BESLENME RUH HALiNi NE KADAR ETKİLER
Doğru beslenmeyi çok az insan günlük hayatına geçirebiliyor. Çoğu zaman da iyi beslenme zayıflama ve formda kalma kelimeleri arasına sıkışıp kalıyor. Oysa besinleri ilaç gibi düşünmek gerekiyor.
Tedavi için kullanılan bir ağrı kesici veya antibiyotik hedef bölge veya organla ilgili iken beslenme vücudun tüm sistemleriyle de entegredir.
Zihnimiz de bundan farklı değildir. Eğer vücuda ihtiyacı olan tüm besin öğeleri yeteri kadar verilmezse kişi yorgun, halsiz veya bitkin olabilir. Bu süreçler uzarsa, bunalım ve depresyona kadar gidebilir.
Bütün canlılar için yaşam, pek karmaşık kimyasal işlemlerin yürütülmesi demektir. Canlıların vücudu bu karmaşık kimyasal süreçlerin yürütüldüğü birer görkemli kimya fabrikasıdır. Bir düşünce çevresinde yoğunlaştığımızda ya da dış dünyadan bir uyarı aldığımızda, beynimizin belli başlı kimyasal tepkimeleri iş başındadır. Yine beynin kimyasalları nedeniyle milyarlarca bildiri gövdemizdeki sinirler boyunca düzenli bir biçimde akıp gider. Önemli bazı kimyasallar bu işlemin gerçekleşmesinde görev alır.
Beyinde farklı ‘sinirsel- aktarıcı’lar kendimizi çeşitli biçimde hissetmemize neden olur: İyi, kötü, uykulu, uyanık, mutlu, mutsuz gibi. Bazen beyinde bir tür kimyasal, ötekilerden daha fazla var olabilir. Bunun sonucu kendimizi mutlu ya da mutsuz, uykulu ya da uyanık hissederiz. ‘Sinirsel aktarıcı’lar da denge sağlanması beklentisiyle bazı ilaçlar kullanılır.
BESİNLER BEYiN KiMYASINI DEĞİŞTİRİR
Beslenmeyle (elbette ne kadar iyi sindirebiliyorsak) beyin kimyasına belirgin biçimde etki yapmış oluruz. Merkezi sinir sisteminde bulunan ‘sinirsel-aktarıcı’lar besin öğelerinden türetilir. Bu üretimde bazı vitaminle minerallere gereksinim vardır. Çeşitli gıdaların yer aldığı, ana ve ara öğünleri ayarlanmış bir program; ruh halinden sorumlu kimyasalların dengelenmesine, böylece de duygusal wellnesse yardımcı olacaktır.
İyi bir fiziksel durum ve beslenme tipi kişiyi bunalım ve depresyona yol açabilecek duygusal sterse karşı daha dayanıklı yapar.
MUTLULUK VERENLER
Folat eksikliği yaygın bir gıda eksikliğidir. Aslında depresyon teşhisi konan birçok kişinin damarlarında folat seviyesi düşük çıkar. Düşük seviyede folat, beyindeki serotonin seviyesini düşürür. Mercimek, bezelye, ve fasulye gibi baklagiller B vitamini gibi, bitkisel protein de sağlar. Bu besinlerde bulunan B vitaminleri ruh hali ile ilgili birçok sinirsel aktarıcıyı etkiler.
Tüm balıklar ve ceviz Omega - 3 yönünden çok zengindir.
Karbonhidrat keyiflendirir
Karışık karbonhidratlar (nişastalı gıdalar) şekerin damarlara geçmesini sağlar. Posa yönünden zengindirler ve gıda değerleri yüksektir. Sebzeler, tam tahıllar, kabuklu pirinç, kepekli makarna ve baklagil çeşitleri bu kategoride yer alır. Bu besinler duygusal wellness için önemlidir. Çünkü, beyindeki serotonin seviyesinin yükselmesine yardım ederler. Düşen serotonin depresyon eğilimine neden olurken, yükselen serotoninin de daha iyi bir ruh hali ile ilgisi büyüktür. Serotonin uykunun yanı sıra acıkma ve enerji seviyesini ayarlamada da rol oynar. Karışık karbonhidratlar, özellikle tahıl grubunda bulunan aminoasidi beyinde serotonine çeviren ve doğal bir asit olan tripotan yönünden zengindir.
YORGUNLUĞA?DUR?DİYEN?BESİNLER
Tirozin, sütte, etlerde, kuruyemişte bulunan bir aminoasittir ve diğer sinirsel aktarıcılarını (dopamin ve noradrenalin gibi) vücudunuzun serbest bırakmasını sağlar.
Bunlar, beyni canlandırarak, gün boyu daha net düşünmenize ve daha doğru kararlar vermenize yardım eder.
Demir de, eksikliği çok görünen bir diğer gıdadır. Demir eksikliği, birçok etkinin yanında, konsantre olmayı zorlaştırır, kendinizi hissetmenize yol açar. Demirden zengin besinler, kurutulmuş meyveler (kuru üzüm, kuru erik, kuru kayısı, üzüm pestili) yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı ettir.