Cadde “ÖFKENiZi YAZIN, SONRA KAĞIDI YIRTIP ATIN”

“ÖFKENiZi YAZIN, SONRA KAĞIDI YIRTIP ATIN”

21.10.2012 - 19:27 | Son Güncellenme:

“Her insana iyilik yapılmaz. Her insan çok sevilmez. En yakınınız celladınız olabilir” diyen davranış bilimci Hakan Bozkurt, her şeyin aileden alınan görgü ve değerlilik duygusuyla başladığını söylüyor.

“ÖFKENiZi YAZIN, SONRA KAĞIDI YIRTIP ATIN”

Bozkurt’a sorduk: İstanbullular neden bu kadar gergin? Öfkemizi kontrol etmek için ne yapmalıyız? Spor yapmak psikolojiyi de düzeltir mi? İşte altın değerinde yanıtlar

Haberin Devamı

Geçen hafta Taksim’de bir taksi geri geri geldi ve bana çarptı. “Ne oluyor?” diye tepki gösterince, şoför kıyamet kopardı, bağırdı çağırdı. Gerçekten neler oluyor?
Tam cahil cesareti değil mi? “Çıldırma ötesi” mi diyelim buna? Çok iyi üniversiteler bitiren, iyi meslekleri olanlar da ömür boyu mutlu olmuyor. IQ’ları yüksek pek çok insan konuşurken öfkesini, sinir sistemini ve heyecanını kontrol edemiyor. Karnenin sol tarafı; matematik, fizik, kimya sizi çok iyi bir üniversiteden mezun ediyor ama karnenin bir de sağ tarafı var. Hal ve gidişat, görgü, beden dili, ses tonu, seçtiğiniz kelimeler, doğru bakış... Bunlar için doğru nefes almayı öğrenmek ve özgüven kazanmak şart. Bunun da öğretmeni hayattır.

Haberin Devamı


Saygı git gide azalıyor. Neden?

Başta ekonomik şartlar geliyor. Daha sonra, ailenin çocuğa duygusal zeka, şefkat ve sevgi verememesi... Bu ilerleyen yıllarda hastalık olarak yüzeye çıkıyor. Size bir anahtar söz söyleyeyim: Mutlu insan çatmaz, mutsuz insan çatar. Görgüsüzlük ve cehaletin altında, duygusal zeka eksikliği var. Karnenin sağ tarafının zayıf olması, doğru nefes alıp verememe, ailedeki eksiklik ve genetik yapı önemli faktörler. Görgülü ve huzurlu bir aile ortamında büyümek de öyle. Değerlilik duygusunu anne babadan alıyorsanız, iş ve sosyal hayatınızı güzel yönetebilirsiniz.


Şiddet eğilimi nasıl başlıyor?
Özgüven eksikliği ve sevgisizlikle... Üstün zekalı bile olsanız, aileniz çok önemlidir. Örneğin çocuk eve gelip “Anne, sınavdan 80 aldım” diyor. Öpücük istiyor. Anne soruyor, “100 alan var mı?” Böylece çocuğun değerlilik duygusunu yaralıyor. Toplumun bu kadar görgüsüz ve davranış bozukluğu içinde olması bundan. Üzerine bir de gelecek kaygısı ekleniyor. İstanbul tam bir karmaşa oldu. Herkesin kendine özgü derdi var.


Bu davranış bozukluğunu değiştirmek için ne tür adımlar atılabilir?
Psikolojide bir ilkemiz var: Bir insan değişmek ve gelişmek istemiyorsa, ona kimse bir şey yapamaz. Biz eğitimlerde görüyoruz o insanları. Artistlik yapıyor. Saygısızca davranıyor. İş hayatı oyundur, bir sonuç vardır. Ama aile hayatı oyun değildir. Türk insanı kendisine bile oyun oynuyor, kendisine bile samimi davranmıyor. İşin kilit noktası, aileden sağlıklı çıkmaktır. Biz çıkamıyoruz. Bunun bedelini de orada burada intikam almakla ödetiyoruz. Asıl motivasyon, insanın kendine ihanet etmemesidir. Ailesine sahip çıkmasıdır. Ama doğru aileye... Her insana iyilik yapılmaz. Her insan çok sevilmez. Hep dozunda olmalıdır bu. En yakınınız celladınız olabilir. Bazı sırlar özel kalmalıdır. Bunu 10 yıllık seans görüşmelerinden sonra söylüyorum.

Haberin Devamı


‘Görgü eğitimi’ devlet projesi olarak geliştirilebilir ve okullarda yer verilebilir mi?
Davranış eğitimleri verilebilir. Toplumumuz çok görgülü gözüken ama görgüsüz bir toplum. Otobüste sabırsız, kafede sabırsız, trafikte sabırsız... Hep heyecan içinde. İnsan olarak kötü değil ama şartlar, kötülüğe doğru götürüyor.


Öfke kontrolü için ne yapmalı?
Öfkeli kişi içinden gelenleri akşamları yazsın, kalemin ucundan negatif enerji gider. 10 sene öncesinden 10 dakika öncesine kadar, neye kızıyorsa yazsın. Sonra yırtsın veya yaksın. Çok rahatladığını hisseder. Yazmak iyidir. Öfkeyi nefes terapisiyle de dağıtabilirsiniz.

Haberin Devamı

Nefes terapisi çok sık konuşuluyor. Nedir bu terapinin kazandırdığı?
Hayat nefestir. Nefes beyni rahatlatır. Burundan alıp ağızdan vermek önemlidir. Burundan aldığınız bilinçaltınıza gider. Nefesini yönetebilen iradesini, öfkesini, ağzından çıkan kelimeleri de yönetebilir. Nefes kontrolüyle panik atak bile çözülebiliyor.


Spor yapmanın da etkisi var mı?
Sporla yumuşarsınız. Spor yapanlar randımanlı ders çalışır. Sakin olma, arınma ve kendini iyi hissetmeyi sağlar. Bir de özel hayatınızda negatif enerji verenleri çıkartmalısınız.

“HAK ARARKEN HAKARET OLMAZ!”

Biz toplum olarak hak ararken hakaret ediyoruz. Haklıyken haksız duruma düşüyoruz. Bu çok ciddi bir sunum hatasıdır ve hayat bir sunum sanatıdır. Sunumumuz iyi olmadığı için olacak işler bile olmuyor. “Gel bakalım lan. Sana şu kadar para harcadık. Nedir bu notlar?” diye hakaret ediliyor. Oysa çocuğa diyebilmeli ki, “Oğlum bu sonuç iyi değil. Seni seviyoruz ama burada bir aksilik oluyorsa onun üzerine gideriz.” Aile nedir? Bir çocuk başarılı da olsa başarısız da olsa o çocuğu kabul etme merkezidir. Bizde “Kazandın, bravo!”, “Kazanmadın, defol git!” durumu var. Bu çok acı bir şey. O yüzden çocuklar dışarıda nefes almaya çalışıyor.

Haberin Devamı

ÖĞRENCiLERE?TÜYOLAR

l Ders çalışmadan önce TV seyretmeyin. Kafanız dolar, negatif enerji yüklenir ve motivasyon zorlaşır.
l Evde şapka takmak konsantrasyonu artırır.
l Duş alıp negatif enerjilerden arınmak mümkün.
l Masanın üzerini boşaltmak dikkati derse odaklar.
l Sabahları 05.00-06.00 arasında ders çalışmak daha verimlidir.

HAKAN BOZKURT KiMDiR?

Profesyonel eğitimci olarak THY, İDO, TCDD, İETT, Alarko Holding, Coca-Cola, Şekerbank, Anadolubank, Temsa, Ülker Deta Teknik, Siemens Akademi, İzocam, L’oreal Matrix, Vepa Kozmetik, Büyük Kulüp gibi çok sayıda kurum ve firmaya ‘İletişim ve Motivasyon ’, ‘Diksiyon, Beden Dili ve Hitabet ’, ‘Görgü Kuralları ve Beden Dili’ eğitimleri verdi. Kendisinin yazıp yönettiği 2.5 saatlik ‘Hayatın Silgisi Yok’ başlıklı eğitim tabanlı güldürüyü, personel motivasyonun artırılması amacıyla yapılan şirket toplantılarında ve şirketlerin önemli günlerinde sunuyor. Sponsor bulunması halinde tüm Türkiye’de turneye çıkmayı planlıyor.