Cadde Periler gişe yarışında

Periler gişe yarışında

02.04.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Peri Tozu” çocukken hiç ayrılmayacaklarına dair birbirlerine söz veren iki gencin sihir ve umut dolu öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Film, 4 Nisan’da seyirciyle buluşacak

Periler gişe yarışında

Liseyi İsviçre’de Leysin Amerikan School’da tamamlayan ardından Kaliforniya’daki Chapman Üniversitesi’nde sinema eğitimi alan 30 yaşındaki Ela Alyamaç’ın ilk uzun metrajlı filmi “Peri Tozu” 4 Nisan’da seyirciyle buluşacak. Başrollerini “Yerli Amelie” lakabı takılan İpek Değer, Mehmet Ali Nuroğlu ve Deniz Tunca’nın paylaştığı sinema filminde çocukken hiç ayrılmayacaklarına dair birbirlerine söz veren Deniz ile Emre isimli iki gencin sihir ve umut dolu öyküsü beyazperdeye taşınıyor. Filmi çekmek için bankadan kredi alan, gayrimenkul sattığını söyleyen yönetmen Alyamaç, filmin başrol oyuncularından İpek Değer ve Deniz Tunca, seyircinin gülümseyerek sinemadan çıkacağı bir film çektiklerini söyledi.

Haberin Devamı

Periler gişe yarışında

İpek Değer: Türkiye’de sevişme sahnesi bir risk

Film için teklif nasıl geldi?
Teklif ajansıma geldi. Görüşmeye gittiğimde ise çok güzel ortamla karşılaştım. Önce mekânı beğendim, arkasından Ela Hanım ile tanıştım ama yönetmen olduğunu bilmiyordum. O kadar genç bir yönetmen olacağını da tahmin etmiyordum. Bana Deniz karakterini anlattı. ‘Bu karakter şöyle bir durumda ne yapardı sence?’ dedi. Çok eğlendim. Bana okumam için senaryoyu verdi. Sonra senaryoyu nasıl bulduğunu sormak için aradı.

İlk yorumunuz ne oldu?
Çok beğendiğimi söyledim. Fakat içinde sevişme sahnesi vardı. Bu benim Türkiye’de çok çekindiğim bir alan. Türkiye’de böyle bir şey risk. O konuda kafama takılan bir sürü şey vardı. Tekrar beni görüşmeye çağırdı, oturup konuştuk. “Çok naif bir film olacak. Ben bunu kesinlikle doğal bir akış içinde çekmek istiyorum” dedi. Tekrar tekrar projeyi okudum ve gerçekten o sahnenin orada gerekli olduğunu gördüm. Çünkü o sahneyi çıkarttığınız zaman film şu andaki sona ulaşmıyor. Bütün bunları düşünüp “evet ben bir oyuncuyum, bu karakteri canlandırabilirim” dedim. Çünkü Deniz çok ilginç bir karakter. Olgun tarafı var, çok kararlı iradeli tarafı var, çocuksu bir tarafı var. Çok enterasan renkleri olan bir karakter. Ben oynarsam herhangi birinin oynadığından farklı, olacak İpek Değer olarak farklı bir şey katabilirim diye düşündüm.

Haberin Devamı

 Sizi dizi ve filmlerde pek göremiyoruz neden?
İnanmadığım bir projede yer almak istemiyorum. İnandığım projede çok fazla çıkmıyor. Bana yapıştırılmış bir karakter var. Bu gerçi her oyuncuya oluyor. Fiziksel özelliklerinden dolayı, birazcık kadından ziyade içinde çocuksu bir ruh taşıyan arıza roller teklif ediliyor. İnanmadığım projelerde para için bile olsa yer almak istemiyorum. Bir diziden Oscar’lık bir sinema filmi performansı bekleyemeyiz fakat düzgün bir dizi beklentisi olması gerekir diye düşünüyorum.

Gerçek bir peri olsaydınız yaşamınızda neler değiştirirdiniz?
İlk önce çevre düzenlemesiyle başlardım. Değişmesini istediğim o kadar çok şey var ki. Kesinlikle etrafata daha fazla ağaç isterdim, yeşillikli. Kendim için tatil, mutluluk, huzur isterdim. Herkes içinde aynı şeyi isterdim. Herkes huzurlu olunca zaten sizin mutsuz olma şansınız çok azalıyor.

Haberin Devamı

Periler gişe yarışında

Deniz Tunca: Herkesin oynamayacağı rolü oynadım

 Projeye dahil olmanız nasıl oldu?
Menajerime teklif geldi. Bana “Bir proje var ama cesaret isteyen bir şey” dedi. “Olabilir” dedim. Çünkü ben genelde herkesin yapamayacağı sahneleri tercih ediyorum. Zoru başarmak çok daha güzeldir ya o bakımdan. Gidelim ve görüşelim dedim. O dönemde ben “Ihlamurlar Altında”da Filiz’in asistanını oynuyordum. Tam da bittiği bir dönemdi. Yeni bir projenin de başlaması gerekiyordu. Çok rahat bir ortamla karşılaştık. Gittik ve Ela Hanım, “Tatlı sever misiniz” dedi. Bizi tatlıyla kandırdı (gülüyor). O kadar pozitif ve sakin ki, tatlı falan derken çalışmaya başladık.

Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
Canlandırdığım karakter güzel bir aşk hikâyesi içindeki karamsar kadın. Kötü kız olabiliyor aslında. Tabii ki, o bakış açısına bağlı.

Haberin Devamı

Filmdeki cesur sahneleriniz ön plana çıktı, bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
O sahneler tanınmam açısından yolumu açtı diyebilirim. Benim açımdan da getirisi oluyor. İyi de kötü de eleştiriler var. Ne gerek vardı, neden o kadar prova yapıldı, set neden boşaltıldı gibi eleştiriler de geliyor. Bulgaristan’da sinema eğitimi, burada da tiyatro eğitimi aldım. Mesela orada bu tarz sahneler Türkiye’deki kadar olay olmaz. Oradaki yaşantı ve mantık farklı. Ben de herkesin cüret ettiği bir sahneyi oynamadım diye düşünüyorum.

 Bu tip rollerin üzerinize yapışmasından korkuyor musunuz?
Öyle bir korkum yok. Olsun da, yani rahatsız olmuyorum. Oyunculuk ne gerektiriyorsa onu yaparım.

Çevrenizde size bu anlamda ne gibi tepkiler geliyor?
Babam karşı geliyor böyle şeylere. Biraz daha farklı düşünüyor. Annem ise hep destekleyen kişi oldu.

Bulgaristan’da mı doğdunuz?
Bana bu soruyu soranlara erken doğumdan dolayı yanlışlıkla orada doğdum diyorum. Türkiye’de yaşıyoruz. Altı yıllık sinema eğitimi almak için oraya geçiş yaptım. 

Haberin Devamı

Çekimler sırasında yaşadığınız özel bir anınız var mı?
Tuvalette bir sahne vardı. Onu çekmeden önce kullandığımız barın elektrikleri kesildi. Hepimizde panik stres durumu da vardı. Elektrik kesildiğinde ben lavoboda kalmıştım. Ekipten birkaç kişi düştü ve karanlıkta bir yerlerini incitti.

Periler gişe yarışında

Ela Alyamaç: Filmi çekmek için kredi aldım

 İçinizdeki sinema aşkını nasıl keşfettiniz?
Çocukluğumdan beri filmlerle çok iç içe büyüdüm. Sinema âşığı bir çocuktum. Ama ilk olarak sinemaya ne kadar âşık olduğumu başkası bana fark ettirdi. Liseyi İsviçre’de yatılı okudum. Altı saatlik bir yürüyüşte  Chris isimli bir arkadaşım vardı. Bana dönüp Ela ‘Farkında mısın biz yürüdüğümüzden beri sen bana filmleri anlatıyorsun?’ dedi.

“Peri Tozu” filminin hikâyesi kafanızda nasıl şekillendi?
Deniz ve Emre karakteriyle başladı. Birbirine yakın acılar yaşamış ama bunla çok farklı hayatlar kurmuş iki insan. Birisi çok pozitif ve sihire inanıyor. Öbürü de çok karamsar. Kafamda karakterler gelir, kafamın içinde onlarla gezer, tozarım, düşünürüm sonra hikâye kendisini yazıyor aslında.

 Filmi çekerken maddi kaynak bulmak zor oldu mu?
İlk filmini çekmek isteyen bir yönetmene destek vermek isteyen çok insan olmadı. Kendimi riske atmam gereken şeyler vardı. Bir şekilde para bulundu, bankadan krediler alındı. Ama bunlarla ilgili rakam vermiyorum. Çünkü “Peri Tozu” aşkın sihriyle yapıldı. Kendime ait emlaklar vardı, onları satarak bir şeyler yaptım.

Sizin gibi genç bir yönetmeni karşılarında görünce şaşıranlar oldu mu?Oldu ama insanlarla çok rahat iletişim kurduk. Benim çok içten ve inanarak bir film yapmak istediğimi görünce karşıma gelen en gergin oyuncu bile rahatlıyordu .

Filmle ilgili beklentileriniz neler?
İnsanların kendilerinden bir parça bulacaklarını düşünüyorum. 54 kopya çıkıyoruz şu anda. Çok alışık olduklarının dışında aslında gençlere bakış ve işlenişleri var. İçinde hüzün, neşe hayattan bir dilim var. Yumuşakça işlenmiş bir film. Hiç bir şeyi iğne batırmak için yapmadık. İnsanlar sinemadan çıktıklarında yüzlerinde bir gülümseme olsun istiyorum.