“Youtube artık Türkiye’de korsan müzik kullanımına izin veren video paylaşım sitesi olmaktan çıkacak.”
Tırnak içinde kullandığım için aslında belli bu sözün bana ait olmadığı...
Peki kim söyledi bunu?
MESAM Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yavuz...
Peki nasıl oldu bu?
Geride bıraktığımız hafta Cannes’da müzik fuarı vardı.
Müzik fuarı için Cannes’a giden MESAM Yönetim Kurulu üyeleri, burada karşılaştıkları Youtube yetkilisi Cristina Degado Estepa’ya ilettiler müzik sektörünün en büyük telif kuruluşu olarak Türkiye’de yaşadıkları sorunu...
Taraflar arasındaki diyalogtan ortaya çıkan sonuç şu:
Youtube yöneticisi Estepa, Türkiye’de eser sahiplerinden izin alınmadan yüklenen kliplerin kaldırılması için önlem almaya hazır olduklarını dair MESAM yöneticilerine söz verdi...
Bunun müzik sektörü için önemli bir adım olduğunun altını çizen Ali Yavuz, şunları söyledi:
“youtube’a, eser sahiplerinden izin almadan yüklenmiş binlerce klip var. Youtube’un Türkiye’de ofisi olmadığı için eser sahiplerinin hakları korunamıyor. O kliplerin telif ödenmeden kullanılması demek, eser sahiplerinin maddi kaybı demekti ama bu sorun pek yakında kökünden çözülecek. Çalışmalar sonuçlanınca hukuksuz uygulamaların önüne geçilecek ve kazanan eser sahipleri ve de müzik dünyası olacak.”
Ece Gürsel’den 1.5 saatlik konser
İki kişiye karşı acayip mahcuptum... Biri Ece Gürsel, diğeri Murat Evgin...
Ece Gürsel, albüm tanıtımından Beyoğlu’nda verdiği bir yığın konsere davet etti beni ama bir türlü denk gelip de dinlemeye gidememiştim onu...
Hem dalıyor, hem yazıyor!
29 Ocak’ta Twitter’da, “Arkadaşlar uzun bir süre uzaklarda olacağım. Yeni projenin çalışmalarına başlıyorum” diye yazan Mahsun Kırmızıgül, nerede biliyor musunuz?
Kırmızıgül, yeni filminin senaryosunu yazmak için dünyanın bir ucuna gitti.
Neresi mi orası?
Phuket Adası...
Kırmızıgül’un burayı seçmesinin sebeplerinden biri de hobisi...
Kırmızıgül’ün dalış keyfi malum...
Sanatçı bu yüzden Phuket’i tercih etti... Canı sıkıldıkça dalış yapacak, kendini hazır hissettiğinde laptopunu açıp senaryosunu yazacak...
Kırmızıgül bakalım Uzak Doğu’dan “Halepçe katliamı”nın yarattığı dramları anlatacak bir film senaryosuyla mı dönecek, yoksa sürpriz mi yapacak?
Çünkü Kırmızıgül’ün, Çanakkale Savaşı’da 57’nci Alay’da görev yapan iki Türk ve bir Kürt kökenli askerin arasındaki diyalog ve sonrasında esir düşen Anzak askeriyle aralarındaki ilişkinin filmini çekmek gibi bir düşü de var...
‘Adını Feriha Koydum’ dizisi Japonya yolunda
Türk dizilerini dünyaya ihraç eden Fırat Gülgen’in “Adını Feriha Koydum”u satmak için Japon televizyoncularla görüştüğünü duyduğumda, inanamadım...
Türk dizilerinin Türki Cumhuriyetleri, Balkanlar ve Orta Doğu’da talep görmesi doğal.
Çünkü çoğu eski Osmanlı toprağı buralar...
Türk dizilerinin gösterildiği ve büyük ilgi gördüğü bu ülkelerle yakınlığımız ve kültürel ya da ticari bağlarımız var...
Ama Uzak Doğu, her şeyiyle bize uzak...
Nasıl oldu da oldu bu diye merak edip aradım “Adını Feriha Koydum”un yapımcısı Fatih Aksoy’u...
Medyapım’ın ortağı Aksoy, bakın bu konuda neler söyledi:
“Bir gün, dizi ekibinden arkadaşlar, Japon bir televizyon ekibinin sete gelip söyleşiler yapmak istediğini iletti bana. ‘Hangi rüzgar attı onları buraya’ diye sordum. Japon televizyoncular, Türkiye’de yaşayan Japonların ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinin tiryakisi olduğunu, Japonya’daki yakınlarını da dizinin fanatiği yaptıklarını, bu nedenle sette söyleşi yapmak istediklerini söylediler. İyi, yapsınlar o zaman dedim. Sette yaptıkları çekim ve söyleşileri yayınladılar. Japonlar buna da büyük ilgi gösterince diziyi satın almak için bizimle irtibata geçtiler. Fırat Gülgen aracılığıyla Japon televizyoncularla görüşmeler sürüyor.”
Önce kurs, sonra yarış
Benim gibi şeker hastası; hani sadece zeytinyağlılar olsa eyvallah da pasta, kek, kurabiye çeşitleri ve hamur işlerinin yarıştırıldığı yemek yarışmasına jüri üyesi olarak davet edilir mi?
Diyeceksiniz ki, “Hadi onlar davet etti, sen niye gittin peki”?
Banu Noyan’ın ekibine hayır diyemedim çünkü...
Ne bileyim belki de “yasak” beni cezbetti! Pendik’teki Neomarin adlı AVM’de düzenlenen yemek yarışmasında, bir ay boyunca burada yemek kursu gören kadınlar yarıştı. Sunuculuğunu Elif Korkmazel’in yaptığı yarışmada, benim en yüksek puan verdiğim pasta, kek, kurabiye çeşitleri, hamur işleri ve zeytinyağlı çeşitleri dereceye girdi.
40 yılda bir yesem de, demek ki anlıyorum hangi pasta, kek, kurabiye ya da hamur işinin iyi olduğunu.