Cadde MODERN ZAMANLARIN LEYLA İLE MECNUN'U

MODERN ZAMANLARIN LEYLA İLE MECNUN'U

27.07.2011 - 20:31 | Son Güncellenme:

TRT’nin fenomene dönüşen dizisi ‘Leyla ile Mecnun’un yıldızları Ezgi Asaroğlu ve Ali Atay, yeni sezonda Mecnun’un Leyla’yı aramaya devam edeceğini söylüyor. İkili, dizi bittikten sonra film versiyonunun çekileceğinin de müjdesini veriyor

MODERN ZAMANLARIN LEYLA İLE MECNUNU


* ‘Leyla ile Mecnun’u fenomene dönüştüren nedir sizce?
Ali Atay: Hiçbir fikrim yok. Herkes çok istediği bir şeyi yapıyor, kendi dürtüleriyle hareket ediyor. Öyle olduğu için de insanlar fark ediyor. Samimiyetle yaptığın her iş kendini fark ettirir.

* Dizi 8 Ağustos’ta kaldığı yerden devam edecek. Yeni sezon bölümlerinde bizi neler bekliyor?
A. A: Farklı hiçbir şey beklemiyor. Mecnun Leyla’yı arayacak. Bir sahne sonra ne olacağını bilmiyoruz gerçekten. Senaryoyu bilsek bile nasıl olacağını bilmiyoruz. Çünkü çok sıkıcı bir sahne bir anda dünyanın en keyifli sahnesi olabiliyor. Yani hiç beklendiği gibi bir şey çıkmıyor.

* Doğaçlama sahnelerle ilerliyor dizi.
A.A: Tamamen doğaçlama değil. Senaristimiz Burak ile (Aksak) çok iyi bir uyum yakaladık. Burak bazı yerleri açık bırakıyor, oyuncuları da tanıdığı için. Oradan paslaşarak sahneyi tamamlıyoruz. Burak’ın biraz daha zamanı olsa yazacağı şeyleri biz sette ekliyoruz, müdahale edebiliyoruz.

* Çekim mekanlarınız sürekli değişmesi, sizi nasıl etkiliyor?
Ezgi Asaroğlu: Zor ama bir yandan da insanı tazeleyen bir şey. Eğer sadece Mecnun Leyla’yı arıyor üzerinden bir rutine bağlansaydı, hem seyirci için, hem de bizim için sıkıcı bir hal almaya başlayabilirdi. Yeni sezonda neler olacağına da net bir cevap veremememizin sebebi bu. Biz yeni sezonda değil, her bölümde yeniliklerle karşılaşıyoruz. Kolay şeyler de çekmiyoruz. Dün mesela akvaryuma girip köpek balıklarıyla beraber yüzdüler. ‘Lost’vari bir uçak enkazı önünde ada sahnelerimiz vardı. Zevkli geçiyor çekimler.

* Dizide söylediğiniz şarkılar Youtube’da ilgiyle izleniyor. Özellikle sezon finalinde söylediğiniz ‘Yalan’ isimli şarkı çok beğenildi.
A.A: Düşünülen başka bir şarkı vardı aslında. Ama bize ait bir his olmalı diye düşündük. Yönetmenin de, senaristin de, oyuncuların da, izleyicilerin de... Herkesin bir payı olsun, öyle bir şarkı yapalım istedik.

* Bu videolar beraberinde “Albüm çıkarırlar mı?” sorusunu akıllara getiriyor?
A.A: Biz hiçbir şeyi planlamıyoruz.

Haberin Devamı

“Biz hepimiz üşengeciz”

* Birlikte yakaladığınız bu uyum ilk bölümde de var mıydı?
E.A: Evet. Seyirciyle güzel bir bağ kurduk. Yaptığınız işin anlaşılması güzel bir şey. Biz ne kadar kendi kendimize eğleniyor olsak da, o keyfi paylaşmak bunu katlıyor. Ben böyle bakıyorum. Dizinin fenomen olmasına takılmadan, ilk bölümdeymiş gibi keyfini çıkararak devam ediyoruz. Çünkü bir süre sonra bu iyi eleştiriler, alkışlar alışkanlık haline gelirse insanı yozlaştırabilir bence. Çünkü komedide çok ince bir çizgi var. Kendini çok ciddiye almaya başlarsan komik olacağım diye gülünç duruma düşebilirsin. O yüzden hiç oralara takılmadan ilk bölümde yakaladığımız uyumla devam ediyoruz. Ve her önümüze gelen güzel şeylerle biz de seyirciyle aynı heyecanı paylaşıyoruz.

* Sette tekrar tekrar konuşup eğlendiğiniz bir sahne var mı?
E.A: Çok var ya...
A.A: Hepsinin çok eğlenceli olması için uğraşıyoruz. Ama bu işin benim çok zevkli olacağını anladığım sahne; İsmail ve Mecnun’un sahilde birbirlerine uzaktan bağırmalarıydı. Ki Onur’un (Ünlü) düşüncesi de öyledir. Biz hepimiz üşengeciz. Onur da çok üşengeçtir. O sahnenin çıkışı da bunun üzerinden oldu. Senaryoda farklı yazılmıştı. Onur “Orada kalsınlar, üşendikleri için gidemesinler” dedi, hiç yaklaşmadık birbirimize ve o sahne 20 bölümdür öyle. Sonra herkes anlamlandırmaya çalıştı, biz de anlamlandırmaya çalıştık. Bu tamamen tembel zekasına ait bir sahne.
E.A: Çok güzel bir örnek verdi... Bir şeylerin kendiliğinden gelişiyor olduğunu daha güzel bir örnekle anlatamazdık. Biz eğleniyoruz, insanların eğlenmesi de hoşumuza gidiyor. Öncelik zaten bizim eğleniyor olmamız. İnsanların samimi bulduğu şey o galiba.
A.A: Kocaman bir yeşil alan ve top var. Ne yapacaksın? Tabii ki topu oynatacaksın. Bizim de kocaman bir alanımız ve Leyla ile Mecnun gibi bir topumuz var. Vurdukça vuruyoruz, dışarı kaçma ihtimali yok.

* Bu dizinin ve oynadığınız karakterlerin size ne kattığını düşünüyorsunuz?
E.A: İnsanının yaratıcılığını ve zekasını her daim açık tutuyor. İşleyen demir ışıldar. Zeka da öyle bir şey, kullanmadıkça olduğu yerde kalır. Biz burada sürekli beyin fırtınası yapıyoruz. Hepimizin algıları çok açık. Zaten işimizin temelinde gözlem yapmak var. Çok iyi oyunculardan oluşuyor ekip. Çok şey öğreniyorum ben. Hepimiz birbirimizi teşvik ediyoruz, yeni bir şeyler yapmak adına. Kimse birbirini baltalamıyor, hevesini kırmıyor. Bu işle beraber hepimizin geliştiğini düşünüyorum ben.
A.A: Söylediğim şeyin bu hafta değilse bile 2-3 hafta sonra birinin aklına gireceğini biliyorum. O yüzden de müthiş keyif alıyorum.

* Yönetmen Onur Ünlü’yle çalışmak nasıl?
E.A: Onur her şeyden önce çok kafa dengi, güvendiğim ve anlaşabildiğim bir insan. Beğendiğim bir yönetmen, senarist olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum. Onur’la çalışmaktan zevk alıyorum. Ve hep söylüyorum: Onur’un olduğu işte ben de olurum.
A.A: Onur benim arkadaşım. Beni anlayan insanların yanında olmayı severim. Çünkü benim bile anlayamadığım taraflarım var.

Haberin Devamı


Proje var, zaman yok
Ali Atay, yeni projeleriyle ilgili, “Dizi bitince ‘Leyla ile Mecnun’un filmini çekeceğiz. Senaryosunu Ertan Saban’la yazdığım bir iş var, her şey hazır. Ama vaktim olmadığı için çekemiyoruz. ‘40’ filmini çok önce çektik mesela. Şimdi vizyona girdi, festival festival dolaştı. Serkan Keskin’le bir de oyun projemiz var önümüzdeki sezon için” dedi.

“Rekabet bana çok uzak”
Ezgi Asaroğlu, Sinem Kobal’la ezeli rakip oldukları haberlerine, “Haberim yok. İyi ki de haberim yokmuş. Ciddiye alınacak bir haber değil. Zaten rekabet konusu bana çok uzak. Kendime yakın bulmadığım bir kelime ‘rakip’ kelimesi. Hele oyunculuk söz konusu olduğunda hiç kimse için böyle bir şey söz konusu olamaz bence” diye yanıt verdi.