Fatih Türkmenoğlu

Fatih Türkmenoğlu

fturkmenoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çeşme artık bir klasik


Yıllar boyunca “İzmir’in sayfiyesi” olan Çeşme’de ne kadar çok şey değişti, diye düşündüm... Hep İzmir yanar, Çeşme eserdi. İzmirliler yazlıklara hücum eder, otelleri doldururdu. Babalar işlerine gidip gelir, anneler ve çocuklar denizin tadını çıkarırdı. Plajda midye dolması yenir, uzun akşam yemekleri gecelere bağlanırdı... Şimdi Çeşme’de birbirinden güzel plaj kulüpler var. Aya Yorgi, adını Hıristiyan bir azizden almış. Adı 1980’ler sonrasında değiştirilmeyen nadir yerlerden biri. Su tertemiz, bütün plajlar yan yana sıralanmış. Burada gündüzleri denize girip güneşlenirken, akşamları da yemek yiyip vur patlasın, çal oynasın eğleniyorsunuz. 

Çeşme ne güzel!
Eski adı Kyssus. Bizans’ın egemenliği altındayken, Aydınoğulları Beyliği ele geçirmiş. O dönemde deniz üssü olmuş. Osmanlı idaresinde de deniz üssü konumunu korumuş.
1770 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, Cezayirli Hasan Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, bozguna uğrayıp Çeşme açıklarında yakılmış. Bugün hâlâ sualtı arkeologları, Çeşme Koyu’ndaki batık savaş gemilerini araştırıyor.
Türkiye’nin Çanakkale’den sonra en batıdaki noktası olan Çeşme, Türkiye’deki en güzel iklimlerden birine sahip. Güneydeki beldeler yanarken buradaki rutubetsiz hava hoş bir rüzgârla destekleniyor, bir de buna termal suları eklediğinizde, güzel bir tatil için Çeşme’yi seçmek için ortaya yeteri kadar neden çıkıyor.
İlçenin akşamları piyasa yapmak için güzel bir sahil şeridi var, yayalara ayrılmış ana caddesi olan İnkılap üzerinde de restore edilmiş ve dükkana çevrilmiş eski, güzel Rum evleri bulunuyor. Caddenin tam ortasındaki Ayios Haralambos Kilisesi bir kültür merkezi olarak kullanılıyor.
Gece hayatı, spor, güzel Ege denizi, şahane otlar ve sebzeler derken, günler nasıl da anlamadan geçiveriyor! 

Nasıl gidilir?
Yeni otobanla İzmir’e sadece 40 km. uzaklıkta. Havaalanından ulaşmak bir saati bile bulmuyor. Arabayla gimek, civarda gezmek için avantaj. Ama toplu taşıma da gayet iyi.

Ne yenir?
Sabahları Kumrucu Hüseyin’de katmer. Nasılsa bolca yürüyüş ve yüzme var, yenir artık. Boyoz ve kumruya “dur” demek ne kadar zormuş... Bir nevi poğaça olan “boyoz”, sadece İzmir ve yöresinde yapılıyor. Hamur işi sevenlere şiddetle önerilir... Dalyanköy’de balık yemeden dönmeyin, gezi eksik kalmasın... Ilıca’da, Sheraton’un hemen yakınında bir Dost Pide var ki, aman Allah, yıkılıyor! Pidelerin her biri başka türlü güzel. Enginarı da çok güzel yapıyor... Çarşıdaki Rumeli Pastanesi’ni unutmamak lazım. Sakızlı dondurma ve sakız reçelinin yanında, her şeyi çok lezzetli. Bir de Dalyan’da sakızlı kurabiye yapmaya başlamışlar, Sezen Aksu bile onların müşterisiymiş!

Çeşme artık bir klasik


Nerede kalınır?
Ben Sheraton Çeşme’de kalırım. Beş yıldızlılara meraklıysanız, Sisus Otel (0232 724 03 30 www.sisushotel.com), Club Ilıca Otel (0232 723 26 36 www.ilicahotel.com.tr), Sheraton Çeşme (0232 723 12 40 www.sheratoncesme.com), Altınyunus Otel (0232 723 12 50 www.altinyunus.com.tr), Grand Ontur (0232 724 00 11 www.onturcesme.com), Pırıl Otel (0232 712 75 74 www.pirilotel.com.tr) size hitap edebilir.

Ne yapılır?
Çeşme Kalesi’ni mutlaka ziyaret edin, en tepesine kadar çıkın. Harika olduğundan değil, başka ziyaret edecek pek bir yer yok. Kale, II. Bayezid zamanında yaptırılmış. İçinde Arkeoloji Müzesi de var.
Koyların ve plajların hepsi çok güzel. Aya Yorgi ve Paparazzi özellikle benim favorim.
Eryhthrai Antik Kenti’ni ziyaret etmenizi öneririm. Eski İzmir-Çeşme karayolu üzerinde, Ilıca’ya 20 km. mesafede. Ildırı köyünün sırtlarında yer alıyor. Kent adını, kırmızı anlamına gelen “erythrus”tan alıyor. Emekli olan bekçiyi bulacaksınız, o size her türlü bilgiyi verecek.
Ilıca, Çeşme merkeze 10 km. uzaklıkta. Plajı çok güzel. Şifalı sularıyla ünlü. Maalesef kaplıcaları kullanmanın yolu lüks otellerden geçiyor. Fiyatlar çok da uçuk değil, kaplıca suyunun her derde deva olduğu söyleniyor; maalesef pek iyi durumda değiller.
Acayip güzel yürünüyor. Ilıca-Çeşme, hatta Çeşme-Alaçatı arasında yürüyün. Pişman olmayacaksınız.
Çeşme’den Sakız’a geçmek mümkün. Schengen vizeli pasaportunuz yanınızdaysa, ne kadar kolaylıkla gittiğinize siz de şaşıracaksınız.
Ada turları ve mini bir mavi yolculuk hiç fena olmaz. Bu mevsimde tanıdık bir kaptan bulup organize etmek gerekiyor. Gitmişken Eşek Adası’nı görmek lazım.
Ve tabii gece hayatı. Ne yazık, hiçbir şey söyleyemem. Sadece Paparazzi’de yemek yedim bu sefer. Ama çok kulüp var; meraklıysanız karşınıza çıkacak. 

Çeşme artık bir klasik


Çeşme artık bir klasik



Çeşme artık bir klasik



Çeşme artık bir klasik