Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Formula 1 yarışlarının mayısa alınması gerçekten de kötü oldu. Aynı hafta sonuna Galatasaray’ın şampiyonluğu ve Anneler Günü kutlamaları da denk gelince Formula 1’e ilgi iyice düştü.
Beni en çok GP2’de yarış sırasında piste fırlayan iki köpek şaşırttı. En son AKM’de bir dans gösterisi sırasında sahneden kedi geçince aynı hissi yaşamıştım. Bu olsa olsa bizim memlekette olur hissi. Arabalardan biri köpeğe çarpıp da hasar alınca zavallı köpeğe mi, yoksa o yarışa deli gibi hazırlanan pilota mı üzülsek şaşırdık. 

Yarış bahane, parti şahane

Formula 1’in patronu Bernie Ecclestone bile seyirci çok az diye şikayet etti. Oysa en başından beri yarışlarla değil, partilerle ilgileniyoruz. Formula 1 partilerinde en çok konuşulan şey ‘şöfeeerler nerde’ idi. Neyse ki artık pilotlara ‘şöfeeerler’ denmiyor. Artık pilotlar eskisi kadar cazip değil.Bu kadar çok parti olunca hepsine gitmek yerine en iyilerini seçmek gerekiyor. En havalı partiler Hintli işadamı Vijay Mallya’nın yatında verdiği parti ve Selim Hamamcıoğlu’nun artık gelenekselleşen Racing Fever Party’si oldu. Çırağan Sarayı açıklarında demirleyen o dev yattaki partide ayakkabıları çıkarttırıp kırmızı çorapları giydirmek tabii ki karizmayı bozdu. Herkes bol bol söylendi.
Selim Hamamcıoğlu’nun partisine gelince... 3 yıldır Kız Kulesi’nde yapılıyordu. Bu yıl Rahmi M. Koç Müzesi’ndeydi. İçerisi dev bir gece kulübüne dönüştürülmüştü. DJ kabini uçan daireyi andırıyordu. Cemiyet sayfalarından tanıdığımız herkes oradaydı. Bir locada Alinur Velidedeoğlu, diğerinde Derin Mermerci...Kimse kasılmıyordu, herkes dans ediyordu. Yılın en iyi partisi olmaya aday. Bir tek J&B’nin ay sonunda Kapadokya’da düzenleyeceği partiyle kapışabilir.  

Haberin Devamı

İstanbul küme düşmek üzere
UNESCO heyeti tam da zamanında geldi. Baharla birlikte inşaatlar da aldı başını gidiyor. Kazılmayan yer kalmadı. Restorasyon bahanesiyle tarihi ahşap binalar yıkılıyor, yerlerine çirkin beton binalar yapılıyor. Tam da bu sırada UNESCO İstanbul’un Dünya Kültür Mirası Listesi’nden çıkıp çıkmayacağına karar vermek için Tarihi Yarımada’nın altını üstüne getiriyor. Çünkü Kültür Mirası Listesi’nde sanıldığı gibi bütün İstanbul değil sadece Tarihi Yarımada yer alıyor. Heyet aylardır İstanbul’a gelmek istiyordu ama Kültür ve Turizm Bakanlığı sürekli ek süre isteyerek bu gelişi erteledi, tıpkı sınavdan kaçan tembel öğrenciler gibi. Bu ek sürede bildiğim kadarıyla düzelen bir şey yok.
Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıp da Tehlike Altındaki Kültür Mirası Listesi’ne gerilemek küme düşmek gibi, utanç verici. 2. lige düştükten sonra tekrar yükselmek uzmanlara göre en az 15 yıla mal olur. Karar temmuzda Kanada’da açıklanacak. Ya ek süre verecekler ya da büyük ihtimalle küme düşeceğiz. Bakalım kararı da ertelemeyi başarabilecekler mi?

Haberin Devamı

Bodrum ve Çeşme’ye yazlık transferler
Mori Sushi hem Bodrum’da hem de Çeşme’de birer şube açıyor. The Marmara Bodrum’un havuz başında da artık suşi yiyebile-ceğiz. Çeşme’deki şube ise Villa Sunset’in içinde yer alacak. 
Lal Feray ve Ender Sanal’ın meşhur barı Buz ilk defa şehir dışına çıkıyor. Bodrum’a gidiyorlar ama Türkbükü’ne değil. Buz, Yalıkavak Xuma Beach’te 6 Haziran’da açılıyor, Burada akşamüstü ve dolunay partileri yapılacak. İlk konuk Hotel Costes’tan DJ Stephane Pompougnac, 5 Temmuz’da geliyor. Bu arada Bodrum’da spor yapmak isteyenlere müjde, Mayadrom Sports Center yaz boyunca Xuma Beach’te de olacak.
Babylon bu yaz da Çeşme Alaçatı’da. Gündüz plajında güneşlenip akşam da konserlerin tadını çıkarabilirsiniz.
Nupera’dan tanıdığımız Moreish adlı fine dining restoran haziranda Çeşme’de Güler Sabancı’nın yeni butik oteli Nars’ta açılıyor.
Bir de Çeşme’den İstanbul’a transfer var. Alaçatı’da eski bir Rum evinde yer alan Lavanta, Akdeniz mutfağında çok iddialı. Lavanta’nın yeni şubesi Ortaköy’deki Sedir’in yerinde. Taze malzemeler, sağlıklı yemekler. Yaz öncesi çok iyi bir seçim.