Bir konser ancak bu kadar unutulmaz olabilirdi. Guns N’ Roses aylarca beklendi, sonunda geldi ve BKM organizasyonuyla Beşiktaş Tüpraş Stadyumu’nda gerçekleşen konserle herkesin kalbini kazanıp gitti. Birçok detay okuduk haklarında, gelmeden önce. İstanbul’a 100 bavulla geleceklerini, kuliste kadın emeğiyle hazırlanmış yastıklar ve doksan yıllık gül desenli halılarla karşılanacaklarını, grup üyelerinden Duff McKagan’ın eşi süper model Susan Holmes’un kulis görüntülerine hayran kaldığını, grubun şarkılarından melodiler taşıyan kutularda lokumlar ve 24 farklı gülden elde edilen ‘Rose of Anatolia’ yağının hediye olarak düşünüldüğünü…
Hepsi pek güzel ama Guns N’ Roses’ın 2 Haziran İstanbul konserinden ne kalacak geriye? 15 yaşını dolduramamış bir çocuğun ışıl ışıl gözleri ve bir stadyum dolusu ateş böceği gibi geceyi aydınlatan yıldızlar. 24 Ocak 2025’te Kadıköy’de uğradığı vahşi saldırı sonucu hayatını kaybeden, o günden beri vicdan sahibi her kalpte bir ağrı olarak yaşayan Mattia Ahmet Minguzzi’nin gözleri. Ve grubun o gece o konserde ona adadığı “Knockin’ on Heaven’s Door” şarkısına eşlik eden cep telefonu ışıkları.
“Knockin’ on Heaven’s Door”, Bob Dylan tarafından 1973 tarihli “Patt Garrett and Billy the Kid” filmi için yapılmış, ünü filmi fersah fersah geçmiş ve sayısız isim tarafından cover’lanmış bir şarkı. Guns N’ Roses’ın versiyonu, bunların en bilinen ve sevilenlerinden. 1990’da Tom Cruise’lu “Days of Thunder”da yer aldı o da. Grup şarkıyı ilk olarak 1987’de aşırı dozdan ölen basçı arkadaşları Todd Crew’un anısına canlı olarak seslendirmiş. O günden beri de konser listelerinde tutuyor ve zaman zaman kimi kayıplara adayarak seslendiriyorlar.
Türkiye’nin de payına kalabalığın ortasında, insanların gözü önünde bıçaklanarak öldürülen bir çocuk düştü. Annesinin en sevdiği gruplardan biriydi Guns N’ Roses, Mattia Ahmet de aylar öncesinden alınmış biletiyle orada olacaktı o gece. Şarkılara eşlik edecekti muhtemelen. Dans edecekti belki annesiyle. Böyle olabildi ancak. Dev perdedeki güzelim yüzü, aylardır hepimizin içine işleyen bakışlarıyla.
Bob Dylan bu şarkıyı şerifin ölüm sahnesi için yazmış. “Anne, rozetimi sök al, onu artık kullanamam / Silahlarımı yere koy, onları artık ateşleyemem” gibi sözleri var bu yüzden… Silahları var, rozeti var. “Hava kararıyor, görmek için çok karanlık. Cennetin kapısını çalıyormuşum gibi hissediyorum.” Kapıyı çalıyor, çünkü onun elinde kan var, kapı ona açılmayabilir, izne ihtiyacı var girmek için. 15 yaşında kanatsız bir melek değil ki cennet kapıları ardına kadar açık onu bekliyor olsun.
Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinin 10 Nisan’da başlayan davasında üçüncü duruşma 20 Haziran’da yapılacak. Yine vicdan sahibi her kalp orada; çocuklarını kaybetmiş, adalet arayışındaki annesinin, babasının, teyzelerinin yanında atıyor olacak. Çıkacak kararın onların yarasına bir parça merhem olması için. Bir hayatın / hayatların böyle kolay, böyle göz göre göre yitip gitmemesi için. Cennetin kapılarından kovulmamak için.