10.01.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:
Haber: Nil Kural
Halil Berktay
Osmanlı padişahlarının ‘kadın düşkünü’ olmalarına, içki içmelerine, haremde alem yapmalarına ve bütün bunların gösterilmesine büyük bir tepki söz konusu. Hatta Bülent Arınç dahil bazıları, bunu neredeyse dizinin yasaklanmasını, RTÜK tarafından cezalandırılmasını istemek noktasına kadar vardırıyor. Bunlar çok saçma, bilim ve sanat özgürlüğüne aykırı şeyler. Osmanlı tarihi hakkında da muazzam bir cehaleti yansıtıyor. Bunun ardında şöyle bir safsata söz konusu: Osmanlı Müslüman bir toplum olduğu, Osmanlı sultanları da İslam aleminin lideri olduğu için, İslamiyet’e aykırı şeyler yapmış olamazlar. Tarih incelemesi açısından bu saçmasapan bir önerme. Biliyoruz ki, ister İslamiyet’in, ister Hıristiyanlığın yasakları; insanların olanca insanlıklarını, insani zaaflarını, saplantılarını, düşkünlüklerini sergilemesini engellemiyor. Osmanlıcı muhafazakar kanadın bu filme gösterdiği reaksiyonla, Atatürkçü muhafazakar kesimin ‘Mustafa’ filmine gösterdiği reaksiyon arasında muazzam bir benzerlik görüyorum.
Özlem Kumrular
‘Muhteşem Yüzyıl’ın izlediğim çok az bir bölümünde bile sayısız hata vardı. Merak ettiğim şu: Dizinin danışmanlığını yapanlar, daha sinematografik olsun diye, bu hatalara göz mü yumdu? Kahve görüyor gibi oldum dizide, oysa kahve 1554’te geliyor Osmanlı’ya. Venedikli bir elçi İtalyanca konuşuyor ama o dönemin Venedik diyalekti İtalyanca’dan çok daha farklı. Elçi, başı açık şekilde Sultan’ın önüne çıkıyor... Kanuni ve içki tartışmalarına gelirsek; bir dönem Kanuni’nin şaraba olan ilgisini araştırdım pek çok kaynaktan. İlk yıllarında şaraba çok daha ılımlı baktığını, ölüme yaklaştığı dönemde ise bundan kaçındığını, yasakların çoğaldığını gördüm. Kanuni’nin ‘Muhibbi’ mahlasıyla yazdığı şiirlerinde, şaraba övgü dizdiği sayısız mısra vardır... Dizi dönemi dramatize etmiş olabilir ama çok büyük bilgi hataları var. Şunu da unutmamak lazım, sonuçta diplomasi ya da sosyal tarih üzerine bir şey yaparsanız, dizi izlenmez. Dönemin Avrupasını kasıp kavuran bir figürün, bu şekilde popüler hale getirilmesi ve popüler hale getirilirken de kendisine zarar verilmesi, rant gereğidir diye düşünüyorum.
Necdet Sakaoğlu
Hürrem ve Kanuni hakkında yazılanlar nedir? Yapanlar ne kadar uyabilmiş? Bunlar o kadar eksik ki, benim gibi tarih yazıp çizenler, şaşkınlıkla bakıyor. Diziye yapılan eleştirilerde de, dizide de tutarlı olan şey çok az. Örneğin dizide, Hürrem’in Topkapı’da çok günü geçmiş... Topkapı Sarayı’nın gösterilen salonlarının hiçbiri Kanuni döneminde yok... Diğer yandan eleştirilere gelirsek; padişah da bir insandır, zaafları, tutkuları, iradeleri vardır tabii. Onları diğer insanlardan ayrı düşünemeyiz.