Cadde Osmanlı kadınlarının ‘kahvehanesi’!

Osmanlı kadınlarının ‘kahvehanesi’!

15.03.2012 - 01:00 | Son Güncellenme:

Erkeklerin sosyal yaşamında önemli bir yer üstlenen kahvehaneler gibi, Osmanlı kadınlarının yaşamında da hamamlar önemliydi. Sadece yıkanma amaçlı değil, sosyalleşme, haber alıp verme, eğlenme yerleri olarak kabul gören hamamlar, bu kez araştırmacı Akif Kuruçay’ın ‘İstanbul’un 100 Hamamı’ kitabında inceleniyor

Osmanlı kadınlarının ‘kahvehanesi’

“Pak medeniyetimizin berrak bakiyeleri” olarak tanımlanan hamamlar, İstanbul Kültür A.Ş. tarafından ‘İstanbul’un 100 Hamamı’ ismiyle kitaplaştırıldı. Araştırmacı Akif Kuruçay’ın yazdığı kitap, İstanbul’daki 100 hamamın kuruluşu ve tarihi hakkında ilginç bilgiler veriyor, hamamların kent için önemini anlatıyor.
- Eski İstanbul’da saray ve konaklardaki özel hamamların yanı sıra, mahallelerde halka açık hamamlar da vardı. Sokak aralarındaki bu hamamların çoğu kadın ve erkek bölümlerinden oluşur, ancak tek hamamlarda kapıya asılan havlunun renginden o günün kadınlara mı erkeklere mi ayrıldığı anlaşılırdı.
- Osmanlı Devleti’nde İstanbul’un hamamları yalnızca cinsiyete değil, dinlere göre ayrılırdı. Gayrimüslimlerin hamamlarında tek havuz bulunur, Türk hamamlarındaysa bu tarz uygulamalara yer verilmezdi.
- Temizlik işlevinin yanında, evlenecek kızlar için ‘gelin hamamı’, loğusa kadınlar için ‘kırk hamamı’ gibi özel günler de düzenlenirdi. Halk kültürünü yaşatması bakımından da önem taşıyan hamamlar, tarihin temizlik anlayışını ve hayat kalitesini yansıtırdı. Bu bakımdan belge niteliği de taşır.
- Müslüman Türklerden çok önceki devirlerde de var olan hamamlar, tüm dünyada fikir birliğine varılmışçasına Türklerle mal edilmiştir. ‘Türk hamamı’ kavramıyla bütünleşen hamamlar, farklı medeniyetlerin süzgecinden geçerek oluşum sürecini devam ettirdi.
- Geçmişi ilk medeniyetlere kadar uzanan hamamlar, asıl karakteristik özelliğini Roma döneminde buldu. Osmanlı Dönemi’ndeyse altın çağını yaşadı.
- İstanbul hamamlarının şekil atası olarak imparator Septimus Severus’un hipodromda (Sultanamet Meydanı civarı) yaptırdığı Zeuksippos Hamamı gösterilebilir. Biçim özelliklerini net olarak yansıtan kalıntılara ulaşılmasa da, Bizans hamamlarının mimari özellikleri ve toplumsal işlevi, Osmanlı hamamlarına miras kaldı.
- ‘Soyunmalık’, ‘soğukluk’, ‘sıcaklık’ ve ‘külhan’ denilen dört bölümden oluşan Türk hamamlarında, erkekleri yıkayan görevlilere ‘tellak’, kadınları yıkayanlaraysa ‘natır’ denilir. Hamam personeli arasında da ‘külhancılar’, ‘peştamalciler’, ‘meydancılar’, ‘odacılar’ ve ‘yanaşmalar’ bulunur.
- Erkeklerin sosyal hayatında fonksiyonel bir yer üstlenen kahvehaneler gibi, hamamlar da kadınların yaşamında önemli bir yer tutar. Kadınların sosyalleşme, haber alıp verme mekanları, eğlence yerleri olarak kabul görür. Sabah saatlerinde girilen hamamlardan akşam saatlerinde çıkılması bunun bir sonucu olarak kabul edilir.
- Osmanlı döneminde Arnavut tellaklar meşhurdur. Beyazıd Hamamı’nda tellak olarak çalışan ve Lale Devri’ni kanlı bir şekilde sonlandıran Arnavut Patrona Halil’in isyanından sonra, dönemin padişahı Arnavut tellakların İstanbul hamamlarında çalışmasını yasaklamıştır.
- Hamamlar gelir getirdiği için camilerden sonra en tercih edilen sosyal yapılardı. Gerek müstakil, gerekse içinde birçok sosyal ihtiyacı karşılayacak nitelikte tesislerin bulunduğu dev külliyelerin bir parçası olarak inşa edildi.
-Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı’da külliye ve halk hamamlarının inşasında önemli bir artış yaşandı.


Hürrem Sultan’ın özel banyosu

Kanuni Sultan Süleyman tarafından eşi için yaptırılan Hürrem Sultan Hamamı, 1556 yılında Haseki Külliyesi’ne gelir sağlamak amacıyla Mimar Sinan’a sipariş edildi. Ayasofya’nın yanına, yıkılan Zeuksippos Banyoları’nın bulunduğu yere yapılan hamam,
1910 yılına kadar kullanıldı.
Yangın ve deprem gibi birçok doğal afetten nasibini alan bina, tarih boyunca çok farklı amaçlarla kullanıldı. Örneğin Sultanahmet Cezaevi’nin dolu olduğu zamanlarda, tutukevi işlevi gördü. Dönem dönem kağıt deposu, benzin deposu ve halı satış mağazası olarak hizmet verdi. Renovasyon çalışması 2010’da tamamlanan bina, Ayasofya Hamamı ismiyle bugün asıl amacına uygun olarak kullanılıyor. Müşterilere verilen şampuan, losyon ve kremler Hürrem Sultan’ın en sevdiği çiçek olan erguvan özünden yapılıyor. Adres: Cankurtaran Mah. Bab-ı Hümayun Cad.
No: 1 Sultanahmet Tel: 0 212 517 35 35
Fiyatı: 86-190 euro



Şehrin en gözde 3 hamamı
Galatasaray
Sultan Beyazıt, o zamanlar şu anki Galatasaray Lisesi ve Galatasaray Hamamı’nın yer aldığı arsada gezinirken, bir kulübe gözüne çarpar. Bu kulübe zamanın sayılan zatlarından Gül Baba’ya aittir. Sultan Beyazıt bu zatla tanışıp “Gül Baba bir dileğiniz var mı?” diye sorar ve Gül Baba da cevaben, bu arsaya yüzyıllara hükmedecek, içinde büyük bir mektep ve büyük bir kubbeli hamam bulunan bir külliye yapılmasını ister. Sultan Beyazıt bu dileği kabul ederek 1481 yılında külliyeyi inşa ettirir. Bir dönem Galatasaray Lisesi öğrencilerine tahsis edilen hamam, bugün de yoğun ilgi görmeye devam ediyor.
Adres: Turnacıbaşı Sok. No: 24 Galatasaray
Tel: 0 212 249 43 42 Fiyat: 55-90 TL



Çemberlitaş
II. Selim’in eşi Nurbanu Sultan tarafından Üsküdar’daki Vâlide-i Atik Külliyesi’ne gelir getirmesi için 1584’te yaptırıldı. Hamam, klasik Osmanlı kültürünün bütün özelliklerini taşıyor.
Adres: Vezirhan Cad. No: 8 Çemberlitaş
Tel: 0 212 522 79 74 Fiyat: 45-117 TL


Cağaloğlu
1741 yılında Sultan Mahmut tarafından Ayasofya içindeki kütüphaneye gelir getirmesi için yaptırıldı. Dünya çapında ünlü olan Cağaloğlu Hamamı’nı birçok devlet adamı, sanatçı ve edebiyatçı da ziyaret ediyor. Hamamın en ünlü ziyaretçileri arasında İngiltere Kralı VIII. Edward, Alman Kayzeri Wilhem de var. Dünyaca ünlü ‘para sihirbazı’ George Soros, model Kate Moss ve Hollywood ünlüleri Cameron Diaz ile John Travolta hamam keyfi için Cağaloğlu’nu tercih edenlerdendi.
Adres: Babıali Cad. No: 16 Cağaloğlu
Tel: 0 212 522 24 24 Fiyat: 72-264 TL