KANSER-OBEZİTE-BESLENME İLİŞKİSİ
Modern yaşam, teknolojideki gelişmeler, her türlü ürün yelpazesinde geniş seçenek birçok fayda sağlasa da, anneannelerimizin yoğurdunu, bir zamanlar annemizin “Bak bunu yersen yanakların kıpkırmızı olur” diye yememiz için ısrar ettiği o mis kokan domatesleri özlüyoruz. O zamanlar bu besinleri tüketirken, günün birinde tatlarının doğallıktan uzaklaşacağından da ‘kanser’le beslenmenin çok önemli ilişkisinden de haberimiz yoktu.
Bugün durum farklı, kanser hızla yayılıyor, her bireyin bu konuda bilinçlenmesinin zamanı geldi. Hepimiz kendi sağlığımızdan sorumluyuz ve yapabileceğimiz bir şeyler var, yapabileceklerimiz aslında basit şeyler. Ancak basit diye küçümsememek gerekiyor. Küçümsememek yetmez, öğrenmemiz gerekiyor. Öğrenmemiz de yetmez, uygulamak gerekiyor. Böylece biz uygularken, yakın çevremizin de bizi örnek alması ve onların da uygulaması mümkün olacak.
7 Kasım Cumartesi günü Ankara’da Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Türkiye’deki Beslenme Alışkanlıkları ve Kanser İlişkisi Sempozyumu’na konuşmacı olarak davet edilmiştim. Sempozyum altı sene devam ettiğim Hacettepe Üniversitesi’ndeydi. Okulumu daha önce de çeşitli nedenlerle ziyaret etmeme rağmen, her seferinde içeri girdiğim an heyecanlanıyorum. Benim her zaman saygıyla hatırladığım hocalarımı yeniden görmek, meslektaşlarımla karşılaşmak, öğrencilerle sohbet etmek çok keyifliydi.
Bugün sizinle bu sempozyumda verilen bazı bilgileri, özellikle Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer’ in açıklamalarını paylaşmak istiyorum. Kanser ve obezite ile ilgili olarak verilen istatistiki bilgiler çarpıcıydı.
Toplantı ve konuşmalar sonunda tüketicinin maruz kaldığı beslenme bilgi kirliliğinin önlenmesi ve yeni araştırmaların önünün açılması için bakanlık, sivil toplum örgütleri, diyetisyen, hekim, gıda mühendisi ve toplum önderleri ile işbirliğinin en önemli çözüm olacağı konusunda görüş birliğine varıldı.
Ayrıca kansere karşı hareketlenmek için 3 - 7 Nisan 2010’da uluslararası katılımla İstanbul’da gerçekleşeceği bilgisi de verildi.
KANSER ARTIYOR
Dünya sağlık örgütüne göre;
2005 yılında 11 milyon olan yeni kanser vakasının, 2030 yılında 27 milyona çıkması bekleniyor.
2005’de bu hastalıktan ölenler 7 milyon kişi iken, 2030 yılında bu sayının 17 milyon olacağı tahmin ediliyor.
Özellikle, 2005’de 25 milyon olan yaşayan kanser hastası sayısı, 2030 yılında üç katına, 75 milyona çıkacak diye bekleniyor. Bu oldukça korkutucu. Her bir bireyin bunu ciddiye alması gerektiğinin habercisi.
Kanser yüzünden ölenlerin sayısı sıtma, tüberküloz, AIDS’ten ölenlerin sayısından daha fazla.
Dünya sağlık örgütüne göre 2009 2015
Fazla Kilolu 1.6 milyar 2.3 milyar
Obez 400 milyon 700 milyon
SEBZE TÜKETMİYORUZ
Sebze ve meyve tüketimi arttıkça kanser azalıyor, ancak sebze tüketiminde Türkiye ile ilgili rakamlar pek iç açıcı değil. ABD’de günde 700 gram, Avrupa ülkelerinde 600-700 gram sebze meyve tüketilirken, her türlü sebze ve meyvenin bol yetiştiği ülkemizde bu rakam ne yazık ki sadece 300-400 gramda kalıyor.
- Sigara içme
- Obeziteden kaçın
- Alkol alıyorsan, aşırıya kaçma
- Güneş ışınlarından korun
- Aldığın sebze ve meyve miktarını artır
- Düzenli olarak bir miktar egzersiz yap
LAHANA VE MAYDANOZ SUYU ZAYIFLATIR MI?
Maydanoz, lahana ve bazı bitki karışımları; ödem atıcı özellik gösterdiği için tartıya çıkıldığında 2 - 3 kilo vermiş gibi görünmenize sebep olur. Ancak kilodaki bu azalma, yağ miktarından değil sudan olacağı için aslında gerçek anlamda zayıflama olmaz.
Su kaybedilerek verilen kilolalar yanıltıcıdır. Bu otları kullananlar, tekrar sıvı aldıkları zaman, su kaybından ötürü verdikleri kiloları geri alıyor.
Kalıcı kilo verebilmek için az ve sık aralıklarla günde 5 - 6 öğün tüketip, hafif yemekler tercih edip, egzersiz yapmalısınız.