GündemAkdeniz'de yok oluşun ayak sesleri! Muğla'yı salladı, ilk değildi: 'Tabanı yükseliyor'

Akdeniz'de yok oluşun ayak sesleri! Muğla'yı salladı, ilk değildi: 'Tabanı yükseliyor'

04.06.2025 - 06:50 | Son Güncellenme:

Türkiye, bir deprem ülkesi ve bu ülkenin her yeri de deprem noktası! Yani ülkemizin sınırları içinde 'Deprem olmaz' denecek tek santimetrekare dahi yok. 3 Haziran günü de Muğla için alarmlar çaldı. Ege’nin birkaç ilinde daha hissedilen 5.7 ve 5.1’lik 2 deprem 12 saat arayla Muğla’yı yokladı. Üstelik bu, Muğla için ilk değildi. 68 yıl önce 7 saat arayla yaşanan 6.8 ve 7.1’lik depremler, Muğla’nın 6 Şubatı'ydı!’ Peki ama gelecekte bu bölgeyi ne bekliyor? 3 uzman anlattı.

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Her sene 5’ten büyük depremlerin alarmı, sarsıntıyı hissedenlerin içine bir korku düşürüyor. Kimi zaman yıkıcı olmayan depremlerde bile can kaybı ve hasar gözlemleniyor. Ancak bu depremler yıkıcı olmasa da, zayıf yapı stokuna sahip noktalarda büyük yıkımlarla sonuçlanacak depremlerin ayak sesi olabilir. Tıpkı 3 Haziran gecesi, 02.17’de Muğla üst merkezli 5.7’lik ve gündüz 14.26’daki 5.1 büyüklüğündeki depremde olduğu gibi. İzmir, Aydın, Denizli gibi pek çok ilde hissedilen sarsıntı, aslında geleceğe bir ‘alarm.’ Çünkü Ege ve Türkiye her sene belirli oranda kayıyor, büyük depremler gelecek ‘sonu’ adım adım yaklaştırıyordu. 3 Haziran 2025 gecesi 02.17’de yaşanan 5.7’lik deprem, hem uzak hem de yakın gelecek için ipuçları taşıyordu. Üstelik geçmişi tıpkı 6 Şubat gibi olan bir ilin çevresi için! Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi,  Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Kocaeli Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi ve Yerbilimci Doç. Dr. Bülent Doğan ve Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış Muğla’yı tüm detaylarıyla Milliyet.com.tr’ye anlattı.

Haberin Devamı

Akdenizde yok oluşun ayak sesleri Muğlayı salladı, ilk değildi: Tabanı yükseliyor
3 Haziran günü Muğla'da hissedilen ilk depremin üst merkezi (5.7)

BATIŞIN SIRRI 3 SANTİMDE! YOK OLUŞU HAZIRLIYOR

Türkiye’nin kara sınırları içinde 8’den büyük deprem gerçekleşmemiş olsa da, yakın çevresindeki faylar 8’den büyük depremler oluşturabilirdi. Hatta Türkiye, bir kara parçası olarak her sene belirli oranda değişiyor ve batıyordu! Büyük depremlerse bu sürecin görünen yüzüydü. Çünkü levhalar birbirinin altına giriyor ve gelecekte Akdeniz’in yok olabileceği, kara parçasının yerinde devasa bir su kütlesi olabileceğini işaret ediyordu. Doç. Dr. Bülent Özmen bunu şu şekilde açıkladı:

“Ege bölgesi ve çevresindeki tektonik rejim, Afrika ve Arap tektonik levhalarının Anadolu levhasına doğru hareketi ve Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalması sonucunda şekillenmiş veya şekillenmektedir. Bölgede Afrika ile Anadolu levhalarının birbirine yaklaşımı ve Afrika levhasının kuzeydeki Anadolu levhası altına dalması sonucunda Helenik Yayı ve Kıbrıs Yayı şeklinde isimlendirilen dalma-batma zonları (yitim zonları) meydana gelmiştir. Helenik-Kıbrıs Yayı, Türkiye’nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Fethiye Körfezi’ne doğru uzanır. Bölge sık aralıklarla büyük ve orta şiddette depremler üretmektedir. Afrika levhası yılda yaklaşık 2-3 cm kuzeye doğru hareket etmekte ve Anadolu levhasının altına dalmaktadır. Bu hareket neticesinde yaklaşık 65 milyon yıl sonra Akdeniz yok olacak ve iki kıta birleşecektir.”

Prof. Dr. Şerif Barış da içinde bulunduğumuz süreci bir elin parmaklarına benzeterek anlattı. Belki de her şey bir ‘aslına dönüştü!’ Prof. Dr. Şerif Barış, Anadolu levhası Avrasya, Afrika ve Arap levhası arasında sıkışırken Helen Yayı Anadolu levhasının altına dalıyor. Anadolu levhası aşağı çekiliyor. Dolayısıyla Anadolu batıda kuzey güney bir açılma şekline giriyor. Tıpkı serçe parmaktan aşağı doğru çekilmesi gibi. Bu durum milyonlarca yıldır devam ediyor ve duran bir şey de değil. Anadolu levhası önceden komple Tetis Okyanusu'ydu. 250 ila 300 milyon yıl önce bu okyanusun tabanı sıkışarak yukarı yükseldi. Dolayısıyla şu an okyanus tabanı yükseliyor yani Anadolu’nun tamamı” diye anlattı.

Haberin Devamı

Akdenizde yok oluşun ayak sesleri Muğlayı salladı, ilk değildi: Tabanı yükseliyor
3 Haziran günü Muğla'da hissedilen ikinci depremin üst merkezi (5.1)

MUĞLA’NIN 6 ŞUBAT’I 68 YIL ÖNCEYDİ: 7 SAAT ARAYLA 2 DEPREM

68 yıl önce nisan ayında Muğla ve çevresini bitmek bilmeyen bir deprem silsilesi bekliyordu. Büyük depremi takiben artçılar ve sadece 7 saat sonra gelecek ikinci büyük deprem! Yaşananların üst merkezi olan Muğla’da ise 6.8 ve 7.1’in bıraktığı hasar her saat yaşanan gelişmelerle büyüyordu. Üstelik yaşananlar tıpkı 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri gibiydi. Maraş 9, Muğla 7 saat arayla 2 büyük depremle yüzleşmişti. 1957’nin 24 ve 25 Nisan günleri Muğla’nın deprem tarihine kara harflerle yazılmıştı. 3 Haziran 2025 günü de 12 saat arayla 5.7 ve 5.1’lik depremler Muğla’yı vurdu. Doç. Dr. Bülent Özmen Ege’nin güzide şehrinin deprem geçmişini şöyle anlattı: “Bu bölgede aletsel dönemde meydana gelen en büyük deprem 24 Nisan 1957 ve 25 Nisan 1957 tarihlerinde Fethiye (Muğla) açıklarındaki depremlerdir. 24 Nisan’da meydana gelen depremin büyüklüğü 6.8, 25 Nisan’dakinin ise 7.1 olarak kayıtlara geçti. Bu bölge 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere benzer şekilde 68 yıl önce birbirini 7 saat arayla izleyen 2 büyük depremle sarsılmıştı. Bu depremler nedeniyle Marmaris’te de ciddi hasar meydana geldi. Tarihsel ve aletsel dönemde Muğla ili ve kıyılarını etkileyen On İki Ada ve Girit Adası civarında çok sayıda deprem meydana geldi. Tarihsel dönemdeki depremlerin en önemlileri MÖ 226 ve MS 1481 yılında meydana gelmiştir.”

Haberin Devamı

Doç. Dr. Bülent Doğan da Muğla’nın deprem geçmişinden ve bıraktığı hasardan, “Tarihsel dönemde MÖ 227, MÖ 198 ve MS 142-144 tarihlerinde Muğla ve civarında büyük depremlerin yaşandığı bilinmektedir. 1631 Milas ile 1851 ve 1896 Muğla depremleri belirtilebilir. Son yüzyılda ise Muğla ve çevresinde; 1923-1933 yılları arasında yaşanan depremlerdir. Bu dönemde ilk olarak 1926 yılında az hasarlı bir deprem olayı yaşanmıştır. Daha sonra ise 23 Nisan 1933'den 4 Mayıs 1933 tarihine kadar Muğla-Merkez ile Datça ve Bodrum ilçelerinde hasar kayıtları oluşmuştur. 24 ve 25 Nisan 1957 tarihinde Muğla'nın Fethiye ilçesini hasar dağılımı olarak en çok etkileyen deprem de ise; 3200'e yakın evin yıkıldığı veya harap olduğu, 67 kişinin de vefat ettiği bilinmektedir” diye bahsetti.

Haberin Devamı

Akdenizde yok oluşun ayak sesleri Muğlayı salladı, ilk değildi: Tabanı yükseliyor
1957'de Muğla merkezli depremlere ilişkin Milliyet gazetesine ait kupürler

MUĞLA VE ÇEVRESİNİ GELECEKTE NE BEKLİYOR? 

Doç. Dr. Bülent Özmen’e göre Muğla’nın etrafı faylarla çevrili. Yani büyük bir deprem aslında hiç de şaşırtıcı olmaz. Öyle ki Doç. Dr. Özmen Muğla’nın deprem geleceğine ilişkin, şunları söyledi:

“Muğla il sınırları içinde karada deprem üretme potansiyeli olan Yatağan Fayı, Muğla Fayı, Milas Fayı, Gökova Fay Zonu, Datça Fayı, Selimiye Fayı, Bozburun Fayı, Taşlıca Fayı, Kale Fayı, Esen Fayı gibi aktif ve deprem üretme potansiyeli olan faylar vardır. Bunun yanında hem Ege Denizi içinde hem de Aydın, Denizli, Isparta, Burdur gibi illerde büyük deprem üretme potansiyeli olan faylarda meydana gelebilecek olası depremlerden de önemli derecede etkilenecektir. Muğla ili resmi olarak 1945, 1947, 1963, 1972, 1996 ve 2019 yıllarında yayınlanmış olan bütün resmi deprem bölgeleri ve deprem tehlike haritalarında her zaman deprem tehlikesi yüksek olarak gösterilmiştir. Dolayısıyla bu bölgenin deprem tehlikesinin yüksek olduğu geçmiş yıllarda yayınlanmış bilimsel çalışmalarla ve resmi deprem haritalarıyla da ortaya konmuştur. Dolayısıyla bugün meydana gelen ve büyüklüğü 5.8 olarak açıklanan deprem, deprem bilimciler için sürpriz olmamıştır. Aksine bu bölgede bu büyüklükte hatta büyüklüğü 7’yi geçebilecek depremlerin de olabileceği birçok bilimsel çalışma ile ortaya konmuştur."

Akdenizde yok oluşun ayak sesleri Muğlayı salladı, ilk değildi: Tabanı yükseliyor
1957 Muğla Depremi

Muğla’ya yakın faylarda oluşacak bir deprem sonucu yaşanabileceklere ilişkin açıklamalar, tsunami tehlikesini de gözler önüne seriyordu. Yani 4 denize kıyısı olan Türkiye için tsunami yadsınamaz bir tehlikeydi! Peki uzmanlar ne diyor?

Doç. Dr. Bülent Özmen: Muğla’nın ve diğer bütün şehirlerin depremden etkilenmesi için illa deprem merkezi, üst merkez veya diri fayın üzerinde bulunmasına gerek yok. Muğla ili Ege Denizi içinde bulunan Santorini, Anafiye Adaları, Girit Adası civarı gibi uzakta olan bölgelerde bile meydana gelen depremlerden etkilenecektir. Tarihsel dönemde bu bölgelerde oluşan depremlerden etkilenmiştir. Ayrıca 6.5’ten büyük depremlerin oluşturabileceği tsunami dalgaları da yine Muğla sınırlarına kadar ulaşacak ve hasarın artmasına neden olacaktır.

Haberin Devamı

Doç. Dr. Bülent Doğan: Depremin uzaktan da etkili olabileceği Kuzey Ege ile Güney Ege kıyılarımız ve kara alanımız içindeki yerleşim bölgelerimiz için geçerli olduğu gibi, Akdeniz’de de, Kıbrıs’tan Güney Akdeniz’e kıyısı olan tüm illerimiz için de geçerlidir. Bu anlamda hem Ege bölgesi, hem de Akdeniz bölgesi içindeki aktif fayların türleri ve dağılımlarının tam geometrisinin ‘SİSTEM, ZON ve SEGMENT’ olarak bilinmesi gerekir.

Prof. Dr. Şerif Barış: Girit depremi olursa muhtemelen çok büyük bir tsunami olacak. Burası için tsunaminin büyük bir risk oluşturduğunu söylemek gerekir. Zemin olarak Muğla oldukça kayalık olduğu için, sahil hariç, büyük depremler yapısal hasar daha az olur. Böyle bir avantajı var. O bölgeler özellikle tsunamiye karşı mutlaka kıyı kentleri önlem almalı. Tsunami önlemleri ve eğitimleri yapılmalı. Girit çok uzak ama büyük bir deprem olursa onun yaratacağı tsunami Ege’yi de etkiler. O yüzden tsunami kaçış yolları öğrenilmeli. 3-4 kat yukarı ya da tepeye çıkılmalı. Belediyelerin de tabelelarla kaçış yollarını belirtmesi gerek. 

KEŞFETYENİ
Görüntüsü olay olmuştu! İddialara son noktayı koydu
Görüntüsü olay olmuştu! İddialara son noktayı koydu

Cadde | 04.06.2025 - 08:01

Şarkıcı Göksel, sosyal medyada dolan bir fotoğraf sonrası magazin basının gündemine oturdu.

Yazarlar