‘Yok Böyle Dans’ta sıfır reyting şoku!
Baştan altını çizeyim; “reyting uzmanı” değilim. Yıllarca yaptığım haberleri ve yazdıklarımı takip edenler bilir, AGB’nin Türkiye’de reyting ölçümüne başladığı günden beri bu işle “az buçuk” ilgilenirim.
Sistemin nasıl çalıştığını, ölçüm yapılan evlerdeki deneklerin nasıl seçildiğini, televizyonlara takılan peoplemeter’lardan bilgilerin AGB’ye nasıl geldiğini “üç aşağı beş yukarı” bilirim.
AGB Nielsen Türkiye’nin her gün abonelerine servis ettiği reyting ölçümlerini vakit buldukça incelerim.
Ancak 30 Ekim 2010 tarihinde Show TV’nin reyting karnesi gibi bir tabloyu şimdiye kadar ne duydum, ne de gördüm.
Show TV, “Yok Böyle Dans”ı ekrana getirdiği 30 Ekim 2010 Cumartesi resmen “sıfır çekti”...
AGB’nin reyting ölçümü yaptığı evlerin nüfusu 49 milyon 800 bin 337 kişi...
Elbette ki bu nüfusun tamamında “peoplemeter” yok...
2 bin 500 haneye yerleştirilen 3 bin 636 peoplemeter’la yapılıyor reyting ölçümü.
Reyting cihazının konulduğu haneler, o bölgenin sosyo demografik yapısını temsil ettiği varsayılarak, ölçümün 50 milyonu temsil ettiği kabul ediliyor...
Bu evlerin de ortalama olarak yarısı her gece televizyon karşısına geçiyor...
30 Ekim 2010 Cumartesi akşamı ekran karşısına geçen “D grubu” izleyicilerden hiçbiri 20:50 20:53 ve 21:27 ile 21:33 saatleri arasında Show TV’yi izlemedi.
AGB Nielsen: Bir yanlışlık yok
AGB’nin televizyon kanallarına gönderdiği dakika dakika reyting tablosunda Show TV’nin önce 3, ardından da 10 dakika boyunca “reyting” ve “share” yani “izlenme oranı” ve “izlenme payı”nda “sıfır çektiği” anlaşılınca kanal yöneticileri hemen harekete geçti.
AGB’ye, “Bir yanlışlık yok mu bunda?” diye soran Show TV yöneticilerine reyting ölçümü yapan şirketin verdiği yanıt, “Dataları inceledik, bir yanlışlık yok” oldu.
Hatırlarsanız bir dönem RTÜK, televizyonlara “ekran karartma” cezası veriyordu.
O zaman diliminde kanalların siyah ekranlarının üstünde, hangi program nedeniyle RTÜK’ün niye “yayın durdurma cezası” verdiği yazısından başka bir şey olmuyordu.
RTÜK’ün ekranını kararttığı televizyonların bile reyting aldığı, hafızalardaki sıcaklığını korurken, aynı ölçüm sistemiyle bugün Show TV gibi ulusal bir kanalın, hem de “Yok Böyle Dans” gibi canlı yayınlanan bir yarışmayla “sıfır” çekmiş olması bana reyting tarihine not düşülmesi gereken bir durum gibi geldi.
Sizce de öyle değil mi?
Caillou ya da Kayu salgını!
Epeydir henüz ilköğretim çağı gelmemiş çocuklarla aynı ortamda birkaç gün geçirmediğim için bu fırtınanın farkında değilmişim demek ki!
Kurban Bayramı’nda yaşları 1.5 ile 6 arasında değişen “bıdık”larla saatlerce aynı ortamda kalınca, bizzat tanık oldum çocuklardaki bu “Caillou” (Kayu) hastalığına...
Yumurcak TV’yi izlememiş ve Calliou adlı çizgi filmi izlememiş olanlar, günümüz çocuklarının niye her yayınlandığında ekran karşısına çivilendiğine bir anlam veremiyor olabilir.
Merak edip izlediğim halde başında henüz tek bir saçı bile bitmemiş ufaklığın hangi yönüyle çocukları bu denli esir aldığını keşfedemedim.
Ancak yaşları 1.5 ile 6 arasındaki çocukların rol modellerinin “Kayu” adlı çizgi kahraman olduğunu bizzat gördüm...
Geçenlerde Türkiye’ye gelen “Caillou”nun metin yazarı Christine L’Heyreux, 50 ülkede çocukların gözdesi olan dizinin Türkiye’de de bu kadar sevilmesini Türk aile değerlerine bağladı ve ekledi:
“Çizgi film karakterimin Türkiye’de ve dünyada bu kadar çok ilgi görmesini, çocukların Caillou’nun gözünden kendi dünyalarına bakabilmesine, anne-babaların da çocuklarının dünyalarına bakıp onları daha iyi anlayabilmesine ve değerlerin en iyi şekilde ifade edilmesine bağlıyorum.”
Çizgi kahramanın metin yazarı, Caillou aşığı çocukları üzecek bir haber de verdi ve Caillou’nun saçı hiç çıkmayacak, o hep kel kalacak. Her çocuk, kendi dünyasında Caillou’nun saçının şeklini ve rengini kendisi belirleyecek” dedi.
Her yayınlandığında çocukları ekran karşısına çivileyip, saatlerce “gık”ları çıkmadan oturtan ve böylece ailelere de evde rahatça iş yapma olanağı sağlayan “Caillou”nun çizgi dizideki maceraları kadar DVD, VCD, kitapları, yapbozu ve oyuncak bebekleri de büyük ilgi görüyor. İki yılda Türkiye’de “Caillou”nun 350 bin DVD-VCD’si, 1 milyon kitabı, 350 bin karton yapbozu ve binlerce oyuncağı satıldı.
Bizim kuşağın çizgi kahramanları Tommiks, Teksas ve Tarkan’dı... Bizden sonraki kuşağın Action Man’ler ve Pokemon... Günümüz ufaklıklarının kahramanı ise kel kafalı “Kayu”...
‘Hastane’yi Türkan Derya yönetecek!
TRT 1’de ekrana gelen “Yerden Yüksek” dizisinin yapım şirketi NTC Medya, çekeceği yeni dizinin hazırlıklarına başladı.
Özgür Evren Heptürk, Deniz Madanoğlu, Seda Altaylı’nın yazdığı “Hastane”nin yapımcısı Mehmet Yiğit Alp, dizi için ilk anlaştıkları kişinin yönetmen Türkan Derya olduğunu söyledi.
Son olarak Koliba Film’in Kanal D için çektiği “Türkan” dizisinde yönetmenlik yapan Türkan Derya ile dizinin cast çalışmalarına başladıklarını anlatan Alp, Aralık ayında çekimlere başlayacaklarını, dizinin Ocak 2011’de yayına gireceğini anlattı.
Dizi, riskli bir ameliyat sonunda eşini kaybedince doktorluğu bırakıp kızını ve yaşadığı şehri terk eden genç bir cerrahın etrafında yaşananları ele alacak.
‘Kariyer Sofrası’ niye rötar yaptı?
Seray Sever’in pek yakında Sofra’nın CEO’su Yaşar Büyükçetin’le birlikte Habertürk’te “Kariyer Sofrası” adlı bir programa başlayacaklarını yazmıştım geçenlerde.
Sofra’nın sponsorluğunda yapılacak yemek sohbet programında Sever ve Büyükçetin, her hafta şirketlerin CEO’larını ağırlayacaktı.
Ancak “Kariyer Sofrası” biraz rötar yaptı. Program “pek yakında” yine ekranda olacak, ama Habertürk’de değil, başka bir kanalda.
Bu aralar; Show TV’de ekrana gelecek “(+) 18” adlı gençlik dizisine ağırlık verdiği için “Kariyer Sofrası”nın geri planda kaldığını söyleyen Sever, “2011’de iki projem de ekranda olacak” dedi.