Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cihangir’deki masa kaldırma operasyonuda Hümeyra zabıtalara "Rahatsız ediyorsunuz bizi" diye tepki göstermiş. Zabıtalar bir şey demeden gitmiş. O masada Hümeyra’yla Berrak Tüzünataç değil de, şöhretsiz insanlar otursaydı, zabıta aynı hoşgörüyü gösterir miydi?

Medyanın ‘yasama’, ‘yürütme’ ve ‘yargı’dan sonra gelen ‘dördüncü kuvvet’ olmasının sebebi ne?
Kamu adına denetim görevi yapması. Görevi ‘kamu adına denetim’
olan bir müessese ‘hukuksuzluğu’ savunabilir mi?
Medya, kanunun sade bir vatandaşa vermediği hakkı, ‘şöhret sahibi’ insanlar tarafından kullanılmasını destekleyebilir mi?
Sonuna kadar destek veriyor.
Çünkü burası Türkiye.
“Herkes için hukuk, herkes için adalet” diyen medya, ceza alan kendinden biri olunca ‘hukuk’a ‘guguk’ muamelesi yapabilir mi?
Yapıyor, çünkü burası Türkiye.
Niye?

Haberin Devamı

Mesleki dayanışma zaafı
Hâlâ ‘Hukukun üstünlüğü’ değil, ‘Üstünlerin hukuku’
geçiyor bizde.
Mersin’de sevgilisini öldürüp, “Bana karımı getirin” diyen emekli polisin her istediğini niye yerine getirdi polis?
Sebebi çok açık:
Mesleki dayanışma.
Kırşehir’de hakim, yerel bir gazetenin sahibine, ‘basın yoluyla hakaret’ gerekçesiyle ‘375 gün meslekten men’ cezası verince, medya tepkisini gösterdi:
“Olmaz böyle ceza.”
Yerel mahkeme bu kararı verdi de iş bitti mi?
Hayır.
Daha temyiz aşaması var, yani yargı süreci devam ediyor.
O zaman bu acele niye?
Dava bitsin, yargı son kararını versin, ondan sonra ne diyecekseniz deyin. Hani parolamız, ‘Bırakın da yargı işini yapsın’dı, mesleki dayanışma adına bunu yok mu sayalım?
Son kahraman Hümeyra
Beyoğlu Belediyesi, şimdiye kadar göz yumduğu sokak işgaline son verme kararı aldı, ortalık ayağa kalktı. Ne yani, belediye bir masa için işgaliye bedeli ödeyip, sokağa 10 masa atanlara ya da hiç izin almayanlara göz yummaya devam mı etseydi?
Ne zamandan beri ‘kuralsızlık’ geçerli tek ‘kural’ haline geldi?
Sokakta izinsiz işgale son vermek isteyen Beyoğlu Belediyesi’nin zabıta ekipleri aynı uygulamayı Cihangir’de de yapmaya kalkınca, Hümeyra tepki göstermiş kendilerine:
“İşinize bakın kardeşim. Burada her şey normal. Rahatsız ediyorsunuz bizi.”

Haberin Devamı

Tersini yapsa alkışlardım
Normalde o ekibin, “Haklısınız biz de işimizi yapmaya geldik, Asıl siz izinsiz sokağa konan masada oturarak insanları rahatsız ediyorsunuz” deyip Hümeyra ve arkadaşlarını kaldırması gerekirdi, ama yapmadılar ya da yapamadılar bunu.
Niye?
Çünkü Hümeyra ünlü biri.
Ona uygulanan hukuk ayrı.
Onlarınki ‘üstünlerin hukuku.’
Zabıta, oturduğu masanın sokağa izin alınmadan konduğunu söylediği zaman “Öyle mi? Bilmiyorduk” deyip kalksa o zaman alkışlardım Hümeyra’yı.
Ama işini yapmaya gelen zabıtayı, şöhretin getirdiği ayrıcalığı kullanarak kovan Hümeyra’yı alkışlamam. O masada Hümeyra’yla Berrak Tüzünataç değil de, şöhretsiz insanlar otursaydı, zabıta aynı hoşgörüyü gösterir miydi?
Emin olun göstermezdi.
İşte ‘hukukun üstünlüğü’ ile ‘üstünlerin hukuku’
arasındaki fark bu.

EVLENİRKEN MERMİ AYRILIRKEN KURŞUN!
Şayet söyledikleri gibi yaz sonunda evlenirlerse Ece Erken’le Davut Güloğlu’nun magazin dünyasının en ilginç çifti olacağı kesin.
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli, çünkü 'zıtların uyumu' onlarınki.
Davut Güloğlu ne kadar 'saf'sa nişanlısı Ece Erken o kadar 'cin.'
Tam bir matruşka.
Her kapağı açışta, başka biri çıkar karşınıza.
Şeytanı bile “Vallahi böyle daha iyisin” diye kandırıp, kuyruğuna teneke, burnuna çamaşır mandalı bağlayıp madara edebilecek 'cin'likte biri. İşte o Ece Erken, Kıbrıs’ta demiş ki, “Davut bana Rize’de bir mermi verdi. Bunun anlamı ‘Ya öleceğim, ya sonsuza kadar onunlayım. İnşallah sonsuza kadar beraber oluruz.”
Davut Güloğlu'yla aynı coğrafyanın, aynı kültürün insanlarıyız.
Karadenizliler'in silaha olan merakı herkesin bildiği bir şey.
Ama bugüne kadar ne 'Temel'in evlenirken 'Fadime'ye, “Al bu mermiyi evlilik hediyesi olarak koy cüzdanına. Benden ayrılmaya kalkarsan sıkacağım onu sana” dediğine dair ne bir fıkra duydum, ne de böyle bir ritüelden haberim oldu.
Ya Ece Erken’in dili sürçtü ya da Davut Güloğlu, nişanlısını olmayan bir Karadeniz ritüeliyle, “Gelenek böyle” deyip kekledi.
İnsanlar yüreğini ferah tutsun, 'evlenirken mermi, ayrılırken kurşun' gibi gelenekler yok Doğu Karadeniz’de.

Haberin Devamı

ZEKERiYA BEYAZ’IN BU TWEET’i KOPARDI BENi!
Twitter’de 'zekeriabeyaz' rumuzuyla yazan gerçek Zekeriya Beyaz mıdır, çakması mıdır bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var o da dünkü Tweet’lerinden biri resmen kopardı beni. Okuyun, siz de
kopun:
Bir yavrum demiş ki; "Hocam google earth'te Kabe’yi bulup etrafında mouse'la 7 defa dönsek hacı olur muyuz?" Salak mısın oğlum sen?