16.07.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
İlknur Taş
Kardeş, Aksu’ya olan sevgisini şöyle anlatıyor: “Efes’te şarkı söyleyecekti. Dışarda 20 bin kişi ‘Sezen’ diye bağırıp sallanıyordu. Kulise girdim. O anda Sezen’i bir kraliçe gibi gördüm. Eskiden kraliçeler öldüğünde sevdikleri de yanında gömülürmüş. Bana öyle bir istek gelse Sezen’le mezara girmeyi tereddütsüz kabul ederim.”
Makyajını yaptığım ünlülerden öğrendiğimi sahnede uyguluyorum
Ünlülerin makyözüyken Sezen Aksu’nun ‘sürprizi’yle ilk albümünü çıkaran Suzan Kardeş, yarın akşam Turkcell Kuruçeşme Arena’da Türkiye’nin en büyük çilingir sofrasını kuracak. Kardeş’in hayali ise makyaj yaptığı ünlülerin de kendisini izlemesi
24 yıldır Sezen Aksu’nun yanında makyözü olarak çalışan ve bugüne kadar Türkiye’deki birçok yıldıza makyaj yapan Suzan Kardeş, son aylarda çıkardığı Balkan şarkılarından oluşan “Bekriya” albümüyle dikkat çekiyor. Sezen Aksu’nun, ‘Sürpriz’ diyerek hazırladığı albümde bir de düet yaptığı Suzan Kardeş, yarın akşam Turkcell Kuruçeşme Arena’da meyhane şekline getirilmiş sahnede konser verecek.
Sezen Aksu size bir albüm hediye etti. Günün birinde Sezen Aksu’dan böyle bir hediye geleceğini tahmin ediyor muydunuz?
Aslında hiç tahmin etmiyordum. Sezen’in bu albüme sahip çıkması benim için çok önemliydi. Sezen Hanım, ‘Ben durup dururken hiç vasfı olmayan, yanımda makyözüm olan birine albüm yapacak bir kadın değilim. Senin hikâyen var. İnsanlar senin hikâyeni bilmeli’ dedi. Ben kendimi hiçbir zaman meşhur olmaya çalışan bir şarkıcı gibi görmedim, göremem de. Ben kendi ülkemin, kendi dilimin şarkılarını söylüyorum. Türk Sanat Müziği’ni söylerken de dilimde, kulağımda kalmış şarkıları söyledim. Bir insanın alabileceği en güzel hediyeyi aldım Sezen’den. Şarkıcı olmak için hiç çabanız olmadıysa ve size böyle bir hediye verildiyse dünyada Allah’ın verdiği çocuk hediyesinden sonra en büyük hediye bu albüm oldu benim için.
'Bekriya meyhanemin adıydı’
Nasıl bir hikâyesi var Suzan Kardeş’in?
Bekriya benim babamın lakabıydı, aynı zamanda meyhanemin adı. Yugoslavya’da doğdum. Mesleğim makyözlük ama bir dönem işimi bırakıp 13 yıl meyhane işlettim. Meyhanemin çöküşü Yugoslavya’daki mezelerimin gelmeyişiyle oldu. Sezen için benim çok ilginç bir hikâyem vardı ve insanlar bunu bilsin, öğrensin istedi. 24 yıldır Sezen Aksu’yla birlikteyiz. Neredeyse birlikte büyüdük. Ben her zaman onun yanında çalışan biriyim. Ben ona hizmet etmekten keyif alan biriyim.
Albüm çıkardım, ben artık makyözlük yapmayacağım diye düşünmüyor musunuz?
Kesinlikle öyle düşünmüyorum. Size bir şey anlatacağım. Efes’te şarkı söyleyecekti Sezen Aksu. Harabelerin içine bize kulis yapmışlardı. Tavanları alçak, mağara gibi bir yerin içinde çalışıyoruz. Bu arada konserin başlamasına 15 dakika vardı, dışardan inanılmaz sesler gelmeye başladı. Ben dışarı fırladım ve baktım 20 bin kişiden fazla insan rüzgâr gibi ‘Sezen’ diye bağırarak sallanıyordu. Kulise girdim ve Sezen Aksu aynanın önündeydi. O anda Sezen’i bir kraliçe gibi gördüm. Eskiden kraliçeler öldüğünde sevdikleri de yanında gömülürlermiş. Ben de bir an Sezen Aksu öldüğünde onunla gömülebileceğimi düşündüm. Bana öyle bir istek gelse Sezen’le ölmeyi ve mezara girmeyi tereddütsüz kabul ederim. Sezen böyle şeyler söyleyince çok utanıyor. Bu sözleri duymaktan utanıyor. (Gülüyor)
‘Yarın albüme giriyoruz’
Sezen Aksu’dan ‘albüm yapacağız’ teklifi nasıl geldi?
Kız kardeşim ve kızım yurtdışındalar. Telefon açıp olduk olmadık yerde bana bir şarkı söyle derlerdi. Ben markette, mağazada, kasapta, makyaj yaparken telefonda onlara şarkı söylüyordum. Bir gün Sezen Aksu’ya siz stüdyodayken hazır sazcılar da varken, ben girip bir iki parça söyleyip kayıt edeyim, kızıma ve kardeşime göndereyim. Gece beni uyandırıp şarkı söyletiyorlar dedim. Sezen Hanım ‘Kayıt ederiz ama bir iki şarkı değil, albüm yaparız’ diyordu. Ben pek ciddiye almıyordum. Yıllardır birbirimizi tanımak çok önemli. Abim için bir gece düzenlemiştik. Sezen Hanım beni orada sahneye çıkardı. Ertesi gün ‘Yarın albüme giriyoruz’ dedi. Benim aileme, geçmişime, köküme verdiği bu hediye için binlerce kez teşekkür ediyorum.
Sahneye giden insanlara makyaj yapan biri olarak sahnede yer almak nasıl bir duygu?
Ben arkada olmanın avantajını yaşıyorum sahnede. Şarkıcılık yapmak gibi bir hayalim olmadığı için bununla yaşamadım. Ömrüm starlarla geçti. Bana çok avantajı oldu bu yılların. Ben her sanatçıdan öğrendiğim bir şeyleri yapmaya çalışıyorum sahnede. Beni izlerken herkes makyaj yaptığım sanatçılardan küçük parçalar bulabilir.
Demet Akbağ’ın makyajı taşıyan bir yüzü var
Yanında bulunduğunuz yıldızlardan öğrendiğiniz en değerli şey nedir?
Onları izlerken, neye dikkat ettiklerini hep izledim. Benim çalıştığım insanların en büyük özelliği seyirciye müthiş saygılılar. İnanamazsınız. Onların sahneye çıkmadan önceki aşamalarını bilseniz, bir daha hayranlık duyarsınız. Küçücük küpesindeki detayı, saçının tokasını inanılmaz önemsiyorlar. Benim bazen ‘Boş ver böyle olsun’ dediğim şeylere ‘Hayır seyirci çok dikkatli, böyle olmamalı’ diyorlar. Sevdiği kişide yanlış bir şey görmek istemiyor. Ben de onlardan seyirciye saygıyı öğrendim.
İlk makyajını yaptığınız, şimdi çok ünlü olan isimler var mı?
Benim ilk makyajını yaptığım, şu anda ‘yıldız’ olan bir çok insan var. Benim masama figüranken, ya da annesinin elinden tutup getirdiğinde bile onların ‘yıldız’ olacağını biliyordum. Onun aynada kendini bakışını görüyordum ve onun ilerde bir ‘yıldız’ olacağını hissediyordum. İsim vermek istemiyorum. Ama tiyatro, podyum ve sanat camiasından çok kişi var.
Haluk Bilginer’e Atatürk makyajını yapan da sizsiniz. Kime hangi makyajlar yakışıyor ve en çok makyaj kaldıran yüz kimde?
Demet Akbağ makyaj hayatımda çok önemli biridir. En çok tiplemeyi ona yaptım. Demet Akbağ makyajı çok iyi taşıyan biri. Oyuncu da oynarsa o daha bir güzel ortaya çıkar. Atatürk makyajını yaptığımda Haluk Bilginer o makyajla çayını içerken Haluk Bilginer’di. Kameranın karşısına geçtiği zaman Atatürk oluyordu. Onu izlerken tüylerim diken diken oluyordu. Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan gibi isimlerle çalıştım ve onlara yaptığım makyajlar beni çok mutlu etti. Makyajını taşıyan insanlar olunca makyöz mutlu oluyor. Bu ekip işi tabii. Kameraman, ışıkçı, yönetmen hepsi birbirini tamamlıyor.
Ajda’nın yanında kendini kadın gibi hissetmek zorundasın
Bugüne kadar makyaj yapmadığınız isimler var mı?
Ebru Gündeş, Bülent Ersoy, Nilüfer’e hiç makyaj yapmadım mesela. Ajda Pekkan’a geçen hafta yaptım, çünkü yıllar yılı kız kardeşim yapmıştı. Çok mutlu geçti günümüz Ajda’yla. Ben biraz tedirgindim tenimi sevmezse diye. Ona rahatsızlık verir miyim, elektrik alır mıyız diye. Lokum gibi bir insan. Ajda Pekkan kendini yanındayken kadın gibi hissetmek zorunda olduğun bir insan. Bundan daha kadın nasıl olabilirim diye düşündürüyor. (Gülüyor)
İlk albümünü çıkarmış biri olarak Arena’da sahneye çıkmak heyecan verici olsa gerek...
Albüm çıktığından beri birçok yerde sahneye çıktım ama Arena benim için çok önemli. Ben orada şarkı söylerken bütün bugüne kadar makyaj yaptığım insanların beni orada izlemelerini istiyorum. Ulaşabildiklerimi arayıp davet edeceğim. Ulaşamadıklarım da lütfen istemediğimi düşünmesinler orada olsunlar. Makyaj yaparken birçok sanatçıya şarkı mırıldanmışımdır. Ama o sahnede söylemek başka bir duygu. Herkesi benim meyhaneme gelmiş gibi hissedeceğim. Türkiye’nin en büyük çilingir sofrasını kuracağız Arena’ya. Dinleyiciler bir yandan mezelerin tadına bakacak, bir yandan da şarkılarımı dinleyecek. Bir makyöz, bir meyhaneci bundan daha ne isteyebilir ki.
Süpriz isimler de olacak, kimler?
Nesrin Topkapı benim için bir şarkı söyleyecek. Meltem Cumbul beni kırmadı ona Makedonca şarkı öğretmiştim onu söyleyecek. Şebnem Sönmez ve Nurcan Eren İspanyolca bir şarkı söyleyecek.