Pazar "Bu yarışma yüzünden günde 18 ilaç içiyorum"

"Bu yarışma yüzünden günde 18 ilaç içiyorum"

04.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

1987'de başlattığı Best Model yarışmasını 20'nci yıla getiren Erkan Özerman: "Bu yarışmanın yarattığı 84 ünlü isim var. Artık dünya çapında bir organizasyon. Ama zor iş. Bu yüzden günde 18 ilaç içiyorum."

Bu yarışma yüzünden günde 18 ilaç içiyorum

Deniz Akkaya, Sema Şimşek, Güzide Duran, Şenay Akay, Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu ve daha nice ünlü manken ve oyuncu... Farkında mısınız bilmem ama hepsi "Erkan Özerman okulu"ndan mezun... Meslek hayatına gazeteci olarak başlayan, yıllardır Fransız ve Türk sanatçıların menajerliğini yapan Erkan Özerman, yarattığı ve dünya çapında bir marka haline getirdiği Best Model of the World Yarışması'nın 20'inci yılı şerefine bir gece düşündü.. Özerman seneye meslek hayatının 50'inci yılını kutlayacak. Biz de bir taşla iki kuş vurduk ve hem Özerman'ın, hem de Best Model of the World yarışmasının geçmişinde bir yolculuğa çıktık. Gördük ki bu yolculukta sayısız ilginç hikaye, sayısız tanıdık isim ve ilginç detay var. Bakalım bugün sinema, reklam ve moda dünyasında önemli yerlerde olan Sema Şimşek'ler, Kıvanç Tatlıtuğ'lar, Eyşan Özhim'ler, Tuğçe Güder'ler nerelerden nerelere gelmiş, neler yaşamışlar... 1958'de gazeteci olarak başladım. Seneye meslek hayatımın 50'inci yılını kutluyorum. Başladığım gazetedeki arkadaşlarım Mete Akyol ve Hıncal Uluç'tu. Erkan Özerman'ın organizatör, prodüktör, ünlü Türk ve Fransız sanatçıların menajeri, Best Model yarışmalarının yaratıcısı gibi pek çok şapkası var. Bu renkli dünyaya girişiniz ne zamana rastlıyor? Hükümetin gazetesi olan Zafer'di. Demokrat Parti'nin sözcüsüydü. Sinema, tiyatro ve magazin muhabiri olarak başladım. Sonra ihtilal oldu ve gazete kapatıldı. Sonra yeniden açılıp Öncü Gazetesi olarak çıktı. Orada da çalıştım. Bununla ilgili sevgili Hıncal'ın söylediği bir cümle var. "Gidenin de adamı, gelenin de adamı. Her yere niye bunu alıyorlar?" demişti. Hıncal çok sevdiğim bir arkadaşım tabii ama her an sanat ve magazin konusunda meydan kavgası yaptığım bir insandı. Mete Akyol'la daha ılımlı götürdük 40-50 seneyi. Hıncal'la ise hâlâ insafsızca kritik ederiz birbirimizi. Hangi gazeteydi bu? Beni Ankara Radyosu'na prodüktör olarak aldılar. Mahmut Öngören vardı radyonun başında, çok şey öğrendim ondan. Kısa sürede eğlence yayınları müdürü oldum. Pazar günleri de program yapardım. Türkiye radyolarının ilk prodüktörüyüm, o zaman Türkiye'nin dinlediği tüm eğlence programlarının sahibiyim. O zamana kadar herkes radyoya etek-bluz, döpiyesle gelirmiş. Ben radyonun büyük salonunu o zamanın ünlü Göl Gazinosu'na çevirmiştim. Sanatçılar tuvaletlerle, smokinlerle gelirlerdi radyoya. Radyo birdenbire herkesin gelmek için yarıştığı bir yer olmuştu. "Senden önce siyah beyaz olan fotoğraflar, renkli oldu" demişlerdi bu yüzden bana. Günde 14-16 saat çalışan bir insandım. Gazetecilikten sonra ne yaptınız? "Bülent Ersoy'u da Olympia'ya çıkardım" 1968'te elime bir mikrofon verdiler ve kameranın karşısına ittiler. TRT için ilk kez televizyonda Dario Moreno'yu takdim ettim. Televizyona ilk çıkışınız nasıl gerçekleşti? Hayır, ben onu 1960 senesinden beri tanıyordum. Türkiye'de Türkçe olarak Batı müziğini başlatan Dario Moreno'nun son sekiz senelik menajeri bendim. Mesleğin bütün inceliklerini Dario Moreno'dan öğrendim diyebilirim. Beni çocuğu gibi severdi ama zor adamdı. Ama sekiz yılda 40 senelik tecrübe edinmeme sebep oldu. Sonra yıllarca onun menajerliğini de yaptınız. Onunla tanışmanız bu sayede mi oldu? Evet. Dario'dan sonra 40'ın üzerinde Fransız sanatçıyla menajer olarak çalıştım. Enrico Macias da bunlardan biriydi. Onların Türkiye'ye gelmelerini temin ettim. Türk sanatçılarının Fransa'ya gitmesini sağladım. Bu Ajda Pekkan'la başladı. Mesleklerinin başlangıcındayken Sezen Aksu ve Zerrin Özer'i Paris'te Eiffel Kulesi'ndeki 1001 Gece holünde çıkardım. Olympia'nın en güzel konserlerini yaptım. 1997'de Bülent Ersoy'a Olympia'da Klasik Türk Müziği konseri verdirerek Fransız show business'inde bir daha eşi olmayacak bir güzelliğe imza attım. Hâlâ da şahsi bağlantılarımla Fransa-Türkiye arasındaki bağları devam ettiriyorum. Ve menajerlik alanınız epey genişledi... "Best Model tescilli bir Türk markası" 20 sene evvel bir konferans verdim ve dedim ki "Türkiye tekstilde hiçbir zaman dünyada yerini alamaz. Çünkü marka yaratmıyor. Ben tekstilci değilim ama buna paralel olarak modellikle ilgili dünyada bir marka yaratacağım ve göreceksiniz çok şey değişecek." "Türkiye moda merkezi olmadığı için böyle bir modellik yarışması tutmaz" dediler. Ama tuttu. Paris'in en ünlü haute couture ustaları yarışmadaki defilelere kıyafet verdi, jürilik yaptı. Eva Herzigova, Naomi Campbell gibi isimler yarışmaya gelip ödül aldılar. Ve Best Model of the World bir marka olarak dünya çapına taşındı. Türkiye'deki hiçbir yarışmaya dünyada 40-50 kişiden fazla kişi müracaat etmezken, özellikle yarışmanın onuncu yılında Kenan İmirzalıoğlu ve Deniz Akkaya kazandıktan sonra yarışmaya 2 bin 500-3 bin kişi müracaat etmeye başladı. Şu anda yarışmanın dünyada 17 tane kopyası var. Ve Türk podyum dünyasında, sinemada, radyoda bu yarışmanın yarattığı 84 ünlü isim var. Bu yıl 20'ncisi yapılacak Best Model of the World nasıl doğdu? İlk Best Model'imiz Sibel Tan, onu takip eden yıllarda yarışmayı kazanan ya da derece alan Begüm Özbek, Esin Moralıoğlu, Deniz Pulaş, Maide Erçelebi, Ebru Ürün, Berke Hürcan, Sema Şimşek, Burak Hakkı, Güzide Duran, Deniz Akkaya, Kenan İmirzalıoğlu, Şenay Akay, Alp Kırşan, Sinemis Candemir, Hande Subaşı, Irmak Atuk, Kıvanç Tatlıtuğ, Tuğçe Güder, Burak Özçivit gibi sayısız isim var. Kimler vardı ödül alan isimler arasında? Doğrusu ben artık yoruldum. Bunca yıldır Best Model için koşturuyorum. Ama istekler, itirazlar, kaprisler bitmiyor. Kolay mı? Bu yüzden günde 18 tane ilaç içiyorum. Ama Best Model artık dünya çapında bir marka. Ben bıraksam da devam eder. Best Model macerası daha ne kadar devam eder? Davalık olduğum ve ona karşı davayı yeni kazandığım, 2002 Best Model of the World'ü Kıvanç Tatlıtuğ'un o yakışıklı Boşnak görüntüsünün arkasında, son derece küstah varoş bir Adanalı var. Adana'dan çok iyi artistlerim var. Keşke o da onlar gibi olabilse ama İstanbul'a gelince bozulmuş. Adanalı varlıklı, pasta dükkanları olan bir ailenin çocuğuyken babası iflas etmiş. Kıvanç da İstanbul'a geldikten sonra şehre inememiş. Zaten onu Fransa'ya götürdüğümde de olmadı. Çok emek verdim ona, çok üzüldüm ama yapacak bir şey yok. Sonra da gitti, haber vermeden başka ajansa yazıldı. Her şeye rağmen onu da ödül listesine aldım. "Davalık olduğum Kıvanç Tatlıtuğ'u yanlış tanıyorsunuz" Mesela 10'uncu yılda yarışmaya katılacak ünlü bir isim son dakikada ya kazanamazsam diye kaçtı. "Ben Türkiye güzeliyim, kazanmazsam imajım zedelenir" diye son dakikada geri çekilen bu isim Çağla Şıkel'di. Aynı sene çok enteresan bir şey daha oldu. Jüri iki kıza aynı puanı vermiş. "Siz başkan olarak karar verin" dediler. Yerimden kalktım. Bir dakika içinde mikrofona gittim ve neticeyi okudum. Kızlardan biri milli bir voleybolcuydu, ben ötekini seçtim. Kararımı hiç beğenmediler ama seçtiğim kız Deniz Akkaya'ydı. O sene Best Model of Turkey olan Deniz'in ve Kenan İmirzalıoğlu'nun sonra nerelere geldiği ortada. "Çağla Şıkel kaybetmekten korkup yarışmadan çekildi" 1994 senesinde modacı Lord David Klein ve Fransa'nın önemli moda yazarları buradaydı. Jüride Canan Yaka da vardı. Herkes oyunu 17 yaşında genç bir kıza verdi. Kıyamet koptu çünkü o zaman ünlü olan manken Eyşan Özhim'di. Kazanamayınca sahnede ağladı, fotoğrafta çıkmasın diye yüzünü sakladı ve benim kendisini seçtirmediğimi iddia etti. Ben o zaman "Ayıp etti" demiştim gazetelere. Çünkü zaten 1.75 boyun altındakiler o yarışmaya katılamazken meğer o yalan söyleyip boyunu uzun göstermiş ve yarışmaya katılmış. Bu bir güzellik yarışması değil ki, meslek yarışması. Mankenliğin de kuralları var. Yani, seçilen o 17 yaşındaki kız zaten hakkıyla birinci olmuş. Fakat Eyşan olayı uzattı, ertesi sene de o kızdan bir şey olmaz hakkımı yedi filan dedi. Halbuki o kız Paris'te Scherrer defilesinde Letitia Casta'yı geride bırakan Sema Şimşek'ti. Ama buna rağmen Eyşan, Best Model'de dereceye girmiş biri olarak 20'inci yıl onur ödülü listesinde. Ben sapla samanı birbirinden ayırabiliyorum. "Eyşan Özhim, Sema Şimşek'i kıskandı" Güzide'nin şöyle bir özelliği var. Bugüne kadar bütün jürinin oylarını almış olan sadece iki kız var. Biri Güzide. 18'de 18 oy almıştı. Diğeri de 2005'te hem Best Model of Turkey, hem Best Model of the World seçilen Tuğçe Güder. O da tüm jürinin oylarıyla birinci olmuştu. Ama her yeni kıza ablalık yapan mankenler de olmuştu. Mesela Deniz Akkaya, Güzide'ye büyük ablalık yaptı. Şenay Akay da Simge Tertemiz'e... "Yarışma tarihi boyunca tüm jürinin oylarını alan iki isim Güzide Duran ve Tuğçe Güder" Best Model'in ilk senelerinde öyle büyük yarışmalar yapmıyorduk. Özel bir jüri o az sayıda manken arasından seçim yapıyordu. İkinci senede iki kız arasında seçim yaptık. Ben Begüm Özbek'i tercih ettim. Seçilmeyen diğer isim geçenlerde geldi, "Hatırladın mı beni?" dedi. O kız bugün televizyoncu olan Pelin Akad. "Begüm Özbek seçildiğinde, kazanamayan diğer isim Pelin Akad'dı"