Pazar "Biz travesti değiliz. Yaptığımız iş sanat"

"Biz travesti değiliz. Yaptığımız iş sanat"

27.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Cahide Sayfiye'nin şovlarında drag queen olarak sahneye çıkan Atilla Beyazıt: "Bizim için travesti diyenler oluyor. Bazen maksadını aşan davranışlarla karşılaşıyoruz. İşin içine seks girmediğini anlatmamız gerekiyor. Aksine cinsiyeti yok ediyoruz. Kadınlar kocalarının kucaklarına oturmamızı istiyor"

Biz travesti değiliz. Yaptığımız iş sanat

axpaz011.jpg Hala, Cahide Sayfiye'deki şov ekibinin drag queen'lerinden biri. Yani kadın kılığına girerek çeşitli şovlar, taklitler yaparak müşterileri eğlendiriyorlar. Hala da bu ekibin en sempatik ve en iri üyesi. Drag queen'ler rengarenk elbiselerin altına yüksek topuklu ayakkabılar giyince, bir de kafalarına tüylerle süslü başlıklar takınca boyları neredeyse 2 metreyi buluyor. 1,80'lik, 128 kiloluk Hala'yı sahne kostümünü giydikten sonra varın siz hayal edin. 31 yaşındaki Beyazıt, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Temel Bilimler Nazariyat Bölümü mezunu. Bu işlerden önce halk müziği hocasıyla birlikte Mevlana Kültür ve Eğitim Derneği kurmuşlar. Orada koroda şarkılar söylüyormuş. "Gruptan ayrıldım ama tasavvufa bakışımda hiçbir değişiklik olmadı. Hayatımın bir yerinde mutlaka tasavvuf olacak" diyor.Özetle karşımızda kibar bir beyefendi var. Ta ki makyaj odasına geçene kadar. "Ehemmiyet vermek lazım" gibi cümlelerle "sizli bizli" konuşan Atilla Beyazıt'ın yerine makyaj arttıkça, takılar takıldıkça Hala geliyor. Sizler oluyor sen, "Şekerim sana biraz kadınlık öğreteyim istersen" demeye başlıyor. "Aynı yaştayız, ne bildin bana kadınlık öğretebileceğini?" deyince de "Ee, birazcık pavyon geçmişinin olması lazım hayatım" diye cevap veriyor. "Öğret" diyorum, Kocanı gönder ben ona öğretirim, o sana anlatır" diyor.Kocamı da şova getirmemi istiyor sonra. "Fazla üstüne gitmezsin ama" falan derken "Aman ben karısıyla samimi olmuşum, kocayı niye takayım ki?" diyor.Ve tüm kostüm tamamlandıktan sonra Atilla bey yok oluyor, yerine dudaklarını büzebilen, göz kırpan, eli belinde, kırılarak poz verebilen bir drag queen çıkıyor. Onun deyimiyle "İşte evrim bu!" Gece kulübü Cahide Sayfiye'nin müdavimleri Hala'yı yakından tanır. Cahide'ye gitmeyenler ise onu İzel'in "Aşk Hakları" parçasının klibinden hatırlayabilir. "Kimdir bu Hala?" derseniz, gerçek ismini artık herkes unutmuş. Cahide çalışanları bile "Biz buraya Atilla Beyazıt'la röportaja geldik" deyince, "O kim?" diyorlar. "Çocuğu olan drag queen de var" 2003 yılının sonunda bir kulüpte drag queen olan arkadaşım onlara katılmamı teklif etti. Bakmayın benim kilolu olduğuma. Çok hareketliyimdir, eğlenceliyimdir, etrafıma pozitif enerji veririm. Ben de zaten bu işi beğenerek izliyordum. Ayrıca para kazanmak zorundaydım. İlk beş ay ekstralara gittik. 2004'ün sonlarında Love'a girdim, ondan sonra son 1,5 yıldır da Cahide'deyim. Bu işe nasıl başladınız? Tanıdığım gay olmayan drag queen'ler de oldu. Hatta birinin çocuğu bile var. Bütün drag queen'ler eşcinsel midir? En azından sizin tanıdıklarınız... Geçenlerde bir gazetede bizim hakkımızda aynı böyle bir yazı çıktı. "Cahide'de travestiler eğlendiriyor" diye. Bu işin travestilikle bir ilgisi yok. Bu sanatla ilgili bir iş. Bizim kültürümüzde zaten kadın kılığına girip eğlendirme işi çok eskiden beri vardır. Sizin için, ne yaptığınızı tam bilmeden "travestiler" deyip geçenler var. Evet, özellikle Huysuz Virjin bu mesleğin hızla yükselmesini sağladı. Çeşitli yanlış anlamaların önünü kesti. Kendisiyle tanışmak ve elini öpmek çok isterim. Huysuz Virjin'in TV şovları da var. Buradaki arkadaşlarım dışında çok fazla drag queen tanımadım. Öyle insanların yanında olmadım, olsaydım da onlara çok saygı duyacağımı sanmıyorum. O niyetle yola çıkan bir insan muvaffak olamaz bu işte. Amacı mankenlik olmayan mankenler gibi olurlar. Anlatabiliyor muyum? Travestidir. Kadın kılığında olmak istiyordur. Bu işi yaparak bu isteğini daha "meşru" hale getirebilir. Bu yüzden bu işi yapmak isteyenler var mı? "Yanındaki kadın rahatsa adama ne yaparsanız yapın" İnsanların hoşuna gitmeye başladı. Hiç mi karşılaşmıyoruz ters tepkiyle? Bazen maksadını aşan hareketler de oluyor. Ama onlar da bizim daimi müşterilerimiz olmuyor tabii. İnsanların gözü drag queen'lere alışmaya başladı mı yavaş yavaş? Mesela bir kez bir adamın masasına gittim, arkasından yaklaşıp "Ah ah bulamadım ki senin gibi bir yiğit" dediğim için adam beni dövecekti. Ne oluyor mesela? Çok sakil, bizi çok rahatsız edecek bir şeyle karşılaşmadık. Belki de Cahide'de çalışıyoruz diye. Orada yapılanın bir iş olduğunun farkındalar. Hanımlar beylerinin kucaklarına oturmamızı istiyor. Biz kucaklarındayken fotoğraf çektiriyorlar. Değişik teklifler geliyor mu? Bakışı almak önemli. Birine yanaşırken seziyorsunuz. Tedirginliğini belli ediyor bazıları. Ama ilk başta tedirgin olanlar da alışıyor. Benim için kadınların hali daha önemli. Kadın rahatsa sorun çıkmaz, adama ne yaparsanız yapın. Ama kadın tedirginse adam hiç eğlenemez. Sizin bir özelliğiniz de müşteriyi daha gözünden anlayıp ona göre davranmanız galiba. "En azından yüzü güzel olacak" Burada cinsiyeti bir kenara bırakıyoruz. Bu da eğlencenin bu şekli. Ayrıca bu şovu seks kokan insanlar yapmıyor. Açıkçası bizim giydiğimiz kıyafetlerle sahneye çıkan bir kadına namuslu bir kadın gözüyle bakılmaz. Burada cinsiyet kalmıyor. İnsanların kocalarına yanaştığımızda kıskanmıyorlar. Neden drag queen izlemek isteyelim? Neden kadın kıyafetleri giymiş erkekler bizi eğlendirsin? Teatral kabiliyet, müzik kulağı, dans yeteneği... Ama her olayım diyen de olamaz. Sakil durur. Sonuçta suratı kadın şekline sokulmuş bir erkekten bahsediyoruz. Yüzü biraz güzel olacak, en azından makyaj yapınca kaldırabilecek. Sabır lazım. Bu işe başladıktan sonra tahammülü öğrendim. Sürekli kendinizi birilerine ispatlamak zorundasınız. Drag queen olmak için neler lazım? Bunu iş olarak yaptığımızı, travesti olmadığımızı, işin içine seks girmediğini anlatmamız gerekiyor. Kendinizi ispatlamak derken... Adana'ya gittik. Oradaki insanların yakınlığını anlatamam. Direkt gönül bağı kurduk. İstanbul dışında da ekstralara gittiniz mi? İşimi sordukları zaman sahnede şov yapıyorum diyorum. "Birçok ünlü insanın taklitlerini yapan, kadın-erkek ayırımı yapmadan her türlü kılığa giren kişileriz" dediğim zaman yeterli oluyor. Drag queen'liği nasıl anlatıyorsunuz? Zaten işin adı İngilizce. Artık onu sevgilim olunca düşünürüz. Sevgiliniz bu işinizi nasıl karşılar? "Gerekirse epilasyon da yaptırırım. İşime saygı duyuyorum" En az bir saat. Makyajıyla, giyinmesiyle bir geceye hazırlığınız ne kadar sürüyor? Evet. Sahneye çıktığımız için ağır bir makyaj yapıyoruz. Ayrıca sakal kapatmaya çalışıyoruz. Bu kolay bir iş değil. Makyajınızın altından yeşil yeşil sakalların çıkması olmaz. O yumuşaklığı, nahifliği üzerinizde taşımanız lazım. Kendi makyajınızı kendiniz mi yapıyorsunuz? Aa, tabii. Son katıldığım halk müziği konserinde korodaki bayanların makyajını ben yaptım. Siz artık çok iyi makyaj yapıyorsunuzdur. Kadın arkadaşlarınız arasında size makyaj yaptırmak isteyenler oluyor mu? Tüy dökücü kullanıyorum. Epilasyonlu arkadaşlarımız da var. Zaten farkına varmışsınızdır, kaşlarımızı da aldırıyoruz. Bu bizim işimiz için gerekli. Mesela ben hiç hevesim olmadığı halde şovda küpe takabilmek için kulaklarımı deldirdim yeni. Gerekirse epilasyon da yaptıracağım. Çünkü işime saygı duyuyorum. Tüylerinizi ne yapıyorsunuz? Göğsünüzde, hatta kollarınızda bile kıl, tüy yok. Bir kere kılımıza tüyümüze çok dikkat ediyoruz. Sabunla çok haşır neşirim. Saçımın bakımını yapıyorum. Manikür pedikür yaptırıyorum. Kadınsı bir erkek olmak değil ama derli toplu bir erkek olmak zorundayız. Bakımlı mısınız? "Kıyafet alabileceğim tek kişi Akrep Nalan" Ayakkabılarımızı özel yaptırıyoruz. Kıyafetleri de terzilerimiz var, onlara diktiriyoruz. Tüylerimiz, başlıklarımız yurtdışından geliyor. Arkadaşlarımın bir kısmı ünlü insanlardan giyiniyor. Sibel Can, Petek Dinçöz, Seda Sayan, Demet Akalın gibi isimler eski kıyafetlerini veriyor, bizimkiler de tadilatla kendilerine uygun hale getiriyor. Ama benim hiçbir zaman öyle bir şansım olmadı. Benim kıyafet alabileceğim tek insan Akrep Nalan. O da kandırdı, "Vereceğim" dedi vermedi. Kıyafetleri kim hazırlıyor? "Hala şişman ama kendini çok güzel zanneden, bütün erkeklerin onu çok beğendiğinden emin bir kadın. Biraz isterik. Çalıştığı her yer onun için pavyon. En büyük hayali de pavyon hayatından kurtulup evinde tarama yapabilmek. Bir dizi ya da reklamda, özellikle de makarna reklamında oynamak çok istiyor." Hala nasıl bir kadın? "Bakın, o madam oldu adam" Tipleme yapıyoruz. Grup şovlarımız oluyor. Hızlı şarkılar eşliğinde danslar yaparak ortamı hareketlendiriyoruz. Şovda neler yapıyorsunuz? Tabii. Aynı masada birkaç bayan var diyelim, "Hayatım topla bakalım, şunlar mı ben mi?" diyorum, "Tabii ki sen" diye cevap veriyor. "E, hanımı ne yapacağız?" diyorum, "Sen onu bana bırak" diyor. Ama bu kadar değil, masalara da sataşıyorsunuz... Benim memelerimi çok mıncıklarlar. Kadını, erkeği. Takma göğüs kullanıyorum ben, onları... Yanaklarım çok sıkılır. Kiloluyum ya. Benim bu kiloyla, çok da ağırlığımı vermeden tabii, kocalarının kucaklarına oturmamı kadınlar çok istiyor. Sizin en çok neyinizi beğenirler? Çok şaşırıyorlar. Ben de "Bakın o madam oldu adam" diyorum. Sizi sahnede izleyen biri sonra gündelik kıyafetlerinizle gördüğünde ne hissediyor?