert, Nilgün Belgün, Ali Sunal ve Ayçin İnci gibi isimlerin oynadığı dizinin reytingi de fena değildi...
Dizinin her bölümü ortalama 7 reyting yapıyordu...
Bakalım yeni dizi tutturmakta ciddi sorun yaşayan televizyon kanallarından biri, reyting garantili “Benim Annem Bir Melek”i alıp ekrana getirecek mi?