Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Begüm ve Adnan Şen’in oğlu Alp Ali Şen, aramızdan ayrılmadan önce; biyoloji öğretmeni ve arkadaşlarıyla birlikte, ilik nakli bekleyen hastalara umut olacak ‘iyİLİK Projesi’ üzerinde çalışıyordu. Alp’in hayallerinin ulaştığı ‘ilik naklinde devrim’ niteliğindeki noktada annesi Begüm Şen’le konuştuk. Yüreği de kendi gibi çok güzel olan bu zarif ve asil anneyi yakından tanıyınca, Alp’in örnek bir genç oluşunun kaynağını çok daha net anlıyor insan. İstanbul Tıp Fakültesi’ne kazandırdıkları Alp Şen Doku Tipleme ve Genetik Araştırma Laboratuvarı’nın ilik nakli bekleyen hastalar için önemi büyük. İşte melek annenin dilinden ‘Alp’in iyİLİK Projesi’...

Haberin Devamı

Alp hâlâ var ve yanımızda

-Alp’in iyİLİK Projesi nasıl başlamıştı?

Alp’in biyoloji öğretmeni Ceyda Yılmaz okulda bir grup öğrenciye ilik nakli bekleyen hastalar için bir sosyal sorumluluk projesi yapmak istediğini ve ilgilenenlerin katılmasını söylüyor. Her şey Ceyda Hoca’nın, Okan Bayülgen’in programında işlediği ‘Melis’e Can Ver’ kampanyasını izlemesiyle ve bu konuya eğilip öğrencilerinden bir grup oluşturmasıyla başlıyor. Alp hemen yardım etmek isteyince, o anda 15 yaşında olan Alp’ten böyle bir şey beklemeyen öğretmeni şaşırıyor.

- Alp’in 15 yaşındayken gösterdiği duyarlılık herkesi çok etkiledi. Çevresine karşı hep böyle ilgili miydi?

Alp hâlâ var ve yanımızda

Çok duyarlı, hassas, iyi yürekli bir çocuktu ama böyle bir şeyin içinde daha önce bulunmamıştı. Babasından yardım istiyor ve Adnan onları bağış toplamaları için işadamlarına yönlendirmeye başlıyor. Rutin olarak işadamlarıyla toplantılara gidiyor ve konuyu anlatarak destek istiyorlar. Bir yandan da kermeslere katılarak cupcake, sabun ve kendi yaptırdıkları tişörtleri satıyorlar ve doku tipleme analizi için gerekli olan tüplerin alınmasını sağlıyorlar. Alp projeye duyduğu heyecandan yerinde duramıyor, topladıkları bağışları anlatırken gözlerinin içi gülüyordu. Çok mutluydu.

- Oğlunuzun hayallerini böyle büyük bir noktaya getirmeye nasıl karar verdiniz?

Bir buçuk sene kadar iyİLİK Projesi üstünde gitti her şey. 19 Mayıs 2014’te (kaza tarihi) ise her şeye es verildi. Fakat Alp’in bu projeyi büyük istekle yaptığını biliyorduk. Acımızı birlik olarak böyle bir yardıma dönüştürmek, insanlara faydalı olacak bir şey yapmak bizim için çok önemliydi. Adnan, Ceyda Hoca’ya; “Alp var ve bu işe devam ediyor. Biz de vakıf kurarak devam etmek istiyoruz” dedi ve tekrar yol almaya başladık.

Haberin Devamı

‘Bir kaç saat ayırarak hayat kurtarabilirsiniz’

Alp hâlâ var ve yanımızda

- Sizler Şen ailesi ve Alp Şen Vakfı olarak bu hizmeti yaptınız ama insanların bağış yapması da istenen noktaya ulaşmak için çok önemli, ancak bağışçı sayısı Türkiye’de çok az...

Adnan’ın deyimiyle “Biz bir fabrika kurduk ama bu fabrikanın çalışması gerek”, bunun için de bağış yapılması lazım. Eğer iliğiniz bir hastayla tutarsa sadece bir kaç saatinizi ayırıp kan vererek bir hayat kurtarabilirsiniz. Herhangi bir operasyona girmenize gerek yok. Vakfımızın daha çok insan tarafından bilinmesi çok önemli, böylece donör sayısı artacak ve iyİLİK Projesi daha çok insana ulaşacak. Vakfın ve iyİLİK Projesinin tanıtım filmi, ülkemizi Hollywood’da da başarıyla temsil eden Emrah Yücel imzası taşıyor. Web sayfamızdan izleyerek herkes bu konuda bilgi sahibi olabilir.

Haberin Devamı

- Alp gittikten sonra hayata, kadere bakışınız nasıl değişti?

Uzun süre kabul etmek istemediğim büyük bir isyandı. Alp hâlâ var ve bizim yanımızda diye düşünüyorum. Alp’e, Can’a, Adnan’a, aileme olan sevgim, onları üzmek isteme-yişim bu süreçte beni güçlü kıldı. Alp’in de bizi ağlarken, üzülürken gördüğünde ne kadar üzülüceğini biliyorum. Bazı şeylerin kader olduğuna inanıyorum. Ben de zamanında büyük bir trafik kazası geçirdim, “Benim gibi o da iyileşir” diye düşündüm o anda. Ama hayat maalesef böyle sürprizlerle dolu.

- Böyle tarifsiz bir acıyla bu kadar güçlü durmayı nasıl başardınız?

Alp hâlâ var ve yanımızda

O zaman 12 yaşında olan bir oğlum daha var; Can. Ona bu haksızlığı yapmamam gerektiğini düşündüm ve Can için güçlü olmaya karar verdim. Olaydan iki ay sonra Can’ın bana “Sen artık annem gibi değilsin, niye böyle oldun?” demesi çok ağrıma gitmişti.12 yaşında bir çocuk ve hiçbir suçu yok. Tedavi gördüm, ilaç kullandım, hâlâ kullanıyorum. Yoksa bu kabul edilir gibi bir acı değil. Ailem için güçlü olma yolunu seçtim ve vakfın kurulmasıyla daha da güçlü oldum çünkü Alp’in mutlu olduğunu düşünüyorum. Laboratuvarın bir an önce hastaların derdine deva olmasını umuyorum.

‘Umudum bir hastayla iliğimin tutması’

“Daha önce kan verdim ve en büyük umudum bir hastayla iliğimin tutması, faydam olabilmesi. İstanbul Tıp Fakültesi’nde şu ana kadar bir yılda sadece 500 - 1200 gönüllü vericinin doku tipleme analizi yapılabiliyordu. Laboratuvarın açılmasıyla bu rakam yılda 30 bine yükselecek. Umarım birçok insan bundan faydalanabilecek.”