Son Güncellenme:
Son yıllarda gayrimenkul sektöründe yaşanan hızlı gelişmeler, mobilya ve dekorasyon anlayışında da değişikliklere yol açtı. Önceden sadece tasarımıyla ya da sadece sunduğu teknolojiyle ön plana çıkan ev aletleri artık sınırları zorluyor. Özellikle mutfaklar için üretilen küçük ev aletleri teknolojik gelişmelerin yakından izlenebildiği birer küçük prototip gibi. Son dönemde tasarım ve teknolojinin birleştiği ürünleriyle ön plana çıkan Groupe SEB Genel Müdürü Cüneyt Yağcı'yla kadınların son dönemde değişen tüketim alışkanlıkları ve küçük ev aletleri pazarında yaşanan gelişmeleri konuştuk...
Öncelikle Groupe SEB'in Türkiye'deki hikayesi, gelişi, gelişimi hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Groupe SEB İstanbul, 120'den fazla ülkede faaliyet gösteren, 42 ülkede 16 bin çalışanı olan, satışlarının yüzde 70'inden fazlasını Fransa dışındaki ülkelerde gerçekleştiren küçük ev aletleri alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olan Groupe SEB'in Türkiye'deki kuruluşudur. 1994 yılında Tefal İstanbul adıyla faaliyetlerine başlayan ve 1999 yılında Rowenta markasının da bünyesine katılmasıyla Groupe SEB İstabul A.Ş. adını alan kuruluşumuz 2005 yılında İtalyan markası Lagostina'nın da satın alınmasıyla, bugün her biri kendi alanlarında lider olan 5 markanın, yani Krups, Moulinex, Rowenta,Lagostina ve Tefal ürünlerinin Türkiye'de satış ve pazarlamasını yapmaktadır. Dünyada, her saniyede 6 Group SEB ürünü satılması da bunun önemli bir göstergesidir. Group SEB çatısı altında bulunan Tefal, Krups, Moulinex,Rowenta ve Lagostina markaları, teknolojik buluşları, yenilikçiliği ve devrim yaratan ürünleri ile hem Türkiye'de hem de dünyada tüketicinin gönlünde taht kurmayı başarmıştır.
Tefal, Rowenta, Moulinex ve Krups ne kadar zamandır Türkiye pazarında ve hedef kitle olarak nasıl bir konumlanmaları var?
Tefal'i geniş ürün gamı, yaratıcı buluşları, kalitesi ve güvenilirliği nedeniyle yemek ve ev işleriyle ilgilenen, kaliteyi arayan tüketiciler, çocukları ve aileleri için en iyisini sunmaya çalışan anneler tercih ediyor.
Moulinex pratikliğe önem veren zamanı sınırlı bayanların ilgisini çekerken,
Rowenta kişisel bakımına önem veren erkek ve bayan tüketiciler, gençler tarafından tercih ediliyor.
Krups ise kahve kültürüne ilgi duyan, tüketicileri, hem erkek hem de bayan kullanıcıları hedef alıyor.
Yeni markamız olan Lagostina'nın hedef kitlesi ise mutfak ürünlerinde hem performans hem de tasarım, şıklık ve dayanıklılığa önem veren, damak tadında en mükemmeli yakalamak isteyen lezzetseverler. Lagostina ürünlerini satın alan tüketiciler arasında hem yeni ev kuran, yeni evlenen gençleri hem de 40-60 yaş grubunda mutfaklarını yeni ve farklı ürünlerle zenginleştirmek isteyen çiftleri görüyoruz
Yenilikçi ürünler revaçta
Türkiye'de küçük ev aletleri pazarının gelişimi ve değişimi nasıl bir seyir izledi? Örneğin bundan 5-10 yıl öncesine göre nasıl bir talep değişikliği var?
Türk Tüketicileri 5-10 yıl öncesine göre şuan küçük ev aletlerini daha iyi tanıyorlar. Ütü, epilasyon, gıda hazırlama gibi pazarlar hızla büyümekte. Özellikle 2001 krizinden sonra pazarın hızla büyüdüğünü ve şuan kriz öncesindeki satışların da üzerine çıktığını görüyoruz. Başta büyüme tüketicinin alım gücü ile de paralel olarak no-name dediğimiz kalite ve markasına yatırım yapmayan, sadece ucuz fiyat avantajıyla satan ürünlerin pazardan pay almasına olanak verirken bu durum çok kısa sürede tüketicilerin tekrar marka güvencesi, yenilik ve kalite arayışına dönmeleriyle değişti. Artık tüketicilerimiz eskisine göre çok daha bilinçli. Birçok ürün grubunda  daha önce sadece jenerik faydalar arayan tüketici şu an elde edeceği yenilikçi ürün faydaları ve kalitenin arayışında. Bizler de geliştirdiğimiz ve Türk tüketicisinin beğenisine sunduğumuz ürünlerle bu arayışı destekliyoruz.
Tefal geçtiğimiz senelerde çok büyük bir tanıtım kampanyasıyla ciddi bir atak yaptı. Bu kapsamda pek çok reklam çalışması, sponsorluk gibi yollar izlendi. Bunun markanın Pazar payında bir değişikliğe yol açtığını söyleyebilir miyiz?
Tabii ki yol açtı. Yatırım yaptığımız ürün gruplarında hem o pazarı büyütmüş hem de kendi ürünlerimizi tanıtıp satışlarımızı ve pazar payımızı arttırmış olduk. Örneğin sektörde tava tencere, düdüklü tencere, saç kurutma makinesi, tartı, barbekü, fritöz vb. birçok kategoride ilk ve tek reklam veren olduk, bu kategorilerde yaptığımız bu yatırımlar bize pazar payı olarak geri dönerken aynı zamanda bu pazarlar büyümüş ve tüketicilerin bu ürünlere bakış açıları, beklentileri de gelişmiş oldu. Bizler de ütü, tava ve tencere, düdüklü tencere ve elektrikli pişirme gruplarında liderliğimizi pekiştirmiş olduk.
Gerek gıda hazırlama, gerek epilatör ve saç ürünlerinde yaptığımız reklam ve tanıtımlarla,  düzenlediğimiz gençlik aktiviteleri ve yemek yarışmalarıyla Moulinex ve Rowenta markalarının bilinirliğini arttırmış, Pazar payımızı yükseltmiş olduk. Saç ürünlerinde Rowenta ile 1. marka, gıda hazırlamada Moulinex ile 2. marka  konumuna ulaştık.  . 
Lüks konutlara lüks ev aletleri
Mutfak aletleriyle ilgili konuşacak olursak gayrimenkul sektörünün büyümesi, lüks konutların artması ve ankastre mutfak pazarının gittiçe büyümesi mutfak aletleri pazarını nasıl etkiledi?
Tabiki etkisi olumlu oldu. Şuan gayrimenkule yapılan yatırımların kısa vadede olmasa bile orta vadede muhakkak küçük ev aletleri pazarına da satış olarak geri dönüşü olacak.
Bizler için yeni konutlar, küçük ev aletlerinde de yeni talep anlamına gelmekte.
Özellikle lüks ve donanımlı konutlarda artık kullanılan küçük ev aletlerinin dayanıklılığı ve pratikliği kadar tasarımı ve şıklığı da önem taşıyor.
Çok şık ankastre mutfak yaptırmış ya da böyle bir mutfağa sahip konut edinen tüketici, bu mutfakta kullanacağı ürünlerin de kaliteli, güvenilir, marka  ürünler olmasına ve bu ürünlerin özgün ve şık tasarımları olmasına dikkat ediyor.
Tasarımın son derece ön plana çıktığı son dönemlerde sizin markalarınız nasıl özellikleriyle ön plana çıkıyor?
Tefal, Moulinex markalarımız son derece yenilikçi, pratik ve kullanıcı dostu, modern çizgilere sahip. Rowenta ve Krups ise hem yüksek teknolojiyi hem de dizaynlarında yalınlığı, şıklığı temsil ediyorlar. En son lansmanını gerçekleştirdiğimiz Lagostina ise tamamen İtalyan tasarım kimliğini, %100 İtalyan mimari özelliklerini yansıtıyor, sadece dayanıklılığı ile değil ödül alan şık tasarımlarıyla da iddialı.
Lagostina'nın tasarım ve markalaşma öyküsünü anlatır mısınız?
Lagostina 1901 yılında İtalya'da kurulmuş olan bir aile şirketi. Kısa sürede İtalya'nın en büyük çatal - bıçak üreticisi haline geliyor.1956 yılında fabrika tamamen paslanmaz çelik ürünler üreticisi olarak faaliyetine devam ediyor.
1989 yılında "Academia Five-Ply" teknolojisi - alüminyum ve paslanmaz çelik karışımı malzeme- keşfediliyor. Bu teknoloji size en yeni ve mükemmel yemek pişirme deneyimini sunar. Lagostina markasının günümüzde de ana hedefi büyük tutku ve motivasyonla paslanmaz çelik ürünler geliştirmek ve üretmek.
Lagostina'nın dünya pazarındaki yeri ve Türkiye'deki hedefleri nelerdir?
Lagostina markasının günümüzde tüm dünyadaki ana hedefi çelik tava tencere ve mutfak ürünlerinde şık İtalyan tasarımları, kalite ve teknolojisiyle sahip olduğu haklı ünü ve lider konumunu korumak ve yüzyıldır sürdürdüğü gibi büyük tutku ve motivasyonla paslanmaz çelik ürünler geliştirmek ve üretmektir.
Türkiye'de amacımız bu İtalyan kökenli üstün markayı Türk pazarında başarıyla tanıtmak ve paslanmaz çelik pazarında lider konuma getirmektir.
Groupe SEB'in pazarlama stratejileri ve asıl hedef kitlesi olan ev hanımlarına yönelik
Ayrıca en son olarak başlattığımız bir sosyal sorumluluk projemizde de KEDV (Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı ) ile ortak promosyon çalışmaları geliştirip KEDV kanalıyla yaptırılan kadın ve çocuk merkezlerine destek olmaya çalışıyoruz.