KLİBİM, POPO VE MEMEYE GEREK OLMADIĞINI GÖSTERİYOR

Yaptığı İngilizce şarkılarla müzik dünyasında kısa sürede kendini gösterdi Bedük... İlk albümünü yapımcısının isteği üzerine Serhat adıyla çıkardı. Ancak ne albüm ne de adı içine sinmedi. İstediği gibi elektronik müzik yapmak için kolları sıvayıp kendi yapım şirketini kurdu, soyadını isim olarak kullandı. Kısa sürede üniversitelerde en çok konser veren isim oldu. Türkiye’de farklı bir müzik yapmanın çok zor olduğunu söyleyen Bedük, yapılan pop müziği ‘pok’ müzik olarak tanımlıyor. Bedük‘le 10 Şubat’ta çıkacak olan yeni albümü ‘Go’yu, tasarımcılığını ve müziğini konuştuk.

Neden müzik değil de, grafik okumayı tercih ettiniz?
Müzik okumanın beni kısıtlayacağını düşünüyordum. İyi bir çizimim vardı ve grafik bölümüne burslu girdim. Hem okuyup, hem de birçok yerde çalıp söyledim.

Müzik aşkı nereden geliyor?
Annem ve babam Türk sanat müziğiyle ilgileniyorlar. Ablam genç kızlık zamanında müzikle çok iç içeydi. Gitar çalıyordu, ona özendim.

Ablanız müzikle mi uğraşıyor?
Hayır. Mimar Sinan Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. İlk albümümde bana vokal yaptı. İleride ona da bir albüm yapmayı düşünüyorum.Müzikal olarak benden çok üstün.

Ankara’dan İstanbul’a sizi getiren ne oldu?
Müziğin ve reklamın başkenti İstanbul’du ve ben burada olmak zorundaydım.

Albüm yapma fikri nasıl doğdu?
Ajansta çalışırken, bir yandan da prodüktör ve yapımcılarla görüşüyordum. Kendi yaptığım besteleri yolluyordum. Aykut Gürel’le tanıştım ve albüm yapmayı teklif etti.

Grafik işini devam ettiriyor musunuz?
Sadece kendime yapıyorum. Kapak tasarımımı, sanat yönetmenliğimi, fotoğraf çekimlerini, klip çekimlerinin görsel yönetmenliğini kendim yapıyorum. Neden dışarıya iş yapayım, deli gibi kazanıyorum. Şarkı söyleyerek para kazanmak kadar güzel bir şey yok.

İlk olarak Serhat ismiyle albüm çıkardınız. Sonra neden Bedük olmaya karar verdiniz?
İlk albümüm yapımcının isteği üzerine çok farklı ve Serhat ismiyle çıkmıştı. Serhat’ı ben yaratmamıştım. 2007’de kendi şirketimden albümümü çıkaracağım zaman komple bir değişime gitmiştim. Binlerce Serhat var ama Bedük bir tane.

Herkesin hayalini süsleyen yurtdışına açılma fikri sizde neden yok?
Ezik bir bakış açısı. Ecnebiyi kendinden daha üstün görme ezikliğidir bu. Ben onları ilahileştirmiyorum. “Alın beni dünya starı olayım, Amerika’da coşayım” demenin anlamı yok. Onlar beğenirlerse gelirler. Kendini parçalamanın anlamı yok.

Neden İngilizce albüm yapıyorsunuz?
Stüdyoya girdiğim zaman İngilizce sözler çıkıyor ağzımdan. Sırf tutsun diye neden Türkçe yapayım. Müzik total bir şey. Sen karşıya duyguyu müziğinle verebiliyorsan, adamın sözlerini anlamasına gerek yok. Öyle bir şey istiyorsa şiir okur.

‘Automatic’ adlı şarkıya VHS kamera ile mahalle düğününü anlatan bir klip çekmenizdeki amaç neydi?
Benim konumumu anlatıyor o klip. Alıştığımız bir görüntünün içindeyiz ama ben size farklı bir ses veriyorum. Hepimiz o düğünlere gittik. Ben o dünyaya yeni bir ses getirdim. O düğünlerde insanlar İngilizce şarkıları hep bir ağızdan söylemez. Alt metninde de ilahi popo ve memelere gerek olmadığı, seksapelin ön plana çıkmadığı, iyi fikrin çok daha yaratıcı ve satıcı olabileceğini gösteriyor.

İmaj sizin için her şey mi?
Berbat bir müzik yaparsın, istediğin kadar şekil yap, saçını pembeye boya, anlamı yok. İyi müzik yaptığında, kel kafalı da olsan tutar.

Kendinizi tarif ettiniz?
Aynen öyle...


ONLARINKİ POK MÜZİK

Yaptığınız müzik tarzını ne olarak tanımlıyorsunuz?
Elektro pop yapıyorum. Global anlamda baktığın zaman pop müziği yapıyorum. Bizdeki pop farklı olduğu için elektronik olarak konumlandırabiliriz. Ben onların yaptığı müziğe pok müzik diyorum. Pok gibi bir şey çünkü.

Elektro pop yapıyorsunuz ama sahneye takım elbise ile çıkıyorsunuz neden?
Dans müziği yapıyorum. Bu müziğin özü 1970’li yıllardan geliyor. O zamanın dans müziği disko. DJ’ler beyaz takım elbise giyer. Benim amacım 70-80 eğlence anlayışını bugüne getirmekti. Ben de sahneye canlı çıkıp, adamların duruşunu ve sahne deneyimini bugüne getirmek istedim. Takım elbiseyle sahnede çok rahat ediyorum.


Eşim şirket ortağım
Üçüncü albümünüz ‘Go’ 10 Şubat’ta çıkıyor. Nasıl bir albüm oldu?
Tüm parçalar yine İngilizce. Albümdeki 12’nci şarkıyı oğluma yazdım. Hazirandan beri günde üç saat uykuyla albümü hazırladım. Çünkü her şeyiyle kendim ilgilendim. Hem fiziksel, hem psikolojik olarak beni çok zorladı. Vizyon olarak müzik sektörünün 10 yıl önünde gidiyorum.

Evli bir müzisyen olarak genç kız hayranlarınızla aranız nasıl?
İyidir. Herkes evli olduğumu biliyor. Dağ gibi yüzüğümle çıkıyorum konsere. Öyle sarkan, garip mesajlar yollayan olmuyor.

Kaç yıldır evlisiniz?
Beş yıldır.

Bir oğlunuz var.
Evet adı Kerem. Bir yaşında.

Eşiniz aynı zamanda menajerliğinizi yapıyor. İş ve aşk karışıyor mu?
Aynı zamanda şirket ortağım ve eşim. O benden daha çok yoruluyor. Avantajımız işyerimizin evde olması. Gerçi o zaman ne işe, ne de çocuğa adam gibi konsantre olabiliyorsun. Yukarıda “Hadi bebeğim salla kalçanı”’ derken, bir anda çocuğun ağlamasıyla aşağıya inip, bezini değiştirebiliyorum.