CaddeKız öğrenci yurdu

Kız öğrenci yurdu

11.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kayhan Caddesinde pideli köfte, mimari eserlerin en büyüğü Ulu Camii, Mahfel Restaurant & Cafe, Çorbacı Salih, ipekçiliğin merkezi Koza Han, Özdilek tıklım tıklım, şöhreti Türkiye dışına taşan Kafkas Şekerleme, Bursalı kadınların en büyük dileği...

Kız öğrenci yurdu

Evet, dünden Bursa turumuza devam ediyoruz. Sevgili Hasan Dağcı hem bizim kafadan hem de Bursalı olunca acaip eğlendik. Bursayı da dip bucak tanıdık tabii. Cumalıkızık Köyünden çıktıktan sonra "Haydi bir Kapalıçarşı yapalım, ardından da Ulu Camiiye gideriz, sen namazını kılarsın" dedi. Bu teklif karşısında bittim. Çünkü oldum olası Ulu Camiiye aşığımdır. O ne ihtişamdır Allahım. İnsan içinde müthiş huzur bulur. Geç saat olmasına rağmen Kapalıçarşı çok hareketliydi. Ama kuyumcuların bulunduğu Bedestanda esnaf kan ağlıyordu. İskender Kebapdan sonra Bursanın milli yemeği haline gelen meşhur pideli köfte salonlarının bulunduğu Kayhan Caddesine geldik yürüyerek. Burada soba, mangal yapan dükkanlarda esnaf kepenk kapatıyordu. Ramazan nedeniyle Bursada pek çok lokanta kapalıydı. Kayhan Caddesinde bulunan Gemlik Meşhur Pideli Köfte Salonunun patronları Zafer Kahraman ve Faruk Kuşla sohbet ettik. Ardından Öz Kayhan Pideli Köfte Salonuna uğradık. Hasan "Bursa; Osman Gazi, Yıldırım ve Nilüfer olarak üç ilçeye ayrılır. Tipik bir Anadolu kasabası olan Yıldırımda meşhur çorbacı Salihin şöhretini bilmeyen yoktur" dedi. Gerçekten sanat, iş, siyaset dünyasından Bursaya kim gelirse çorbacı Salihe gidermiş ama Ramazan nedeniyle kapalıymış. Yine de ben sizlere telefonunu vereyim; (0224) 363 22 83. Hasan, Bursada yemek deyince ilk akla gelen yerlerin, Salihten sonra Çiçek Izgara, İskender ve 1937den beri popüler olan İdris Pideli Kebap olduğunu söyledi. Bir de Uludağ Yolu üzerinde Durak Muhallebicinin şöhretinden söz etti. Oraya da uğradık, gerçekten bu kadar lezzetli muhallebiyi hiç bir yerde yemedim. Yatsı okunurken Ulu Camiiye girdik. Sonra yine gidip teravi kıldım. İzdihamı size anlatabilmem mümkün değil. 1395-1399 yılları arasında Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan Ulu Camii Bursadaki mimari eserlerin en büyüğü. Kapısının üzerinde İvaz Paşanın adı var. Caminin inşa edileceği yerdeki yapıların istimlakı sırasında bir kadın evini satmak istememiş. Ev, zorla elinden alınmış. Gönül rızası olmadan alınan yerde namaz kılınamayacağı için buraya bir havuz yaptırılmış. O akşam Bursa Yeşil Camiiye de uğradık. 1413 yılında Çelebi Mehmed döneminde başlanan cami 1424 yılında Sultan 2. Murat zamanında tamamlanmış. İlk dönem Osmanlı mimarisinin önemli eserleri arasında yer alan Bursa Yeşil Camiide Da Vinci Şifresini andıran bir sır var. 6 asırdır caminin mihrabında olan şifreyi kimse farketmemiş. Mihrabın üst tarafında bulunan ufak çini panoda İslam dünyasında çok az kullanılan noktasız girift yazısında Farsça olarak bir beyit yazılı. Beyit şöyle diyor; "Zulmeden kişi bu zulmü bana yaptığını sandı; Bana yapılan zulüm geçip gitti ama vebali onun boynunda kaldı". Bu ifadenin dünyanın en kıymetli çinileriyle kaplı olan bir mihraba neden nakşedildiğini çözebilirseniz, siz çözün. Bursa Yeşil Türbe, Bursa Yeşil Camii yanında, Çelebi Mehmede ait olan türbedir. Çıkışta Hasanın da gençliğinde çok sık gittiği Fatih Sultan Mehmet Bulvarındaki Mahfel Restaurant & Cafeye gittik. Mado olmuş. Ağaçlık, hoş bir yer ama Hasan eski esprisinin kalmadığını söyledi. Bursalı gençlerin üniversite yıllarında buluşma yeriymiş Mahfel. Bu arada Bursanın İskenderi kadar Kemalpaşa tatlısı ve İnegöl köftesi de çok popüler. Ulu, Yeşil Cami ve Türbe ile Mahfel Ulu Camii ve Orhan Camii arasındaki geniş sahaya, 2. Beyazıt tarafından 1492 yılında yapılan Koza Hana uğradık alışveriş için. Ben ipek bir şal aldım. İsmoş ise birkaç eşarp beğenip aldı. Fiyatları müthiş uygundu. Bursanın meşhur ipek tüccarı Hacı Resul ailesinden Mehmet İpekçide yaptık alışverişi. Gidince uğrayın Koza Hanın ikinci katına. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere 95 oda var Koza Handa. Kuzeydeki taç kapı, büyük taştan kabartma süslerle yapılmış. Muhteşem görünüyor. Hanın iç kısmındaki geniş avlunun merkezinde bir de mescid var. Günümüzde ünlü Bursa ipekçiliğinin merkezi durumunda. Köylerde üretilen ipek çuvalları Koza Hanın avlusunda toplanıyor ve köylüler buradan tüccarlara satıyor. Bursa, Çinden başlayan İpek Yolunun son durağı. Yıllardan beri de ipekçilikte Türkiyedeki tek ticaret merkezi. Koza Hanın arkasında bulunan alanlar Bursanın hanlar bölgesi. Fidan Han, Pirinç Han, İpek Han, Emir Han en büyükleri. Elimize birer kase kestane şekeri alıp yiyerek Tophane Parkına kadar uzandık. Parkın girişinde Bursa Kalesi, Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Bey ve oğlu Orhan Gazinin türbeleri var. Ama o saatte kapalı olduğu için ancak dışardan bakabildik. Siz mutlaka gezin. Koza Han, Tophane ve diğer hanlar Ertesi sabah Türk Kadınlar Birliği Bursa Şubesinin, Günay İzer başkanlığında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için düzenlediği bir yürüyüş vardı. Diğer sivil toplum kuruluşları da yürüyüşteydi. Hep birlikte yürüdük. Yardımsevenler, Anneler Derneği, Üniversiteli Kadınlar, Ka-der gibi pek çok kadın sivil toplum örgütü güçbirliği yapmış. Kadınlar Statüsü Derneği Başkanı Gülseren Gönen ve Günay İzer, Atatürk inkilapları ve ilkeleri doğrultusunda okumak isteyen aydın Türk gençliğine burslar verdiklerini söyledi. Sosyal etkinlik olarak nikâh isteyenlere nikâh da kıyıyorlarmış. Ama en büyük amaçları Bursada geniş kapsamlı bir kız öğrenci yurdu kurmak. Bursalı iş adamlarına, hayırseverlere ve devlet yetkililerine duyuruyorum. Türk Kadınlar Birliği ile birlikte yürüdük DHAnın Bursa temsilcisi sevgili Fuat Kars ve Olay Medya Grup Başkanı sevgili büyüğüm Saruhan Ayberin aldıkları birkaç randevum vardı. Yürüyüşün ardından DHAdan Mümin Ağabey (Çotak) ile Yeni Yalova Yolu üzerindeki Özdilekin merkezine gittik. 1971 yılında Bursada kurulan Özdilek yılda 9 bin tonluk üretim hacmi, 3860 personeli, 37 milyon dolar ihracat hacmi, 150 milyon dolar cirosu ile sektörünün en büyük kurumu. Dünya pazarına bakıldığında Özdilek ilk 10 kuruluş içinde. İnegöl havlu dokuma ve iplik, Bursa havlu dokuma olmak üzere iki fabrikası, pek çok satış mağazası, hipermarket alışveriş merkezleri bulunuyor. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek ile İzmir Crowne Plaza Otelde tanışıp sohbet etmiştik. Şehrime yaptığı hizmetten dolayı kendisini kutlamıştım. Bayram nedeniyle Özdilekin Bursadaki alışveriş merkezi tıklım tıklımdı. Bursanın lider kuruluşu; Özdilek Özdilekin ardından şöhreti Avrupa Birliği ülkelerine, Kuzey ve Güney Amerikaya kadar taşan Kafkas Pasta Şekerlemenin genç, yakışıklı Genel Müdürü Ali Tatveren ile buluştuk. Reklam ve Halkla İlişkiler sorumlusu Filiz Bedir de bize eşlik etti. Muhteşem bir fabrikası var Kafkasın. Türkiyede kestane şekeri imalatını başlatan Kafkas, 1930 yılında küçük bir dükkanda ailece gerçekleştirmiş ilk üretimi. Bugün aynı üretim 6.500 metrekarelik kapalı alana sahip modern tesislerde sürüyor. Şirketin kurucusu Ali Şakir Tatveren, Yugoslavya -Manastır doğumlu. Babasından öğrendiği şekerleme -pastacılık mesleğini Bursaya getirmiş. Günümüzde 3. kuşak tarafından yönetilen Kafkas, Türkiyedeki 200 meşhur marka arasında. Yılda 3 bin ton ve üzeri çiğ kestane işleme kapasitesine sahip olan Kafkas, toplam üretiminin yüzde 5ini ihraç ediyor. İhracat rakamını arttırmak için geçtiğimiz yıl çalışmalarına hız veren Kafkas, Fransadaki ofisini yeniden yapılandırmış. 2003 yılında Kafkas ürünleri dünyanın en büyük süpermarket zincirlerinden E. Leclerc raflarında yer almış. Kafkas diğer büyük süpermarket zircirleriyle de görüşmelerini sürdürerek 2004 yılında Fransadaki pazar payını arttırmayı hedefliyor. Kafkas başta Fransa olmak üzere ABD, Almanya, Avusturya, Yunanistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonyaya ihracat yapıyor. Bu ülkelerden gelen talepler doğrultusunda Kafkas markasıyla ya da kendi markalarıyla üretim yapılıyor. Özellikle Noel döneminde Fransada kestane şekeri tüketimi çok fazla olduğundan Fransa için özel olarak üretilen Marrons Glaces (üzeri kristalize şeker kaplı kestane şekeri) adlı ürün bu dönemde önem kazanmış. Kafkas reçelleri 20 yıldır Amerikadaki etnik marketlerde pazarlanmakta. Bursada kendine ait 12 mağazası bulunan Kafkas, yurt içi pazarlama faaliyetlerini Türkiyenin merkezi bölgelerindeki shop veya corner olarak nitelendirdiği mağazalarla oluşturulan bir bayilik zinciriyle yürütüyor. Türkiye çapında 90ın üzerinde satış noktası var. Kafkas, kestane şekeri ve ihracatta önemli bir yeri olan marrons glaces dışında, değişik kuru meyvelerin karışımıyla hazırlanan üzeri çikolata kaplı kestane ezmesi (karyoka), kestane püresi, light kestane şekeri ve light kestane püresi, çeşitli meyve reçelleri ve marmelatları, meyve şekerlemeleri ve unlu mamülleri de içine alan geniş bir ürün yelpazesine sahip. Toplam kapasitesinin yüzde 75ini kestane şekeri ve kestane bazlı mamuller, yüzde 15ini unlu mamül üretimi, yüzde 10unu da reçel ve marmelat üretimi oluşturuyor. Kafkas geçen yıl piyasaya sürdüğü light kestane şekeri ve light kestane püresiyle de adından söz ettiriyor. Bunların üretiminde şeker yerine doğal tatlandırıcı olan maltitol kullanılıyor. Kafkas light kestane şekeri ve light kestane püresi piyasadaki bazı light ürünlerden bu özelliğiyle ayrılıyor. Çünkü bilindiği gibi bazı light maddeler şeker oranı düşürülerek üretiliyor. Bu ürünleri diyabetlilerin kullanması da sorun yaratıyor. Kafkas light ürünlerin üretiminde kullanılan maltitol Dünya Sağlık Organizasyonu tarafından sağlık açısından güvenli bir gıda maddesi olarak onaylanmış. Bu marka insana sevgi, çevreye saygı duyuyor. Ulusal ve uluslararası Gıda Kodeksine ve yasalara bağlı. Sağlık açısından güvenli ve kaliteli gıda üretimi için tüm dünya ülkelerinde temel uygulama olarak kabul edilen ve bir "risk yönetimi sistemi" esasına dayanan kritik kontrol noktalarında tehlike analizleri" (HACCP) ile "iyi üretim teknikleri" (GMP) uygulamalarını temel amaç olarak almış. Oruçlu olduğum için çeşitleri tadamadım. Zaten GESİAD (Bursa Genç Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği) Başkanı Denizhan Sezgin ile randevum vardı. İftar öncesi koştura koştura Sezgin ile buluştum. Evet, bugün de sizleri Denizhan Sezginle yaptığım sohbetle baş başa bırakıyorum. Sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz ise kum tanesi kadar olsun. . sdudek@simge.com.tr Kestanede rakipsiz marka; Kafkas

KEŞFETYENİ
Kazayla ilgili yeni detay! Berk Atan günler sonra anlattı
Kazayla ilgili yeni detay! Berk Atan günler sonra anlattı

Cadde | 23.05.2025 - 07:27

Büyük bir kaza atlatan Berk Atan, yaşadığı olayla ilgili detayı ilk kez açıkladı.

Yazarlar