'Zorlanmak iyi geldi'

Beş yıl aranın ardından TV ekranına dönen ABD’li oyuncu Amy Adams, ilk bölümü 8 Temmuz’da yayınlanan ‘Sharp Objects’ dizisinde Camille Preaker karakterine hayat veriyor. Yazar Gillian Flynn’in aynı adlı kitabından uyarlanan, çekimleri Los Angeles ve Atlanta’da gerçekleşen dizinin yapımcılığını da üstlenen 43 yaşındaki Adams, projesi ve karakteri hakkında konuştu.

- Sizi bu yapıma çeken şey ne oldu?

Televizyon ve ben, uzun süredir görüşmeyen eski dostlar gibiyiz. TV’ye dönme konusunda tereddütlerim vardı. Çalışma temposu çok yoğundur. Ama ekipte yer alan insanlar muhteşemdi. Yazar Gillian Flynn’in yaptığı işler yıllardır hoşuma gidiyor çünkü kusurlu kadınlar yaratıyor.

- Camille de kusurlu bir karakter…

Evet, gerçekten de öyle. Onu çok seviyorum. Karakter beni kendine çekti. Sadece Camille’nin hikayesi değil, aile içi şiddetin de tarihi ilginçti. Özellikle de bunu ele alma şekilleri. Ve beni yapımcı olarak aralarına davet etmeleri de cezbediciydi.

- Araştırma yapmayı seviyorsunuz. Camille için nereden başladınız?

Öncelikle kitapla başladım. Orada çok malzeme var. Camille anlatıcı olduğu için, düşündüklerine ışık tutacak çok fazla iç diyalog var.

Her gün çekimini yaptığımız kısmı okumayı âdet hâline getirdim. Ve oralarda kendine neler söylediğini inceledim.

- Evet, kitaplardaki yorumları, gördüğü şeylerle alakalı...

Aynen öyle. Bu yüzden onu oynarken, zihnimin arkalarında iç diyalogları tutuyordum. Bu hem komik, hem de üzücü.
O, alçakgönüllü, savunmasız ve hep çabalayan ama başarısız biri. Ama mücadele etmekten asla vazgeçmiyor.

- Set dışında hayatınız nasıl gidiyor?

Bu aralar kızım ve kocam da benimle seyahat ediyor. Kızım okul çağına geldiğinde ne olur bilemiyorum. Ama bu projede zorlanmak bana iyi geldi. Kendime çekidüzen verdim. Karakteri olabildiğince eve getirmemeye çalıştım. Uykusuz zamanlarım oldu.

‘Harika bir tecrübeydi’

- Hem yapımcı hem de oyuncu olmak farklı bir tecrübe oldu mu?

İlk defa yapımını üstlendiğim bir şeyde rol alıyorum, ilginçti. Çünkü bazı zamanlar yapımcı olarak müdahele etmem gerekiyordu. Çok sevdim. Oyunculukta karakteri ve hikayeyi önemserim. Ama yapımcılık icabı, daha büyük resme bakmak ve farklı bir şekilde görmek zorundayım. Bazen iyi fikirlerim oldu, bazen de kötü. Harika bir tecrübeydi.

- Chris Messina ile ‘Julie & Julia’da birlikte çalışmıştınız. Burada tekrar bir araya gelmek nasıldı?

Çok eğlenceliydi. O kadar kadın odaklı bir hikayeydi ki, harika bir aktör bize katıldığında, kendimi çok şanslı hissettim. Chris Messina ve Matt Craven’a minnettarım. Çünkü her erkek gelip, kadınlardan oluşan bir kadroya destek vermez.