Cadde'Arızalı olmak öyle güzel ki!'

'Arızalı olmak öyle güzel ki!'

23.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kiminin aklına "Dört dörtlük bir oyuncu", kimilerinin ise "Burun ısıran, kadın yaralayan aktör" olarak kazınan Tardu Flordun, bazen 'arıza' olduğunu kabul ediyor ve ekliyor: Şimdi her şeyi sıfırladım, bırakın da zıplayayım

Arızalı olmak öyle güzel ki

Babası, bir dönemin ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Macit Flordun. İsminden ötürü sık sık Ermeni ya da Rum zannedilip "Bir yabancı olarak Türkçeyi ne kadar iyi konuşuyorsunuz" cümlesini duysa da Tardu "Karanlıktan gelen ışık" anlamına gelen eski Türkçe bir kelime. 25 Mayıs 1972'de Ankara'da dünyaya gelen Flordun'un çocukluğu babasıyla birlikte film setlerinde geçer. Ama babası pek yüreklendirmez "Pıtı" diye çağırdığı oğlunu oyuncu olması için. Sadece bir ara söylediği "Oyuncu olursan özel bir oyuncu olursun" sözü hep kulağının bir köşesinde kalır ve babası istemese de Bursa Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra konservatuvar sınavına girer. Mezuniyet derecesinden anlaşılacağı gibi parlak bir öğrencidir. Ama okul sonrası aynı derecede parlak bir geleceğin garantisi değildir bu. İki sene Ankara Devlet Tiyatrosu'nda figürasyon kadrosunda çalıştıktan sonra İzmit Şehir Tiyatrosu'nun sınavına girer. İlk profesyonel oyunu "Hamlet"tir ve "Rocky Balboa gibi bir zafer yaşadım sahnede" diye anlatır duygularını.İzmit'te "Cimri", "Üç Kuruşluk Opera", "Roberto Zucco" gibi önemli oyunlarda, sinemada Turgut Yasalar'ın çektiği "Leoparın Kuyruğu"nda oynar ama asıl şöhret, son dönemin bütün oyuncuları gibi beyazcamdan gelir Tardu Flordun'a da. 2000 yılında Berna Laçin'le oynadığı "Evdeki Yabancı" ile 'romantik komedi' kariyerini de başlatmış olur. "Ben bu işin eğitimini aldım, her rolü oynarım" dese de gelen tekliflerin çoğu bu tür dizilerdendir... Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nı birincilikle bitirmiş bir genç adam. Üstelik 96 gibi nadir rastlanan bir ortalamayla. 1997'de İzmit Şehir Tiyatrosu'nda oynadığı 6 saatlik Hamlet'le bir anda tiyatro çevrelerinde efsane olmuştu sonra. "Evdeki Yabancı"nın Eren'i, "Davetsiz Misafir"in Tarcan'ı, "Binbir Gece"nin Kerem'i ve de irili ufaklı 'şiddet' olaylarının kahramanı olmadan önce Hamlet'ti Tardu Flordun. Gelin görün ki 'burun ısıran' ya da sustalıyla kadın yaralayan romantik komedi karakteri pek rastlanan bir şey değildir. Dolayısıyla gazetelerde bu tür haberlerin boy göstermesiyle beraber Flordun'un kariyeri de düşüş değilse bile bir duraklama dönemine girer. Kendisinden 'Burun canavarı' diye söz ediledursun onun her şeye bir açıklaması vardır: O dönem sevgilisi olan Arzu Yanardağ'ın burnunu ısırmamış, tartışırlarken yüzüğü Yanardağ'ın hızmasına takılmıştır... Diğer olaya gelince, bir röportajda dediğine göre "Bir arkadaşınızın kız arkadaşı, sizinle birlikte olmak için zorlarsa ve arkadaşınız da kafası güzel bir şekilde armut gibi bakarsa, bir kopma yaşıyorsunuz"dur ve "Üç Kuruşluk Opera" oyunundan cebinizde kalan sustalıyı sallıyorsunuzdur... 2003'te yaşanan bu olaydan ötürü 2005'te 5, 2006'da da 27 gün hapis yatar Tardu Flordun. Aradaki dönemlerde de dizilere devam eder... "Davetsiz Misafir"de popstar Tarcan'ı oynar, "Aşk Oyunu"nda Keremcem'den boşalan jön kadrosunu Mert karakteriyle doldurur. Bir yandan medyanın desteğiyle giyindiği 'şiddet yanlısı' imajından kurtulmaya çalışırken bir yandan da "Evet arızayım, arızalı olmak o kadar güzel ki... Benim için 'delidir, manyaktır' diyorlar. İstediğim zaman 'normal' dediğimiz arkadaşlar gibi olabiliyorum. Ama böyle olunca kendimden keyif almıyorum" gibi demeçler vermeyi sürdürür. Cezaevinde geçirdiği bir ay ise önemli bir deneyim olmuştur onun için. "Her Türk oyuncusu cezaevini görmeli" der. Ama "Merhaba, ben geldim, aktörüm" diye gidersen olmaz, öyle söyler... Cezaevi tecrübesi "Binbir Gece" başlarken kendine yeni bir sayfa açmak istediğini söylemişti Flordun, "Bırakın da bunu yapayım. Ben hayatımdaki her şeyi sıfırladım çünkü. Tabana indim ve zıplamaya çalışıyorum" demişti. Zıpladı da gerçekten. Şimdi Kerem olarak bir kez daha seyircinin -özellikle kadınların- gözbebeği. Kendi deyimiyle hiçbir zaman 'Reina çocuğu' olmamış, son derece yetenekli bir oyuncu olarak adının karıştığı bütün tatsızlıkları unutturmayı başardı. Hep televizyon piyasasına para kazanmak için girdiğini söyledi, şimdi bir de kazandıklarıyla bir tiyatro kurmanın en büyük arzusu olduğunu ekliyor ki bu en iyi haber. Çünkü aradan 10 yıl geçmesine rağmen onu hâlâ Hamlet olarak hatırlayanlar var. Ya Eren'i, Tarcan'ı, Mert'i kim hatırlıyor? 'Reina çocuğu' olmadı!

KEŞFETYENİ
Survivor sonrası çarpıcı açıklamalar! 'Volkan bana yemin etti'
Survivor sonrası çarpıcı açıklamalar! 'Volkan bana yemin etti'

Cadde | 06.05.2025 - 09:10

Survivor All Star 2025'ten Volkan- Poyraz düellosu tartışmalara sebep olmuş, Yiğit Poyraz adaya veda etmişti.

Yazarlar