“Biz içgüdülerimizle hareket ediyoruz”

Kurban gençliğinde rock müziğe merak salan birçoğumuzun ıskalamadığı yerli topluluklardan biri oldu. “Yalan Dostum”la hayatımıza girip unutulmaz birçok şarkı yaptı. Fakat 2010’da yayınlanan “Sahip” nedense beklendiği gibi karşılanmadı. “Sahip”in yayınlanmasından dört yıl sonra ise bu kez bir albüm yerine bir single ile karşımıza çıktı. Grup üyelerinden Burak Gürpınar ve Kerem Tüzün ile buluşup neden single modasına uyduklarını sorduk. Öğrendik ki single yayınlamak Kurban için daha makul. Üstelik yeni single’ların gelmesi de ihtimal dahilinde.

İlk önce yeni şarkınız “Nafile”yi sormak istiyorum. Dört yıl aradan sonra neden bir albüm değil de single geldi?

Kerem Tüzün:Aslında çok iyi plan yapan bir grup değiliz ama bunun için bir hareket planı diyebiliriz.

Burak Gürpınar:Evet, stratejik hareketlerde çok iyi değiliz. Biz içgüdülerimizle hareket ediyoruz hep.

Kerem T.:Albüm için çok farklı bir motivasyon lazım. Bu nedenle albüm yerine single yapmak daha makul geldi bize.

Burak G.:Bir de müziği tüketme şeklimiz değişti. Artık tek tek oluyor şarkılar. Albüm bile yapsanız içinden bir şarkı çıkıyor ortaya. Albümün geri kalanından kimsenin haberi olmuyor. Ayrıca albüm yapmak zevkli bir şey değil. Çok zorlu. Malzemeniz hazırsa çıkar o albüm. Fakat Kurban’da işler çok farklı yürüyor.

“Albümlere abartılı bir şekilde titizleniyoruz”

Farklı derken neyi kastediyorsunuz?

Burak G.: Enerjilerimiz çok farklı birbirinden. Bu nedenle çalışma ortamı da farklı. Böyle bir ortamda belirli bir şeyi üretmeye kalkmak patinaj çektiriyor bize. Bir de hassasiyetler var. Başka insanların abartılı bulacağı şekilde titizleniyoruz. Dolayısıyla albümler de kolay bitmiyor. Günümüzde her şey hızlı ya, biz de şimdi o hızı yakalayabileceğimiz bir model deniyoruz.

Peki “Nafile”nin devamı nasıl gelecek? Single’larla mı yoksa bir albüme mi bağlanacak?

Kerem T.:Single’larla devam etme niyetindeyiz. Önceden söylemek zor tabii. Belki de damlaya damlaya göl olur; single’lar bir albümde toplanabilir. Single’larla ilerlemek bize de özgürlük tanıyor.

Üretim süreciniz nasıl işliyor?

Burak G.:İşte o da çok farklı bizde. Bazı gruplarda bellidir bu işler. Bizde o da yok. Deniz’in (Yılmaz) de yeni şarkı getirdiği oluyor, Kerem’in de Özgür’ün (Kankaynar) de... Ben o konuya çok az giriyorum. Daha çok düzenlemelere katılıyorum. Şunu söyleyebilirim; sözler genelde sona kalıyor.

“İnsanlar festivalleri tercih ediyor artık”

“Müziği tüketme şeklimiz değişti” dedik ya, tabii konserler de bununla bağlantılı olarak artıyor. Bu sizin için de geçerli mi?

Burak G.:Maalesef değil. Tabii bu biraz da dönemsel bir şey.

Kerem T.:Kulüpler mi, rock barlar mı? Bunlardan hangisi artıyor bu belli.

Burak G.:Mekanlar azaldı biraz.

Eskiden albümler satardı. Şimdi albümler satmıyor ama müzikseverler daha fazla konsere gidiyor...

Burak G.: Artık mevzu satış değil. Önemli olan sahneye çıkıp kendini göstermek. Fakat konserlerin arttığını söylemek mümkün değil. Yabancı müzisyenler geliyor. İnsanlar o konserlere gidiyor. Festivaller de arttı. E böyle olunca müzikseverler de festivali tercih ediyor; birçok sanatçıyı tek seferde dinlemek için.

“Televizyona çıkan grupların yüzde 80’den fazlası paçavra”

Uzun zamandır müzik sektöründesiniz. Türkiye’deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz; özellikle rock müzik anlamında soruyorum?

Kerem T.:Türkiye’de rock müzik sittin senedir var. “Konser vermek zorlaştı” minvalinde konuşuyoruz ama benim çok eskiden Nuh’un Gemisi adlı bir grubum vardı, o zamanlar her yere konser vermeye gidiyorduk. Hiç albümü olmayan heavy metal grupları çatır çatır konser verirdi. Bursa’nın, Ankara’nın, Kadıköy’ün kendi ekolü vardı. Bilmiyorum dinamikler ne kadar değişti ama şu anda canavar gibi birçok grup var. Çoğu da adını duyurmakta zorlanıyor.

Burak G.: Çok net bir durum var: Çok iyi gruplar adlarını duyuramıyor. Televizyona çıkan grupların da yüzde 80’den fazlası paçavra.