'Makyözlüğüm beni ben yaptı'

Kanal D’nin fenomen dizisi ‘Çocuklar Duymasın’da rol alan Suzan Kardeş, 10 parmağında 10 marifet olan bir isim. Oyunculuğu, şarkıcılığı ve makyözlüğü bir arada devam ettiriyor, her zaman en iyisini yapmak için çabalıyor. Sanatçıyla, projelerini, şarkıcılığa nasıl cesaret ettiğini ve neden yalnızlığı seçtiğini konuştuk.
‘Çocuklar Duymasın’ gibi fenomen bir projede rol almak neler hissettiriyor?
17 yıldır televizyonda izlediğim bir dizide rol almak benim açımdan çok değerli. Proje için hep şunları söylerdim: “Ne kadar istikrarlı, samimi ve sıcak.” O güzel aileye hep özenirdim. Tabii oyunculuğum yoktu o zamanlar ama küçük rollere başlayınca içinde olmak istedim. Burcu Güven, “Çekimlere tekrar başlıyoruz. Kükrek Kadriye isimli bir karakter düşündük. Oynar mısın?” diye teklif edince, seve seve kabul ettim. Birol Güven de rolü çok güzel yazdı.
Kükrek Kadriye karakteri sizin gözünüzden nasıl biri?
Önce biraz sert başladık, sonra Birol Güven üzüldüğümü gördü ve “Böyle kalmayacak. Rahat ol ve dördüncü bölüme kadar bekle!” dedi. Ben de öyle yaptım... Her şeyden önce böyle bir fırsat verildiği için şanslıyım. Çünkü başka bir kadını oynuyorum orada... Bu cesaret isteyen bir şey ayrıca. Ben oyuncu değilim, öyle bir şive yapmak, bir karakter olmak hayatıma giren oyunculardan öğrendiğim şeylerdi. Kadriye’nin hayatıma kattığı her şey çok güzel.
Suzan Kardeş’le Kadriye arasında benzerlik var mı?
Asabiyet tarafında benzerlikleri var.(Gülüyor)
Makyözlük, oyunculuk ve şarkıcılık... Hepsine birden nasıl yetişiyorsunuz?
Aslında zaman kendini düzenliyor, sen de ona göre tüm işlerini uyduruyorsun. ‘Çocuklar Duymasın’da birçok oyuncu aynı zamanda hem tiyatro hem de farklı şeyler yapıyor. O kadar sistemli ki, üç günde herkesin ortak takvimine göre planlama yapılarak çekimler tamamlanıyor.
Kendinizi en iyi hissettiğiniz yer hangisi?
Makyözlüğüm beni Suzan Kardeş yapan şeydir. Sonrasında tabii ki şarkı söylemek ve verilen rolü yapmak geliyor. Ama beni asıl ben yapan, makyöz tarafım.
Sinemada yeni bir projeniz var mı?
Şu anda yok, gelen olursa seve seve değerlendiririm.
‘Çocuklar Duymasın’dan önce başka bir kült dizi olan ‘Seksenler’de rol aldınız. Oyunculukta sizi motive eden nedir? Projeleri nasıl seçiyorsunuz?
Bir yapımcı çağırmışsa, sana inanmış demektir. ‘Yedi Kocalı Hürmüz’de Müjdat Gezen’in beni çağırması gibi. Okulunun makyöz hocasıydım ve yıllarca ders verdim. Beni oraya uygun gördü. Ben şarkı söylemeye de cesaret edemezdim, Sezen Aksu cesaretlendirdi. Birileri sana göre bir şeyler uyduruyorlar aslında... Senaryo seçimi gibi şeyler daha starların düşünmesi gereken konular.

'Yalnızlığı tercih ettim'
Aileniz Kosova’dan göçmüş. Fırsat bulduğunuzda oraya gidiyor musunuz?
Gidiyorum tabii ki. Akrabalarım var, bir ayağım hep orada. En azından mezarlıklarım var...
Kosova’da kalsaydınız hangi mesleği seçerdiniz?
Hiç böyle bir şey düşünmedim. Şimdi eski Yugoslavya’yı düşünürsek, orası sosyalizmle yönetilen bir ülkeydi. Muhtemelen devlet memuru ya da özel sektörde çalışan biri olurdum, belki de 3-5 çocuğum olurdu.
Özel hayatınız nasıl gidiyor? Yeniden evlenmek ister misiniz?
Hiç düşünmedim ama insan hiçbir şeye yok dememeli. Yani yalnızlığı tercih ettiğim için iyiyim şimdilik, ama beni bu yalnızlıktan alıp çekip çıkaracak ve bana kadın olduğumu hatırlatacak birisi olursa neden olmasın? Çünkü her kadın, kadın olduğunu hatırlamak ister.