MEVLANA TÜRBESİ’NDE MUHTEŞEM SÜRPRİZ

Şeb-i Arus haftasındayız . Ev sahibi Konya ilimiz, bu hafta dünyanın farklı köşelerinden gelen Mevlana dostlarının ziyaretiyle bambaşka bir çehreye bürünüyor. Ben de her yıl olduğu gibi, bu sene de ziyaretimi yaptım ve ayağımın tozuyla size gün ışığına çıkmamış harika bir haber getirdim. Öncelikle ziyaretçi olmak isteyen ama bu sene kaçırdığını düşünen okuyucular için hemen hatırlatayım, Şeb-i Arus yani ‘Düğün Günü’ olarak anılan, Mevlana’nın ‘vuslat’ olarak tarif ettiği ölüm günü 17 Aralık da dahil olmak üzere, anma etkinlikleri devam ediyor. İlgilenenler ve ziyaret etmek isteyenler, bir önceki hafta dahil, Konya ve Şeb-i Arus ile ilgili pek çok rehber yazımı internette bulabilir. Gelelim şu an size haber vermekten büyük mutluluk duyduğum muhteşem sürprize...

Restorasyon uzadı

Size önce tatsız sonra harika bir haberim var... Bu hafta , benim gibi Şeb-i Arus vesilesiyle Konya ve Mevlana Türbesi ziyaretçileri, Mevlana Celaleddin-i Rumi, babası, oğlu ve yakın çevresinin sandukalarının bulunduğu köşeyi, ne yazık ki göremeyecekler. Restorasyon sebebiyle şu an kapalı. Çevresine yapılmış giydirme üzerindeki fotoğrafıyla yetinmek zorunda kalan ziyaretçiler, bu manzarayı görünce elbette tıpkı ben gibi büyük hayal kırıklığına uğruyor. Elbette türbenin geri kalan kısımları açık ama en büyüleyici, insanı daha bakarken huzurla buluşturan bölüm ne yazık ki kapalı. Açıkçası, ilk an ben de çok itiraz ettim, şikayet ettim ve hatta Şeb-i Arus dönemine kadar nasıl olur da doğru bir planlamayla yetiştirilemez diye Mevlana Türbesi-Müzesi yetkilisi olan Naci Bey’e epey sitem ettim. Sonra kendisinden meselenin altındaki sebebi öğrendim. Ve bir kere daha anladım ki hiçbir şey göründüğü gibi değilmiş ve her şer bir hay’r ile gelirmiş. Ve tabii ki, iyice anlayıp öğrenmeden de hemen şikayet etmemek gerekliymiş...

Tarihin sayfaları açıldı

Efendim meselenin sırrı şu imiş, Mevlana ve ailesiyle çok yakın çevresinin sandukalarının bulunduğu köşenin restorasyonu, normal şartlarda bu dönemde çoktan tamamlanmış olacak şekilde planlanmış. Çalışmalar esnasında, duvarlardaki işlemelerin altından II. Bayezid dönemine ait eski kalem işlemeleri ortaya çıkmış. Bu muhteşem sürprizle karşılaşılınca, duvarlar sıyrılarak alttaki çok daha eski yüzeyin ortaya çıkarılmasına, bu harika kalem işlerinin restore edilmesine karar verilmiş ve haliyle de onarım süreci beklenmedik bir şekilde uzamış. Bir ara, şu anda yine onarım aşamasında olan Şems-i Tebriz’i Türbesi’nde olduğu gibi, ziyaretçiler için küçük bir pencere açılması düşünülmüş ama sonra, bu yeni ortaya çıkan güzellik henüz tamamlanmadan görücüye çıkarılırsa, etkisi azalır endişesiyle vazgeçilmiş.

İşin özü şu ki, bu seneki ziyaretçileri hayal kırıklığına uğratan bir durum olsa da, Mevlana Türbesi’nde tarihin sayfaları sürpriz bir şekilde açılmış. 3-4 ay sonra çok daha muhteşem bir şekilde ortaya çıkması için bu sene bizim payımıza perde arkasından dua edip, ziyaret etmek düşmüş demek ki... Eh bu gerçeği bilmeden epeyce bir şikayet ettiğim için bana da bir özür dilemek düşer... Baharda tamamlanması beklenen restorasyonla, yüzünü çok daha eskiye dönen yeni halini ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum. Ee ne demişler, “Sabreden derviş muradına erermiş”..