Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

SPOR YAPMAZSAM ViCDAN AZABI ÇEKiYORUM


Stresli bir iş yaşamı olan İrem Yargıcı’nın çok düzenli bir hayatı var. Yemesine içmesine çok dikkat ediyor. Haftada altı gün spor yapıyor


İrem Yargıcı muhteşem organizasyonların düğün, davet ve özel günlerin sihirli değneği. Siz dileyin o gerçekleştirsin. Hem de stresli ve telaşlı yapısına rağmen size hiçbir şey hissettirmeden. Sevgili İrem spor ve iyi beslenme üzerine çok disiplinli bir yaşam sürse de bu duruma biraz isyanı var; “Hep beraber yiyip içelim” diyor. Ne dersiniz?

İrem Yargıcı dendiğinde ilk akla hangi kelimeler gelir?
Heyecanlı, her şey için koşturan.

Peki klasik bir soru sorayım: Hayat felsefen nedir ve seni ne mutlu eder?
Hayata pozitif bakmak felsefem. Sonucu iyi olan her şey beni mutlu eder.

Akşam yemeği kaçırdığında, ertesi gün ne yaparsın?
“Yemeği nasılsa bozdum yemeye devam” derim. İşin şakası bir yana kesinlikle spor yaparım ve az yemeye dikkat ederim. Yemek yiyip vicdan azabı çekip diyete girmekten sıkıldım herkes bunu konuşuyor. Hayat böyle çok zor, keşke toplu bir karar alsak hep beraber yesek içsek eğlensek bu kısacık hayatta ama kilo almasak veya kilolu olmak trend olsa. Seninle sadece eğlenceli sohbet ederdik sana diyet stresiyle gelmezdim.

Beslenmede “olmazsa olmaz” diyeceğin bir şey var mı?
Abur cubur çok yemem. Tatlıyla da çok aram yok, daha çok tuzlu seviyorum.

Hayır diyemeyeceğin ne var?
Erik.

Sporla hayatının önemli bir parçası biliyorum severek yapıyorsun değil mi
Tabii çok uzun zaman oldu 20 yaşından beri yaparım Haftanın altı günü spor yapıyorum.

Haberin Devamı

Yapamadığın zaman nasıl hissediyorsun?
Vicdan azabı çekiyorum. Spor benim için yemek, içmek gibi bir şey.

Bir günün nasıl geçiyor?
Aslında çok düzenli bir hayatım var. Erken yatar, erken kalkarım. Günüm 7.30 da başlar. Mutlaka hemen spor yaparım. Ya eve hoca geliyor, onunla çalışıyorum ya da yürüyüşe çıkıyorum. Ondan sonra bir duş ve kahvaltı yapıp, doğru işe... İşte bütün gün koşturuyorum. Akşam eve atıyorum kendimi.

Ev ve iş hayatı arasında nasıl denge sağlıyorsun?
İşimi çok severek yapıyorum. Ben çok geç anne oldum ve başlarda “Acaba ikisini yapabilir miyim?” diye çok düşündüm. Korkularım vardı. Ama bugün başardığımı düşünüyorum. Oğlum 13 yaşında oldu.

İnsanların çok keyifli, özel zamanları için yapılan bir işin var. Ama stres yarattığı anlaşılıyor.
İşimde strese giriyorum ama, müşterilere belli etmiyorum. Onlar genelde ilk defa böyle bir şey yaptıkları için zaten stres içindeler. Artık on beş sene olduğu için, bazı şeyler oturdu. Ancak yapı olarak da heyecanlı olduğum için, zaman olsa da “bir an evvel bitsin” istiyorum.


ROMANTİK MASA MUMSUZ OLMAZ

Evdeki beslenme düzeniniz nasıl?
Evimizde çok tuzlu, yağlı yemek pişmez. Evde her gün mutlaka bir kek olur. Oğlum için veya gelen gidenimiz çoktur, onlar için.

Yemek yapmayı sever misin?
Vaktim olmadığı için yapamıyorum. Aslında çok güzel krem karamel yaparım.

Evdeki sofranızda da örtüler, güller, mumlar olur mu?
Misafir ağırladığımız zaman, evet. Ama normal, rutin yaşamımızda çok sık olmaz. Çiçek bölümünden “Eve götüreceğim. Bana çiçek verir misiniz? Dediğimde, ellerinde kalmış olanları veriyor, kıyamıyorlar.

İrem’in “romantik” masası nasıl olmalı?
Kalabalık olmayan, net bir şekilde hazırlanmış, kaliteli zarif ve şık bir masa. Ve mumsuz bir masa düşünemiyorum. Ham renkleri severim. Çünkü her rengi kaldırır. Üzerine hangi rengi koysanız, gider.

Düğünlerin favori rengi hâlâ beyaz mı?
Eskiden sadece beyaz kullanılırdı ama artık öyle bir şey kalmadı. Sadece siyah veya kırmızı isteyenler olabiliyor.