Sevgililer Günü kabusu ay başından beri tepemizde bir kara bulut gibi dolaşıyor yine! Dünyanın en saçma ve gereksiz günü kanımca... İnsanları eşine, sevgilisine hediye almaya, yok yere para harcamaya, sürpriz yapmaya, kutlamaya mecbur bırakan zorlama ‘tüketim kampanyası’ndan başka bir şey değil... Sevgilisi olana bir dert, olmayana da ‘yalnızlığını üzerine basa basa hatırlattığı’ için başka bir dert.. Saçma!
Son derece de duygusal bir tipimdir, odunum sanmayın ama etrafımızı saran kalpler, çiçekler böcekler, hediye reklamları, Sevgililer Günü organizasyonları feci şekilde asabımı bozuyor.
Bu 14 Şubat’ı benim için heyecanlı kılan tek şey, ‘Bi Küçük Eylül Meselesi’ filminin vizyona girmesi olacak.
Bayıldığım oyuncular Farah Zeynep Abdullah ve Engin Akyürek ikilisini izlemek için sabırsızlanıyorum.
‘X FACTOR’DEN NOTLAR
Pazartesi akşamı başlayan ‘X Factor’ün ilk bölümünde, şarkıları katlettiğinin hiç farkında olmadığı gibi, kendini ‘harika söylüyorum’ sanan yarışmacıların haricinde, gerçekten takdir edilesi yetenekler de vardı sahnede.
-“Giderken bavuluna kalbimi de atsaydın bari” sözleriyle kalbime saplanan şarkısı ve yorumuyla İlyas Yalçıntaş jüri üyeleri de dahil herkesi kendine hayran bıraktı.
- Sertab Erener’in söylemesi epey zor şarkısı Aşk’ı söyleyen Ferah Zeydan’ı dinlerken gözlerim doldu, tüylerim ürperdi, helal olsun.
- Almanya’dan gelen Mehtap-Şahin ikilisinden Mehtap, farklı imajı ve kendine has yorumuyla çok dikkat çekti. Her ne kadar öne çıkan Mehtap olsa da; jüri bunu üzerine basa basa söyleyerek Şahin’e kendini kötü hissettirmese iyiydi! Biraz empati rica edeceğim.
- Jüri, kötü yarışmacılarla kahkahalar atarak dalga geçmese ve Ziynet Sali sürekli ağlamaklı yüz ifadesini bıraksa süper olur!
- Urfalı Ahmet de çok güzel söylüyor ama onda hepimizi asıl etkileyen saf ve tertemiz haliydi. Jüri üyelerinin de dediği gibi artık böyle insanlarla karşılaşmak neredeyse imkansız, keşke binbir hesap peşinde, içten pazarlıklı ve riyakar insanlar yerine Ahmet gibilerden tonla olsa etrafta... ‘Nereden, kimden, ne zaman kazık yiyeceğini düşünmek zorunda kalmadığın’ bir hayat ne kadar da huzurlu olurdu.
HERKÜL’ÜN AŞKI
İyi bir film izleme hevesiyle sinemaya her gittiğimde hayal kırıklığı yaşadığım için epeydir sinemadan uzak duruyordum ama çok şükür ki, ‘Herkül’ gittiğim kötü filmler zincirini kırdı!
Her şeyden önce izlediğim en güzel üç boyutlu filmlerden biri ‘Herkül’; ağzınızı açıkta bırakan muhteşem bir görsel şölen izliyorsunuz, sadece bunun için bile bir kez daha gidebilirim. Tabii izlerken “Bunların çektiği filmse bizdekiler ne?” duygusu vuruyor hafiften!
Sonra normal şartlarda hayalini bile kurmayacağınız kadar efsanevi bir aşk hikayesi görüyorsunuz. Herkül aşkına kavuşabilmek için büyük savaş veriyor film boyunca...
Herkül rolündeki Kellan Lutz, rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Bir vücut yapmış ki, gözlere şenlik!
Uzun zamandır bu kadar keyif aldığım, bir an bile sıkılmadığım bir film olmamıştı. Mutlaka görün derim.