Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eğer yemeğe çıkmayı seviyor, fakat kilonuza dikkat etmeye çalışıyorsanız, masaya gelen yiyeceklerle vicdanınız savaşmak zorunda kalır çoğu zaman. Dışarıda daha fazla zaman geçirmeye başladığımızdan beri yaklaşık 10 -15 yıldır ünlü şeflerin insafına kalmış durumdasınız çünkü lezzet arttıkça kalori de artıyor genellikle. Özellikle yağlı yiyeceklerin damakta bıraktığı tad hep daha kalıcı olduğundan lezzetli olan şeyler genelde daha kalorili oluyor. Biliyorum hiç adil değil ama lezzet ile kaloriyi dengelemeyi öğrenmekten başka çare yok. Çünkü iş sadece yediğiniz kaloriyi hesaplamakla ilgili değil daha da önemlisi yediğiniz kalorinin ne kadarını yakma kabiliyetiniz var bu çok daha kritik bir çözüm noktası.
Amerika’da en sık gidilen 300 restoranın aşçısıyla bir çalışma yapılmış. Bu çalışmanın sonuçlarına baktığınızda porsiyonlar, alınan kaloriler ve şişmanlığın artışını anlamak daha kolaylaşıyor.

Şeflerin yüzde 16’sı kalori hesaplıyor
Penn Devlet Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Julie Flood ve South Carolina’daki Climson Üniversitesi’nden beslenme profesörü Marge Condrasky tarafından yapılan bu araştırmaya göre, aşçıların dörtte üçü normal ölçüde porsiyonlar hazırladıklarını düşünmelerine rağmen, sundukları porsiyonlar normal bir insanın yemesi gerekenden iki ila dört kat daha büyükmüş.
Bu araştırmaya göre, ünlü bir restoran zincirinin en küçük bifteği 270 gram ağırlığında ve 740 kalori, oysa makul bir porsiyon 120 gram ağırlığında ve 300 kalori olmalıdır.
Şık restoranlardan gelen şeflerin yalnızca yüzde 16’sı bir porsiyonda kaç kalori olduğuyla ilgilenmektedir. Genellikle aşçılar, bunun yerine yemeğin tabakta nasıl göründüğü, fiyatı ve müşterinin beklentileriyle meşguldür deniliyor. Bunun sebebi şeflerin beslenme hakkında bilgisiz olması değil. Şefler beslenme ve kalori hakkında bilgili olsa da porsiyon büyüklüğünü buna göre ayarlamıyor. Araştırmaya katılan şeflerin büyük bir bölümü sunulan yemeğin ne kadarını yiyeceğinin tamamen müşteriye bağlı olduğunu düşünüyor. Yani sorumluluk sizde, nerede duracağınızı bilmek de sizin kontrolünüzde.

Göz görünce, gönül hayır demiyor: 
Birçok araştırma sonucuna göre, kişilerin önüne ihtiyacından daha büyük porsiyon yemek konulduğunda kişi doymuş olsa da yemeye devam ediyor. Büyük porsiyona insanın gözü çabuk alışıyor ve tabağını bir süre sonra silip süpürüyor.  Bir çalışmada 10 kadın ve 13 erkeğe 11 gün boyunca bütün yiyecek ve içecekler sırayla iki faklı şekilde sunulmuş. Bir seferinde onlara standart büyüklükte porsiyonlar diğer seferinde ise aynı yemekleri porsiyonları yüzde 50 oranında büyütülerek verilmiş. Araştırmacılar görmüş ki porsiyonlar büyüdükçe hem kadınlar hem de erkekler 11 gün boyunca her gün ekstra 400 kalori fazla yiyerek, toplamda da ortalama 4636 ekstra kalori almışlar. Unutmayın, fazladan 3500 ekstra kalori alınca yarım kilogram yağlanıyorsunuz. 

Dışarıda yemek yerken bunlara dİkkat edin
Et yemeklerinde 120 gramı geçmeyin bu, yumurta büyüklüğünde dört köfteye denk gelir.
Tavuk yemeklerinde bir elinizin içi kadar, yaklaşık 150 gram tavuk tüketmek yeterlidir.
Balık seçiminizde 200 gram, bir porsiyon için uygun miktardır.
Salata seçiminizde sos miktarı ve sosun çeşidine dikkat edin. En iyisi zeytinyağı ve limon ayarını kendiniz yapın.
Para hesabı yaparak büyük boy mönü almak yerine normal boy mönü tercih edin. Para tasarrufu yerine kalori tasarrufunu önemseyin.
Unutmayın, büyük porsiyonlarla mücadele etmenin diğer yolu ise kalanları paket yaptırmaktır, bundan utanmayın. 

Şişkin porsiyonlarla savaşmak tek çözüm mü?
Eğer tabağınızdakini yarım bırakmak konusunda disipline olamıyorsanız o zaman tercihinizi değiştirin. Kocaman bir tabak alın ama içindekiler su oranı yüksek ve lifli olsun, yağ oranı yüksek ve su oranı düşük değil. Köfte-pilav yerine köfte-salata veya köfte-sebze gibi. Başlangıç yemeğini salata veya çorba şeklinde alarak da su oranı ve lifi artırabilirsiniz. Tabağınızdaki boşluğu salata ve sebzeyle doldurun...