Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Yıldız Kenter’in hayat hikayesi ‘Tiyatro Benim Hayatım’, sanatçıyı yakından tanımak adına ilginç bir biyografi… Dikmen Gürün’ün yazdığı kitapta Kenter’in çocukluğundan bugüne uzanan sanat ve yaşam öyküsü yok. ‘Tiyatro Benim Hayatım’ Kenter’in iyi bir arşivci olduğunun kanıtı.
Konservatuvara kayıt olduğu 1944 yılında ailesinin imzaladığı ‘Kefaletname’ de var kitapta, Ankara Devlet Konservatuvarı hocalarından Prof. Carl Elbert’in hakkında yazdıkları da, Muhsin Ertuğrul’la 1950’li yıllardaki yazışmaları da…
Ertuğrul’un 23.07.1959 tarihinde Kenter’e gönderdiği mektuptaki iki ayrıntı beni yıllar öncesine götürdü.
Birincisi Ertuğrul’un telefon numarası, ikincisi de mektup adresi. Telefon numarasına bakar mısınız?
42098.
Ertuğrul’un “Benim adresim” diye yazdığı adresse şöyle: P. K. 209 Beyoğlu - İstanbul…
Günümüzde akıllı telefonlarla birbirlerine her şeyi gönderebilen gençler, haklı olarak hayatlarında hiç tanışmadıkları P. K. için “O da ne?” diyebilir.
Haklılar... Çünkü bizim için de çoktan nostalji oldu postaneden posta kutusu (P. K.) kiraladığımız, ailelerimizin büyüdüğünde lazım olur diye, doğar doğmaz telefon sırasına yazıldığımız yıllar…
‘DOSTLUK BOZULMASIN’ DİYE VAZGEÇİLEN EVLİLİK!
Ankara Cebeci’de öğrencilerine kız - erkek bir arada eğitim ve konaklama imkanı veren Devlet Konservatuvarı’na girmeyi kafasına koyan usta oyuncunun bu uğurda verdiği mücadele bakın nasıl anlatılıyor kitapta:
“Cebeci gibi tutucu bir semtte o kadar çok laf üretiliyordu ki konservatuvarla ilgili. Aslen İngiliz olan annem, ‘Kızlarla erkekler aynı yatakhanede yatıyorlar, seni asla göndermem’, ağabeyim Nedim, ‘Gidemezsin, orospu mu olacaksın?’ diyerek karşı çıkınca konservatuvara girmeme, “Evet, orospu olacağım ulan, size ne?” demem...”
Babasının gizlice kaydını yaptırdığı konservatuvarda öğretmenlerinden Carl Ebert’in Kenter hakkında yazdıkları, o dönemde sistemin nasıl işlediğinin en güzel kanıtı... İşte Ebert’in Kenter için yazdığı ‘Rapor’:
“İstihdadı: Fevkalade! Devlet Konservatuvarı’nın bugüne kadar yetiştirdiği en kuvvetli elemandır. Gerçek, tabii ve insensif bir şekilde en kuvvetli dramatik havayı yaratmaya muktedirdir.
Tek zayıf tarafı sesidir ki, bunun dikkatli ve itinalı fonetik çalışmasıyla kuvvetlendirilmesi gerektir.
Bedeni durumu: Fena değilse de, kambur ve göğsünü kısarak yürümesi, ciğerlerinde hastalık doğurabilir. Olağanüstü bir istihdada sahip olması dolayısıyla, gelişme çağında bulunan bu öğrenciye, gereken her şeyin yapılmasını ve hastalıktan korunmasını tavsiye ederim.
Derhal sıhhi muayeneye tabi tutulması, sanatoriuma yollanması, iyi gıdalandırılması, pek önemli olmayan derslerden affedilmesi gerektir.
Çalışması: Fevkalade.
Sınıf geçmesi: Uygundur. (Sınıf atlaması mümkün olmadığı takdirde)”
ELİNİN DEĞDİĞİ ÜNLÜLER!