Son zamanlarda şöyle alıcı gözle gardırobunuza baktınız mı hiç?
Bir zamanlar bayıla bayıla aldığınız ama sadece bir kez giydiğiniz kaç kıyafetiniz var, saydınız mı hiç?
Ve bu giymediğiniz kıyafetler, ayakkabılar ve aksesuvarlar yüzünden gardrobunuzun tıka basa dolduğu, bir şey çekip alırken bütün kıyafetlerin üzerinize yığıldığı, yeni aldıklarınıza yer bulamadığınız olmadı mı hiç?
Benim bütün olayım buydu!
Hele TV programı yaptığım dönemde öyle çok şey almışım ki; çoğunu bir kez giymişim, bazıları da etiketi üzerinde, hiç giyilmemiş!
İşin kötüsü de her sabah dolabın başında “Giyecek bir şeyim yok” diye sızlanmaktı. Çünkü dolabın arkalarında ya da ulaşamadığım raflarda unuttuğum öyle çok şey varmış ki...
İMDADIMA YETİŞTİLER
Neyse ki modacruz.com isimli, ikinci el alışveriş sitesi imdadıma yetişti; gardırobumu kullanmadığım eşyalardan arındırdı.
Nasıl mı?
Özetle siteye girip kendinize ait bir gardırop açıyorsunuz. Kullanmadığınız ya da az kullanılmış giysi, aksesuvar, çanta ve ayakkabılarınızı fotoğraflayıp, bilgilerini de ekleyip siteye yüklüyorsunuz. Ürününüz satıldığında, ürünü kargoya verip alıcıdan onayı aldıktan sonra, parayı hesabınızda görebiliyorsunuz.
Pazarlık mümkün.
Site her satıştan ufak bir komisyon alıyor, o kadar.
Melis Güçtaş’ın başında olduğu bu site, kısa sürede o kadar büyümüş ki, platformun üye sayısı
35 bini aşmış.
UCUZ ALIŞVERİŞ
Bu arada ikinci el kıyafet alma meselesi bana çok uzak olduğu ve kadınların neden ikinci el kıyafet peşinde koştuğunu anlamadığım için Melis Hanım’a sordum:
“Nedir bu çılgınlığın sebebi, kadınlar neden ikinci el alır ki?”
“3-4 bin TL’lik marka bir çantayı 100 TL ya da 50 TL’ye bulsanız almaz mısınız?” diye sordu ve ekledi:
“Ayrıca kadınlar bunu bir oyun olarak görüyor ve çok eğleniyor.”
“Hadi canım” dedim ama yıllardır kimselere vermelere kıyamadığım çanta ve giysilerimi seçip siteye koyarken ve ‘sirinsever’ adıyla bir gardırob oluştururken, bana da süper eğlenceli geldi bu olay.
Hem gardırobunuzda giyilmeyi bekleyen giysi ve aksesuvarları nakde çeviriyorsunuz, hem de lüks moda ürünlerine uygun fiyatlarla sahip olabiliyorsunuz.
Son bir not...
İşin acemisi olarak, Melis Hanım bana yol yordam gösterirken, pek çok kıyafetimden, çantamdan ve ayakkabımdan ayrılmam hiç de öyle kolay olmadı, “acaba bunu vermesem mi?” diye çok gittim geldim.
DOLABINIZ HAFİFLESİN
Gerçekten de kadınların kıyafetleriyle, ayakkabı ve çantalarıyla olan bağları ne kadar güçlü.
Vazgeçmek gerektiğinde, giymediklerin bile ne kadar da kıymetli oluveriyormuş meğer.
Sonuç? Ben yaptıysam, siz de yaparsınız bence...
Dolabınızı boşaltın, hafifleyin, açılan yerlere yenilerini koyun.
Siteden alışveriş yapmayı da deneyin; ne çok marka ne kadar ucuza, siz de benim gibi şaşıracaksınız.
Modacruz.com’un akıllı telefon uygulaması da var, bilginize.
BAKAN İÇİN EYLEM YAPMA FANTEZİSİ!
Türkiye gerçekten acayip bir yer...
Vidalar yerinden çıkmış, balatalar sıyrılmış, kafalar güzel bir milletiz.
İsveç’in yeni sağlık bakanı çok yakışıklı diye tweet yağmuruna tutup, adama Türkçe teşekkür tweet’i attıracak kadar komiğiz!
İsveç’te yeni hükümetin sağlık ve spor bakanı olarak görevlendirdiği Gabriel Wikström’ün, yakışıklılığı resmen bizi bizden aldı.
Dizi yıldızlarını aratmayacak kadar yakışıklı bakan tüm dünyanın ilgisini çekti elbette ama Türkler olayı o kadar abarttı ki, adam belli ki şaşakaldı, neye uğradığını şaşırdı.
Biri olayı şöyle yorumlamıştı: “Allah insanı yoklukla terbiye etmesin.”
Çok haklı. Bizde yok tabii böylesi, kendimizi şaşırdık tabii!
Wikström için öyle tweet’ler atıldı ki, şu zekamızı niye başka şeylere çalıştırmıyoruz diye
hayıflandım.
* “Çok hastayım Türkiye’de doktorlar çare bulamadı ne yapsak”,
* “İnsanın İsveç’e gidip hasta olası geliyor”,
* “İsveç sağlık bakanı bizim ülkemizde aday olsa, başbakan bile olur”,
* “Batı’nın güzel yanlarını örnek alalım” gibi şahane vecizeler vardı, çok güldüm.
En iyisi de şu: “Böyle bakan olsun, kapısında her gün eylem yaparım.”
Bizde bakanlarla empati bu düzeyde işte!
Sebep olanlar utansın.