ALTERNATiFLE POPÜLER ARASINDA

‘Eylül Geldi Sonra’ adlı son albümüyle yükselen bir satış grafiği yakalayan Emre Aydın’la, hakkındaki ‘sahte tıklamalar için hacker tutma’ iddiaları; jürisi olduğu yeni müzik yarışması ‘X Factor-Star Işığı’; Emre Aydın sound’u ve kitlesi; rock’çılardan aldığı sert eleştiriler; fotoğrafçılık tutkusu; Nazan Öncel ve Sezen Aksu sevdası gibi konuları konuştuk. Çok net yanıtlar aldık.

6. Cadde grubuyla başladığın günlerde bugün bulunduğun noktayı hayal ediyor muydun? Aslında çok net olarak “Hayal ettiğim noktadayım” diyebilirim. Hayal ettiğim şey, istediğim müziği yaparak insanlara ulaşmaktı. Hem popüler müziği takip eden hem de alternatif işleri dinleyen birisiydim eskiden, şimdi de öyleyim. Ve ‘ikisinin arası’ diye tanımlayabileceğim müziği yapıp bu şekilde hayatımı kazanabildiğim için çok mutluyum.

Sence Emre Aydın sound’u diyebileceğimiz bir üslup oluştu mu?
Herhangi bir şarkım başladığında; vokalim girmeden; iyi bir müzik dinleyicisinin şarkının benim olabileceğini tahmin ettiğini düşünüyorum. Fakat bu; “Emre Aydın sound’u” demek için yeterli bir veri midir bilemiyorum. Benimkisi; Barış Manço’lardan, Cem Karaca’lardan öğrendiğimiz, üzerine Haluk Levent’in, Teoman’ın, Şebnem Ferah’ın ekledikleri ile şekillenen bir tarz gibi geliyor.

Yeni albüm özelinde konuşacak olursak?
‘Eylül Geldi Sonra’ iyi şarkılardan oluşan bir konsept albüm. Albümün bir ruh hali, bir tutumu, bir bütünlüğü var. İçime sindi.

ŞARKILARLA UĞRAŞIRIM

Üretken bir müzisyensin ancak uzun aralıklarla albüm yapıyorsun. Önümüzdeki 10 yılda Emre Aydın’ın bir müzisyen olarak ne şekilde evrileceğini düşünüyorsun?
Seçici olduğum konusunda haklısın, çok uğraşırım ben şarkılarla. Uzun aralıklarla albüm çıkarmanın maddi açıdan çok olumlu bir tarafı yok. Çok da doğru değil pazarlama açısından. Fakat albümlerin içinin ‘dolu’ olması çok önemli. Şimdi yeni şeyler biriktirmeye başladım. Alternatif albüme doğru gidiyorum.

ASIL KİTLEM YETİŞKİNLER

İş Sanat konserinde gördük ki aslında orta yaş ve üzeri bir hayran kitlen de var. Kemik dinleyici kitleni nasıl tanımlarsın?
Aslında iki gruba ayırabiliriz. İlk grup; 12-25 yaş arası yeni pop albümlerini ve alternatif işleri takip eden bir kitle. Diğer grup da İş Sanat konserinde görülen insanlar.
Aslında bu insanlar da ‘Afili Yalnızlık’tan beri yaptığım işlere ilgi gösteriyor. Bu kitle daha ziyade arşivciliğe ilgili kişilerden oluşuyor. Diğer grup öğrenci olduğundan albüm satın almakta zorlanabiliyor ve internetten takip etmeyi tercih ediyorlar. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Burada bir problem varsa bu sektörel bir problemdir. Fakat beni esas takip eden, benden yaşça büyük yetişkin kitledir.

Fotoğraf çekiyorsun ve video çekimleri yapıyorsun. Bu alanla ilgili planın var mı?
Aslında görüntü yönetmenliğine ilgim var. Müzik videolarında yönetmenlik yaptım. Fotoğrafa da; görüntü yönetmenliğini besleyeceği için ilgi gösterdim. Şimdi çok seviyorum fotoğraf çekmeyi. Uzun metraj film projemiz var, hâlâ devam ediyor o.

İKİ USTAYA TEŞEKKÜR

Albümde iki önemli müzik kadınına ait şarkıları icra etmişsin. Sezen Aksu ve Nazan Öncel... Senin için onlar ne ifade ediyor?
İkisi de hem benim hem de Türk pop müziği için önemli. İkisi de “Bir şarkılarını icra edersem bu albüme ne çok yakışır ” diye düşündüğüm, çok önemli isimler. Yeri gelmişken teşekkür etmek isterim.

HACKER TUTMADIM, FANLARIM ORGANİZE OLDU
Youtube’taki sahte tıklamalarla ilgili bir tartışma oldu.
Youtube’ daki sahte tıklama iddialarının detayını bilmiyordum. Ali Eyüboğlu yazdı. Konuya ben; Mehmet Tez beni olayı başlatan kişi olarak sunana dek uzaktım.

Ne düşünüyorsun Mehmet’in yazdıkları hakkında?
Mehmet, MTV Ödülü’ndeki başarının bir hacker tutularak kazanıldığını iddia edip; “Emre’nin Youtube’taki sahte tıklamalarla ilişkisi yok ama ‘hacker’ alışkanlığını o başlattı, sonra herkes Youtube’taki tıklamaları şişirmek için hacker’larla çalışmaya başladı” anlamına gelen bir yazı yazmış. Kendisi de böyle bir kastı olmadığını söyledi bana; zaten bu doğru değil.

Kim bu ‘hacker’?
O kişi Emrah Güzelkokar. Ben 10-12 yıl önce tanıştım kendisiyle. Emrah hacker değil, dijital PR’cı. O zaman MTV için hayran örgütlenmesi olduğu doğrudur. Emre Aydın Fan Club da benim için elinden geleni yaptı. Konu bundan ibarettir.
İçim bu konuda çok rahat!

ROCK’ÇILARIN TEPKİSİ YERSİZ

Kendini rock müzik geleneğinden gelen biri olarak görüyor musun?
Rock geleneğinden gelmek değil de, rock dinleyicisi olarak geldim denilebilir. Benim ağzımdan durup dururken “Rock yapıyorum” lafı çıkmadı. Sorulduğunda “Yapmıyorum” demeyi tercih ettim. Bir şarkının rock olup olmadığına karar verecek kişi kimdir onu da merak ediyorum. Sert eleştiriler bana anlamsız geliyor.

BEN SIRADAN BiR ADAMIM...

Özel hayatını çok önemsediğini biliyorum. Ama sahne ve stüdyo dışındaki Emre Aydın’ın yaşam zevkleri üzerine konuşmak istiyorum...
Aslında gerçekten çok şey yapmıyorum. İşimi çok seviyorum ve gündelik hayatımın da çok önemli bir parçası işim.
Başka ülkelerde, şehirlerde fotoğraf çekmeyi seviyorum. Fotoğrafçı arkadaşlarımla zaman geçiriyoruz mesela. Onun dışında Playstation olayım var, FIFA oynuyorum. Sinemaya gidiyorum, o da vakit buldukça. Yani anlayacağın çok da haber değeri taşıyan bir sosyal hayatım, özel hayatım yok benim. Gayet sıradanım.

‘X FACTOR’ SEKTÖRE TAZE KAN OLACAK

Merakla beklenen ‘X Factor Türkiye- Star Işığı’nın jüri üyelerinden biri oldun. Farkı ne olacak? ‘X Factor’ benim çok beğendiğim bir yarışma. Ne jüri üyeleri, ne yarışmacılar, ne de yarışmacı hikâyeleri ön plana çıkıyor. Hiçbir unsurun baskın olmadığı müzik yarışması ‘X Factor’. Çok değişik tarzlarda yarışmacılar katılıyor. Çok ilginç solistler görüyorum. Benim için de önemli bir deneyim oluyor. Sektör üzerinde bu tür yarışmaların olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum. Hedefi bir ‘star’ yaratmak. Etkisi daha direkt ve pozitif olacaktır sektör üzerinde.

Röportaj: Tolga AKYILDIZ