Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Gut daha çok 40 yaş üstündeki genellikle şişman erkeklerde, alkol ve protein tüketimi fazla olan bireylerde görülür. Gut bazı eklemlerde ağrı, duyarlılık, kızarıklık, şişlik ve ısı artışı ile ani olarak gelişen, şiddetli ataklarla seyredebilen bir hastalıktır. Gut vücudumuzdaki ürik asit fazlalığından oluşur. Pürin içeren besinler vücutta sindirilirken ürik asit oluşur. Ürik asit sağlıklı her bireyin kişilerin kanında bulunan bir yıkım ürünüdür. Ancak kanda düzeyinin yükselmesi, böbreklerden atımının az olması durumunda diz ve ayak başparmağı eklemleri ve yumuşak dokularda birikerek şiddetli ağrılara sebep olurlar. Ürik asidin fazlalılığı;
* Ürik asidin fazla yapımından,
* Böbreklerden atımının az olmasından, 
* Vücutta ürik asit haline dönüşen pürinlerin bazı yiyeceklerle fazla miktarda alınmasından kaynaklanabilir. 

Amerika’da iki kat arttı
Ocak ayında yayınlanan yeni bir çalışmaya göre şekerli içecekler içen ve fruktozlu besinler yiyen erkeklerin gut riski daha yüksek. Bu hastalığın son yıllarda artış gösterdiği bilinmekle beraber Amerika’daki istatistiklere göre gutlu insan sayısı iki katına çıkmıştır.
Genelde gut hastalarına et ürünleri, alkol ve sakatat yemeyi kısıtlamaları söylenir. Şekerli gazlı içeceklerin tüketiminin kısıtlanmasını söylemek pek yaygın değildir. Ancak bu çalışmada Amerika ve Kanada’daki araştırmacılar şekerli içecek alımı ve gut riski arasındaki bağlantıyı analiz ettiler. 40 yaş ve üzerindeki 46 bin erkeği 12 yıl boyunca takip eden araştırmacılar, doğal olarak fruktoz açısından zengin olan meyve ve meyve sularının yanı sıra normal ve diyet içecekler dahil olmak üzere 130’dan fazla yiyecek ve içecek tüketimiyle ilgili veri topladılar. Araştırmanın başlangıcından itibaren iki yılda bir bireylerin vücut ağırlığı, ilaç kullanımı ve tıbbi durumlarıyla  ilgili veri topladılar. 12 yıllık süreçte 755 tanısı yeni konmuş gut vakası kaydedildi.
Araştırma sonucuna göre;
* Şekerle tatlandırılmış gazlı içeceklerin tüketimi arttıkça gut riski arttı.
* Ayda birden daha az gazlı içecek tüketen erkeklere oranla haftada 5 - 6 kez tüketenlerin gut riski yüzde 29 arttı.
* Günde iki veya daha fazla içecek tüketenlerin gut riski ayda birden az tüketenlere oranla yüzde 85 arttı.
* Diyet gazlı içeceklerin gut riskiyle bir bağlantısı bulunmadı.
* Meyve ve meyve suyu gibi fruktoz açısından zengin besinler gut riskinin artışıyla ilişkilendirildi.
Çalışmanın sonuçları BMI (beden kitle indeksi), yaş, diüretik kullanımı, kan basıncı, alkol tüketimi ve diyet gibi diğer gut risk faktörlerinden bağımsız tutuldu. Ancak çok önemli bir nokta var ki kesinlikle yanlış yorumlanmamalı. Araştırmacılar meyve ve sebze tüketiminin yüksek kan basıncı, kalp hastalıkları, inme ve bazı kanserlerin engellenmesiyle ilişkilendirildiğini de özellikle hatırlatıyor. Bu yüzden gut hastaları meyve tüketimini tamamen kesmemeli sadece kontrollü olmalı, aşırı miktarda şekerli içecek tüketmekten  kaçınmalı.

Haberin Devamı

Okur sorusu:

Haberin Devamı

Karaciğer yağlanması ve karaciğer büyümesi ile aynı şey midir?

Haberin Devamı

Tıp dilinde hepatosteatoz olarak adlandırılan ‘karaciğer yağlanması’ karaciğer hücrelerinde aşırı yağ birikmesi anlamına gelir. Karaciğer yağlanması, normalde yüzde 10’un altında olması gereken karaciğer yağ oranının artmasıdır. Ancak karaciğer yağ hücrelerindeki birikim arttıkça ve karaciğer yağlanması olan birey beslenme alışkanlıklarını değiştirip yağlanmaya engel olmak için bir şey yapmazsa, zamanla karaciğer büyümeye başlıyor. Karaciğer büyümesi, karaciğerin yağlanmasından daha tehlikelidir çünkü yağ hücrelerinin sayısı ve hacmi büyüyor.

Karaciğer yağlanması olan bir bireyin dikkat etmesi gerekenler:

*Yapılabilecek en önemli şey özellikle beslenme şeklini değiştirmek olacaktır. 
* Alkol tüketilmemelidir. 
* Eğer varsa fazla kilolar verilmelidir. 
* Karaciğerin yükünü azaltmak için doğal besinler tercih edilmelidir, katkı maddelerinden uzak durulmalıdır.
* Hayvansal yağlardan uzak durulmalıdır (tereyağı, içyağı gibi). 
* Sebze ve meyve gibi lifli besinlerin tüketimi artırılmalıdır, özellikle enginar tercih edilmelidir.
* Şarküteri ürünlerinden (sosis, salam, sucuk gibi) ve sakatatlardan uzak durulmalıdır. 
* Yağlı etler ve kıyma, tavuk derisi, yumurta gibi yağlı besinlerin tüketimi azaltılmalıdır. 
* Kuruyemişlerin aşırı tüketiminden uzak durulmalıdır. 
* Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketimi azaltılmalıdır.
* Düzenli olarak spor yapmak hayatın bir parçası haline gelmelidir.