Benim için bisiklet; öğrenebilmek için defalarca düştüğüm, çalıların arasında kolumu bacağımı çizdiğim ama sonra çok keyif aldığım bir çocukluk hatırası. Aktif Yaşam Derneği’nin 2017 Türkiye Fiziksel
Aktivite, Bisiklet ve Yürüyüş Pratikleri araştırması sonuçlarına göre, pek çok insan için de durum hâlâ böyle.
Türkiye’de 1.5 milyon atıl bisiklet bulunuyormuş. Bu demek oluyor ki; hanelerin yüzde 28’inde bisiklet var ve bu evlerin yüzde 36’sında hiç kullanılmayan en az bir adet bisiklet bulunuyor. Oysa bisikleti hem eğlenceli hem de sağlıklı bir ulaşım aracı haline getirmek bizim elimizde.
Bisiklet sürmeyi öğrenmek için hiçbir yaş geç değil. Geçtiğimiz yıl bir dostuma 50’nci doğum gününde eşi ve çocukları bisiklet hediye ettiler ve bu onun şu anda vazgeçilmezi oldu.
Eğer sizin de bisiklete ilginiz varsa ve temin etme imkanınız yoksa, Aktif Yaşam Derneği’nin ‘Sarı Bisiklet Sosyal Sorumluluk Projesi’ni bir araştırın. Bu proje kapsamında ikinci el atıl bisikletler toplanıp yenilenerek ihtiyaç sahipleriyle buluşturuluyor, benden söylemesi.
Daha çok hareket etmeliyiz
Aktif Yaşam Derneği’nin
araştırma sonuçlarında dikkatimi çeken en önemli verilerden birisi de maalesef yürümeye vakit bulamadığımız gerçeğiydi. Toplumun yüzde 75’i yürümeye vakti olmadığını belirtiyor. Ve günde yarım saatten fazla yürüyenler sadece yüzde 45’i oluşturuyor.
Teknoloji ve dijitalleşme hayatımıza girdiğinden beri hareketimiz de azalıyor. Artık market siparişlerini bile evden verebiliyoruz. Bu konuda sizleri biraz daha duyarlı ve bilinçli olmaya davet etmek istiyorum. Çünkü egzersiz, sağlıklı yaşamın en temel parçalarından biri.
Elbette profesyonel bir sporcu gibi spor yapmak zorunda değilsiniz ama günlük hareketinizi artırmanın ve aktif olmanın birçok yolu var. İlk hedefiniz günde 10 bin adım atmayı amaç edinmek olsun.
Araştırmalar fiziksel aktif olmanın ve istikrarlı egzersiz yapmanın birçok engeli ve hastalığı önleyebileceğini ya da geciktirebileceğini söylüyor. Bazı durumlarda, egzersiz birçok kronik hastalık için etkili bir tedavi oluyor. Örneğin, çalışmalar aynı zamanda artiriti, kalp hastalığı ve diyabeti olan insanların da egzersizden faydalanabileceğini gösteriyor. Ayrıca yüksek tansiyonu, denge sorunu ya da yürüme zorluğu olan insanlara da yardım ediyor.
İstikrarlı, ılımlı bir fiziksel aktivite stres
yönetimine ve ruh halini düzeltmeye yardım edebilir ve depresyon duygularını azaltabilir. Çalışmalar egzersiz yapmanın görevler arasında hızla geçiş yapmak, bir etkinlik planlamak ve gereksiz bilgiyi görmezden gelmek gibi bazı bilişsel fonksiyonları da geliştirdiğini
gösteriyor.
Ne kadar egzersiz yapmalıyız?
Egzersiz yapmaya karar verenler kısa hedeflerle başlayabilir, süreç içinde zamanı yükseltebilirler. Ancak, aktivitenin egzersiz olarak nitelendirilmesi için haftada 150 dakika, 3 gün, günde 45-50 dakika egzersiz yapılması gerekiyor. Kendinize bir hedef belirlerken öncelikle bunun gerçekçi olmasına özen gösterin. Haftada 5 gün egzersiz sizin için uzun süre uygulanabilir değilse, haftada 2 günü hedefleyin. Önemli olan sürekli olması…Çünkü herhangi bir davranış değişikliğinden sonuç alabilmemiz için alışkanlık haline gelmesi gerekir. Alışkanlık her zaman, sürekli yapılan davranışlardır. Arada sırada yapılanlar alışkanlık değil; eylemdir. Aristoteles ‘’Mükemmele eylemle değil, alışkanlıkla gidilir’’ demiş. Arada sırada, canımız istediği zaman ya da her gün örneğin
işyerine yürümek gibi sıradan yapılan aktiviteler egzersiz değil, günlük yaşam aktivitesi olur. Ve bunlar hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Ancak daha iyi, daha verimli yani sonuç alabilmek için düzenli ve sürekli, alışkanlık haline dönüşmüş eylem gerekir.
