Yargıtay, bankaların kredi verirken kestiği “dosya masrafı”nı iptal etti. Bu konudaki en üst yargı makamının verdiği karara uyup, kredi kullananlardan haksız yere kestikleri paraları otomatik olarak iade eden banka var mı? Hayır.
Tüketici Hakem Heyetleri’nin önü, bu paraları geri almak isteyen vatandaşların dosyalarıyla dolu...
Danıştay İdari Dava Daireleri, bankaların müşterilerinden “hesap işletim ücreti” adı altında kestiği paranın yasal olmadığına hükmetti.
Buna rağmen bankalar “hesap işletim ücreti” uygulamasını sürdürüyor. Bankalar Yargıtay ya da Danıştay’ın üstünde mi?
“Hukukun üstünlüğü”nün Türkiye’de de geçerli olduğunu düşünen bir
vatandaş, Tüketici Mahkemesi’ne başvurdu ve bankanın “hesap işletim ücreti” adı altında kestiği paranın kendisine iadesini istedi. Mahkeme, Danıştay’ın verdiği karara uyup, bankanın bu parayı iade etmesine hükmetti.
Banka, bir üst mahkemeye başvurup, bu karara itiraz etti.
Ticaret Mahkemesi’nin verdiği kararın iptal edilmesini isteyen beş sayfalık itiraz dilekçesindeki gerekçeye bakar mısınız?
“Hakem heyeti kararı haksız ve hukuka aykırıdır. Zira hakem heyeti davalıdan gerçekte tahsil edilen tutardan daha fazlasının iadesine hükmetmiştir.
71.83 TL’nin iadesine karar verilmiş olsa da, davalıdan gerçekte tahsil edilen tutar 70.68 TL’dir.”
Aradaki fark kaç lira?
1 lira 18 kuruş için mahkemeleri işgal etmek, müşteriyi mağdur etmek, “hukukun üstünlüğünü”, “üstünlerin hukuku”na çevirmekten başka bir şey olmasa gerek.
ŞEVVAL SAM’DAN MESAJ VAR!
Sen misin evinden televizyonu atan ünlülerden Şevval Sam’ın Kanal D’nin dizisinde başrol oynayacak olmasını eleştiren? Anında yanıt geldi bizim
“Gıcık kız” Şevval Sam’dan.
Cep telefonumda, “Yazmadan önce bi soraydınız bana iyiydi. İmza: Gıcık kız” mesajını görünce önce aradım. Telefon yanıt vermeyince mesaj attım, bilmeden nasıl bir yanlış yaptım diye? Yanıt öğleden sonra geldi:
“Ben daha çok sanatın üretim tarafında yer alıyorum. Tüketicisi olduğumda ise onu sahnede çıplak gözle, yalın kulakla görmek dinlemek tercihim. Ayrıca dinleyicime, izleyicime kendi ürettiğime ilişkin sorumluluğum var. İyi ve güzel şeyler üretebilmek için daha çok okumam, daha çok çalışmam, daha fazla özen göstermem gerek. Bu da zaman demek. Zamanı, elimden geldiğince ‘tüketici’ olarak değil, ‘üretici’ olarak değerlendirmek gibi bir yükümlülüğüm var. Öğrenmek, biriktirmek ve aktarmak sorumluluğuna dair bu hassasiyetin, başta çocuklar, toplumların üzerinde uzun vadede olumlu etki bırakma potansiyeline inancım da hiç bitmeyecek. Elbette TV yaygınlığı sağlamak açısından önemli bir mecra. Ancak tek ve hatta esas bilgi kaynağı da değil. İlgilendiğiniz bir görüntüye ulaşmak için de, başta internet, birçok başka kanal da var.”
Akşam üzeri arayan Şevval Sam, mesajını alıp almadığımı sordu.
Aldım, okudum, ama hayatından TV’yi çıkaran birinin TV’ye iş yapmasının çelişki olduğunu, yazdıklarının beni ikna etmediğini söyledim. Bunun üzerine gülerek, “Sen ikna olmadın, ama köşende yer verirsen belki ikna olanlar çıkabilir” dedi.