Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Demokrasi’, katılmadığınız fikre de saygı duymayı gerektirmiyor mu? O halde sırf oyunun rengini belli edip, ‘evet’ dediği için Sezen Aksu’ya bu tahammülsüzlük niye?


İzmir’in Konak ilçesi Çankaya Mahallesi’ndeki Sezen Aksu Sokağı’nda oturanlar, sanatçının adının sokaklarından kaldırılması için imza kampanyası başlatmış.
Haberi okuduğumda gözlerime inanamadım...
Sokak sakinleri adına açıklama yapan avukat Uluğ İlve Yücesoy, Türkan Saylan ve Fazıl Say’a yönelen saldırılar sırasında hiçbir itirazda bulunmayan Sezen Aksu’nun referandumda ‘evet’ oyu kullanacağı için sokaklarından adını çıkarılmasını istediklerini vurgulayıp, şunları söylemiş:
“Ülkemizin içinde bulunduğu ‘varlık-yokluk’ savaşında bu hanım sanatçı olarak ciddi bir ‘umarsızlık ve duyarsızlık’ içinde büyük bir ‘aymazlık’ göstererek siyasi iktidarın yandaşı olduğunu ilan etmiştir. Bizler demokrat İzmirliler olarak sokağımızın adının değiştirilmesini istiyoruz. Sezen Aksu’nun ‘demokrasi’ diyerek referandumda ‘evet’ oyu kullanacağını açıklamasını protesto ediyoruz.”
Sezen Aksu’nun yerinde olsam, sokak sakinlerinin topladığı imzalar İzmir Büyükşehir ve Konak Belediyesi’ne teslim edilmeden ben dilekçe verirdim iki belediyeye; derhal o sokaktan adımı çıkarın diye...

Haberin Devamı

Bu mudur ‘demokratlık?’
Dün, referandum için tüm Türkiye sandık başındaydı.
Sandığa gidenlerin önünde iki seçenek vardı.
Ya ‘evet’in altına mührü basacaklardı ya da ‘hayır’ın altına...
Sandıktan ‘hayır’ çıkınca ‘evet’çiler, ‘evet’ çıkınca da ‘hayır’cılar ülkeyi terk etmeyeceğine göre yine birlikte yaşayacağız bu ülkede.
Peki karşı fikre bu denli tahammülsüzlük niye?
‘Demokrasi’, katılmadığınız fikre de saygı duymayı gerektirmiyor mu?
O halde sırf oyunun rengini belli edip, ‘evet’ dediği için Sezen Aksu’ya bu tahammülsüzlük niye?
Nazım Hikmet dönemini yaşamadığım için bilmiyorum, ama Ahmet Kaya olayının tanıklarındanım. O dönem Başkan Vekili olarak görev yaptığım Magazin Gazetecileri Derneği’nin gecesinde görüşlerini açıkladığı için Ahmet Kaya’ya yuh çekip, çatal kaşık atanların çoğu yaptıklarının yanlış olduğunu anlayıp, teker teker özür diledi.
Ne zaman?
Ahmet Kaya öldükten sonra...
Düne kadar Fazıl Say’dı belli bir kesimin hedef tahtasındaki sanatçı, bugünse Sezen Aksu...
Yazık ki yazık...
Bu mu ‘demokrat’lık?
Nerede kaldı ‘aydın’a, ‘sanatçı’ya saygı?
Bir küstürmediğimiz, fikrini söylediğine pişman etmediğimiz Sezen Aksu kalmıştı.
Anlaşılan şimdi de sıra onda...


AMAÇLARI DESTEK Mi YOKSA REKLAM MI?

VURUN SEZEN’E


Bu satırları yazdığımda ‘12 Dev Adam’ın, Dünya Kupası’nda Amerika ile karşı karşıya geleceği maç henüz oynanmamıştı.
Umarım 12 Dev Adam, hiç maç kaybetmediği bu turnuvada Amerika’yı da yenerek Dünya Kupası’nı kazanıp, tarihe adlarını altın harflerle yazdırır.
Basketbolun kitabını yazan Amerikalıları yenemeyip, ikinci olmaları bile büyük başarı...
Sonuç ne olursa olsun, hepsini yürekten kutlamalı...
Her milli müsabakada olduğu gibi Dünya Basketbol Şampiyonası’nda göğsümüzü kabartan sporcularımız için yine kesenin ağzını açan işadamları oldu.
Ali Ağaoğlu, 12 Dev Adam’a birer daire vereceğini, Deri Tanıtım Grubu’nun (DTG) Kurucu Başkanı ve Derimod’un Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim ise 12 Dev Adam ve teknik ekibe kuzu derisi özel takım elbise hediye edeceklerini açıkladı.
Bu açıklamalar bana ‘teşvik’ten çok ‘reklam kokan hareketler’ gibi geldi, ama olsun. Keşke Ağaoğlu ve Zaim gibi zenginler, spora olan desteklerini sadece ‘final’de değil, sonrasında da sürdürseler...
Hiç değilse nice 12 Dev Adam’ların yetişmesine katkı sağlamış olurlar.


VURUN SEZEN’E
ERBİL’E PSİKOLOG BİLE FAYDA ETMEDİ

Pazar Vatan’da yayınlanan söyleşisinde, mutsuz evliliklerinin altında yatanın mutsuz geçen çocukluğunun olduğunu vurgulayan Mehmet Ali Erbil, “Psikoloğa hiç gittiniz mi daha önce?” sorusuna şu yanıtı vermiş:
“Yedi yıl önce gittim ve sadece iki ay gibi kısa bir süre devam ettim. Tatmin olmadığım için de bıraktım. Bana faydası olmadı pek.”
Erbil’in durumu ortada, o yüzden asıl o psikoloğun durumunu merak ediyorum ben...
Acaba o psikolog Erbil’den sonra ne kadar sürede kendine geldi?