Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

TT Arena’da Milli formalı Bon Jovi

Konseri izleyen on binlerce Bon Jovi hayranı her şarkıya eşlik etti. TT?Arena’daki ışıklar yandığında görkemli kalabalık gün yüzüne çıktı.

- İyi bir konserin birinci kuralı şarkıları ezbere bilen bir kalabalıksa ki öyle, Bon Jovi İstanbul konseri iyi ötesi süperdi. Çünkü neredeyse her şarkıyı ezbere bilince insan hiç sıkılmadan baştan sona coşabiliyor.
- Konser 21.00’de başladı ve 3 saate yakın devam etti. Her anında kalabalığın ilgisi sahnedeydi. Kimsenin bu konserden çıkıp da “çok sıkıldım ya” diyeceğini ben sanmıyorum.
- Eğer şarkıları ezberlenmiş bir grupsanız yeni şarkılarınız çalınınca ortalık sus pus olur ve buna alışmanız lazım. Sanırım Bon Jovi “yeni şarkısı kalabalık tarafından sessizce karşılanan eski grubun dramı”nı kolay atlattı.
- Her grup en büyük hit’ini sona saklar, seyirciyi konser boyunca saatlerce beklemekten hasta eder. Bon Jovi’nin böyle bir derdi yok çünkü her şarkısı hit. O yüzden ikinci şarkı “You Give Love A Bad Name” olablliyor mesela. Anında coşku...
- Ancak bunun kötü bir yanı da var. Denklem şöyle: Cuma + TT Arena + Bon Jovi + ikinci köprü trafiği + saat 9’da başlayan konser = Kaçırılan şarkılar. Ama ne gam, konser uzundu, hit boldu...
- Grup biraz yaş almış (hani öyle derler ya). Ama hiç yaşlanmamış. Özellikle saçlar büyük avantaj. Zamanın hair rock grubu olmanın avantajları işte bunlar. Saçınıza iyi bakıyorsunuz.
- Konseri izlemeye gelen kitle genellikle kadınlardı. Genç orta yaşlı, öğrenci, iş sahibi, çalışan, evli, bekâr, anne, kadınlar... Kadınlarımız Bon Jovi gözlerinin içine baksın bir elini ellerine değdirsin diye pür dikkat takipteydi. Bon Jovi onlara istediklerini verdi. En öndeki diamond ring denen alanın arkasına geçip arkadaki grupla kaynaştı. Onların gözünün içine baktı, ellerini sıktı. Türk erkeğinin Bon Jovi’den öğrenecek çok şeyi var...
- Puro içenler gene iş başındaydı. Acaba sigara sağlığa zararlı ama puro daha pahalı olduğu için sağlığa faydalı mı. İnsanlar böyle mi düşünüyor nedir?
- TT Arena güzel statmış. Bir sürü insan ilk kez bu vesileyle yeni stat görmüş oldu. Fenerliler içten içe kıskandı, kıl oldu, Galatasaraylılar gururlandı. Etrafta Beşiktaşlı göremedim ben...
- Her şarkı bittiğinde sanki gol olmuş gibi ses çıktı tribünlerden. Ancak stat şehre göre uzak olduğundan sosyal doku zayıf. Etrafta işportacı, satıcı falan yok. Telaşla otoparka koşan insanlar var.
- Bir baba kız çıkışta kavga ediyordu. Kız bisi izlemek istiyor. Babası kalabalığa kalmayalım kafasında. Sonuç mu? Kız galip geldi. Beraber “Always”i dinlediler.
- “You Give Love A Bad Name”, “I’ll Be There For You”, “Always”, “Bad Medecine” va daha neler neler çaldı. Ama yine de tatlıyı sona saklamayı başardılar. İki kez bis yaptılar ve sonunda konser boyu beklediğim “Dead or Alive”ı çaldılar. Bitiş şarkısı mı? Tabii ki “Living on a Prayer”...
- Bon Jovi’den beklediğim her şey gerçekleşti. Neler mi? Klasik mikrofon yanaşması (Jon Bon Jovi, Richie Sambora’nın yanına gidiyor ve birlikte söylüyorlar). Sonra Bon Jovi’nin durduğu yerde sekme hareketi var. Ayağından operasyon geçirmesine rağmen hareketliydi.
- Richie Sambora’nın şarkıya göre muhtelif kovboy şapkaları değiştirmesi. Bu da vardı.
- Sambora iki saplı 12 telli gitarını da boynuna astı. Daha ne olsun...
- Artık klasik oldu. Gelen sanatçı illa bir milli formayı giyiyor. Bon Jovi bir anda üstünü çıkarınca herkes coştu. Sonra 10 numaralı Bon Jovi yazılı Türk Milli Takımı formasını giydi Bon Jovi. Konserin büyük kısmını bu şekilde geçirdi.
- Netice? 40 bine yakın mutlu insan. Bon Jovi “arayı açmayız” dedi. Teşekkür etti, seyirciyi alkışladı. Seyirci de onu. Ve stadyum usulü rock konserini özlemişiz. Yeni bekentimiz ise AC/DC. Yetkililer duysun sesimizi...